İçinde ma olan 8 harfli 1679 kelime var. İçerisinde MA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ma olan kelimeler listesine ya da Sonu ma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ANIRTMAK
-
-
[-i]
Anırmasını sağlamak
-
[-i]
Anırmasını sağlamak
- KAŞLAMAK
-
-
[-i]
Yüzüğün taşını kaşa oturtmak
-
[-i]
Yüzüğün taşını kaşa oturtmak
- KONDURMA
-
-
[isim]
Kondurmak işi
-
[isim]
Kondurmak işi
- ŞAKRAMAK
-
-
[nsz]
Şakımak
-
[nsz]
Şakımak
- SEMAHANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mevlevi tekkelerinde dervişlerin sema ayini yaptıkları özel bölüm
-
[isim]
Mevlevi tekkelerinde dervişlerin sema ayini yaptıkları özel bölüm
- DERMASON
- ...
- FIÇILAMA
-
-
[isim]
Fıçıya koyma, fıçıya doldurma
- "Biranın fıçılama işi yapıldı."
-
[isim]
Fıçıya koyma, fıçıya doldurma
- MACERACI
-
-
[sıfat]
İlginç ve tehlikeli olayları göze alan, maceraperest
- "Bizim gibi maceracı insanlarda ne gibi meziyetler bulunduğunu anlamak herkesin kârı değildir." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
İlginç ve tehlikeli olayları göze alan, maceraperest
- MADDELİK
- ...
- SIĞDIRMA
-
-
[isim]
Sığdırmak işi
-
[isim]
Sığdırmak işi
- BARIŞMAK
-
-
[nsz]
İki taraf, aralarındaki dargınlığı kaldırmak, uzlaşmak, anlaşmak
- "Fakat bir gün barışacaksınız ve onun da kurtulmasına yardım edeceksiniz." (Aka Gündüz)
-
[-le]
Sevmek, zevk almak
- "Hiçbirini sevmedim, yalnız Enderuni Vasıf Divanı ile barışabildim." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[nsz]
İki taraf, aralarındaki dargınlığı kaldırmak, uzlaşmak, anlaşmak
- İHTİMALİ
- ...
- MANİPÜLE
- ...
- SAYILMAK
-
-
[nsz]
Sayma işine konu olmak, addedilmek
- "İsmail'i yanıma alalı beri pek yalnız sayılmam." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Sayma işine konu olmak, addedilmek
- SIÇRAMAK
-
-
Ayaklarla, birdenbire ve kuvvetle yeri teperek hızla yukarıya veya ileriye atılmak
- "Çocuk taştan taşa sıçrayarak gitti."
-
[nsz]
Bir uyarı veya heyecan sebebiyle ürkerek birdenbire olduğu yerde doğrulur gibi sarsılmak
- "Uyumuş olacak ki yataktan sıçrayarak uyandı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yerinden koparak hızla, parçalar durumunda savrulmak
- "Tarlalardan kalkan çamur parçaları etrafa, bazen de üstüme sıçrıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Yayılmak, bir yerden başka bir yere geçmek
- "Hatta az önce Birgi'ye de sıçramıştı satışlar." (Necati Cumalı)
-
Ayaklarla, birdenbire ve kuvvetle yeri teperek hızla yukarıya veya ileriye atılmak
- SORDURMA
-
-
[isim]
Sordurmak işi
-
[isim]
Sordurmak işi
- SOYULMAK
-
-
[nsz]
Soyma işine konu olmak
- "Küçük çocuğun gözü soyulmuş bir taze badem gibi parladı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Soyma işine konu olmak
- TADILMAK
- ...
- ULAŞILMA
-
-
[isim]
Ulaşılmak işi
-
[isim]
Ulaşılmak işi
- YARAŞMAK
-
-
[nsz]
Yakışmak, uymak
- "Gözlerim koyu olduğu için kuyruklu sürme, bana pek yaraşır." (Sermet Muhtar Alus)
-
Yatkın olmak
- "Söylenen sözü anlıyor, eli hemen her işe yaraşıyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[nsz]
Yakışmak, uymak