İçinde u olan 6 harfli 981 kelime var. İçerisinde U harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında u harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu u harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- RADYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 88, atom ağırlığı 226,05 olan, 700 °C'de eriyen, 1898 yılında Pierre Curie ve eşi tarafından bulunan, soğukta suyu ayrıştıran, ışınetkinliği çok bir element (simgesi Ra)
- "Küçük ve radyum mineli zarif bir saat çıkardı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Atom numarası 88, atom ağırlığı 226,05 olan, 700 °C'de eriyen, 1898 yılında Pierre Curie ve eşi tarafından bulunan, soğukta suyu ayrıştıran, ışınetkinliği çok bir element (simgesi Ra)
- SORUMA
-
-
[isim]
Sorumak işi
-
[isim]
Sorumak işi
- BHUTAN
- ...
- HARTUM
- ...
- MUCİZE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah'ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar, hâller, tansık
- "Millî hareket bu son bir sene zarfında o kadar süratli bir mucize gösterdi ki büyüklüğüyle gözleri kamaştırıyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
İnsanları hayran bırakan, tabiatüstü sayılan olay
-
İnsan aklının alamayacağı olay
- "Şırınga nasılsa umduğumdan çok daha iyi bir tesir yaptı ve zavallı Hacı Ömer, bunu benim bir mucizem gibi gördü." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Olağanüstü, şaşırtıcı
- "Onların aşkı ve evlilikleri zaten bir mucize değil miydi?" (Tarık Buğra)
-
[isim]
Peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah'ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar, hâller, tansık
- TEAKUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Art arda gelme
-
[isim]
Art arda gelme
- UÇUŞMA
-
-
[isim]
Uçuşmak durumu
-
[isim]
Uçuşmak durumu
- UYUŞUK
-
-
[sıfat]
Duymaz ve hareket edemez duruma gelmiş, uyuşmuş
- "Terli, sıcak, uyuşuk vücudu, yatağın çukuruna yapışmış, kımıldayamıyor bile." (Peyami Safa)
-
Gevşek, tembel, sünepe, uyuntu
-
[sıfat]
Duymaz ve hareket edemez duruma gelmiş, uyuşmuş
- MUAVİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yardımcı
- "Kalkmak üzere olan otobüsün muavini seslendi." (Necati Cumalı)
-
Bir görevlinin, bir yöneticinin işine yardım eden, yokluğunda yerini ve yetkilerini üzerine alan kimse
-
[isim]
Yardımcı
- ARMUDİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Armut biçiminde olan
-
[sıfat]
Armut biçiminde olan
- HUKUKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tüzel
-
[sıfat]
Tüzel
- MAKBUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alındı
-
[isim]
Alındı
- MEDYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ruh ötesi iletişim kurma deneylerinde, ruhlarla insanlar arasında aracılık ettiğini ileri süren kimse
- "Öğleden sonra ünlü bir medyumun evine çaya davetliyim." (Nazlı Eray)
-
[isim]
Ruh ötesi iletişim kurma deneylerinde, ruhlarla insanlar arasında aracılık ettiğini ileri süren kimse
- TALYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 81, atom ağırlığı 204,39, yoğunluğu 11,85, 303 °C'de eriyen, fizik özellikleri bakımından kurşuna çok yaklaşan, tuzları ve birleşikleri zehirli bir element (simgesi Tl)
-
[isim]
Atom numarası 81, atom ağırlığı 204,39, yoğunluğu 11,85, 303 °C'de eriyen, fizik özellikleri bakımından kurşuna çok yaklaşan, tuzları ve birleşikleri zehirli bir element (simgesi Tl)
- KUZULU
-
-
[sıfat]
Kuzusu olan (koyun)
-
Kendisine bitişik olarak aynı cinsten küçük tanesi olan (meyve ve sebze)
-
[sıfat]
Kuzusu olan (koyun)
- MERGUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Sevilip aranan, istenilen, beğenilen
- "Böyle altı erkekli, iki kadınlı bir mecliste, kadınların en güzeli pek nadir ve merguptur." (Peyami Safa)
-
Sevilip aranan, istenilen, beğenilen
- YORUCU
-
-
[sıfat]
Yorgunluğa yol açan
- "Yalnızken kendini dinleyiş kadar yorucu ne vardır?" (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Yorgunluğa yol açan
- ÇUHALI
-
-
[sıfat]
Çuhası olan
- "Gözümün önünde loş türbelerin dinginliğine, gönül rahatlığına sinmiş yeşil çuhalı sandukalar duruyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Çuhası olan
- KUMALI
-
-
[sıfat]
Kuması olan
-
[sıfat]
Kuması olan
- KUMRAL
-
-
[isim]
Koyu sarı veya açık kestane rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan (kimse veya şey)
- "Şimdiye kadar hiç böyle kırmızıya çalan kumral kadın görmemişti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Koyu sarı veya açık kestane rengi