Sonunda k olan 8 harfli 2537 kelime var. K harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde k harfi olan kelimeler listesine ya da başında k harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BİLENMEK

  1. [nsz] Bileme işine konu olmak, keskin duruma getirilmek
  2. Bir işe yoğun bir biçimde hazırlanmak, konsantre olmak
    • "İkisi de doyasıya tatlı bir gece geçirmek için bilenmiş gibiydiler." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  3. Hırslanmak, aşırı derecede istemek

BİTİŞMEK

  1. [nsz] Birbirine dokunacak kadar yanaşmak

BÜYÜKLÜK

  1. [isim] Büyük olma durumu, ululuk
    • "Bu büyüklük değil ancak mertçe bir davranıştır." (Nezihe Araz)
    • "İnsan yaptığı işler ve bıraktığı eserlerle büyüklüğünü gösterir." (Aka Gündüz)
    • "Bir eski muallime olan annem, istese de büyüklük satamazdı, elinden gelmezdi." (Orhan Kemal)
  2. Büyüklere yaraşır bağışlayıcı davranış

ÇEŞNİLİK

  1. [isim] Yemeğe çeşni vermek için katılan baharat vb

ÇEVİRMEK

  1. [-i] Bir şeyin yönünü değiştirmek
    • "Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Öteki yüzünü görünür duruma getirmek
    • "Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu." (Ömer Seyfettin)
  3. Döndürerek hareket ettirmek
    • "Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Yönetmek, idare etmek
    • "Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor." (Haldun Taner)
  5. Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek
    • "Arkadaşı bizi çevirip evine götürdü."
  6. Geri göndermek
    • "Kendisine yollanan parayı çevirmiş."
  7. Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek
  8. Çevrilemek, tevil etmek
    • "Sözü işine geldiği gibi çevirdi."
  9. [-den] Çeviri yapmak
    • "Romanlar, hikâyeler yazar; yahut Fransızcadan çevirirmiş." (Memduh Şevket Esendal)
  10. [-i] Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak
    • "Bağı duvarla çevirmek."
  11. [-i] Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek
    • "Evlerini otele çevirdiler."
  12. [-den] Bir durumdan başka duruma geçmek
  13. [nsz] Kâğıt oyunu oynamak
  14. [nsz] Hile, dolap, dalavere vb. dürüst olmayan davranışlar ortaya koymak
    • "Bendenize şikâyetlerin yapılmaması, iş çevirmek isteyenlerin muvaffak olamayacaklarını bilmeleri neticesidir." (Atatürk)
  15. [-i] Kötü bir duruma getirmek
    • "Adamı maskaraya çevirmek."

GÜLEÇLİK

  1. [isim] Güleç olma durumu

HAMAMLIK

  1. [isim] Bazı evlerde yıkanmak için ayrılmış, çoğunlukla içi ve yanları çinko kaplı, dolaba benzer yer

MAOCULUK
...
OYDURMAK

  1. [-i] Oymasını sağlamak

ÖZERKLİK

  1. [isim] Bir topluluğun, bir kuruluşun ayrı bir yasaya bağlı olarak kendi kendini yönetme hakkı, muhtariyet, otonomi
    • "Bilimsel özerklik. Üniversite özerkliği."
  2. Bir kişinin, bir topluluğun kendi uyacağı yasayı kendisinin koyması, yad erklik karşıtı
    • "Bu bayrak onun bir çeşit kendine güven ve özerklik bayrağıdır sanki." (Haldun Taner)

TABAKLIK

  1. [isim] Tabak koymaya yarayan ve üst üste birkaç kattan oluşan raf

TÜPÇÜLÜK

  1. [isim] Tüp gaz satıcılığı

ÇİROZLUK

  1. [isim] Zayıflık, kuruluk

COZUTMAK
...
DOĞRULUK

  1. [isim] Doğru ve dürüst olma durumu, doğru olana yakışır davranış, dürüstlük, adalet
    • "Yazıyı yazana, bu dediklerinin doğruluğuna nasıl inansın okuyucu?" (Necati Cumalı)
  2. Düşüncenin gerçekle uyuşması, yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olması

EĞLENMEK

  1. [nsz] Neşeli, hoşça vakit geçirmek
    • "Aklıma ne kadar kötü şeyler hücum ederse o kadar eğleniyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [-le] Bir kimsenin herhangi bir kusuru veya zayıf noktası ile alay etmek
    • "Yalnız bunları sordu ve inan ki benimle eğlendi." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Bir yerde durmak, beklemek, tevakkuf etmek
    • "Yemen'e gönderilirken Beyrut'ta bir hafta eğlenmiş hem şehri görmüş hem de Cebel köylerinde gezintiler yapmıştı." (Refik Halit Karay)
  4. Oyalanmak

HIRLAMAK

  1. [nsz] Hırıltıyla ses çıkarmak
  2. Köpek, saldırmadan önce hırıltıyla ses çıkarmak
    • "Köpek gözlerinin akını çıkararak yan yan baktıktan sonra pes perdeden hırladı." (Burhan Felek)
  3. Kızgınlıkla ters konuşmak

KAMIŞLIK

  1. [isim] Kamışı çok olan yer

KAPUTLUK

  1. [isim] Kaputların konulduğu yer
  2. Kaput yapmak için kullanılacak (kumaş)

KAVZAMAK

  1. [-i] Sıkı tutmak, kavramak
  2. Korumak, muhafaza etmek

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü