İçinde t olan 5 harfli 1255 kelime var. İçerisinde T harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında t harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FİTÇİ
-
-
[sıfat]
Arabozan
-
[sıfat]
Arabozan
- NİMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyilik, lütuf, ihsan
- "Başımızdan gitmesi, ekşi suratından kurtulmamız da bir nimetti." (Sermet Muhtar Alus)
- "Çaylarımıza koşarlar, evimize davet edilmeyi nimet bilirler, etrafımızda dolaşırlar." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Yaşamak için gerekli her şey
- "Desem ki sen benim için hava kadar lazım / Ekmek kadar mübarek / Su gibi aziz bir şeysin / Nimetsin, nimettensin" (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
Yiyecek içecek, özellikle ekmek
-
Yararlanılan imkân
- "Evinizin iş yerinize bu kadar yakın oluşu nimet."
-
[isim]
İyilik, lütuf, ihsan
- OTİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İçe yöneliklik
-
[isim]
İçe yöneliklik
- TASIM
-
-
[isim]
Doğru olarak kabul edilen iki yargıdan üçüncü bir yargı çıkarma temeline dayanan bir uslamlama yolu, kıyas
- "Taşlar katı olur, mermer bir taştır, şu hâlde mermer katıdır uslamlaması bir tasımdır."
-
[isim]
Doğru olarak kabul edilen iki yargıdan üçüncü bir yargı çıkarma temeline dayanan bir uslamlama yolu, kıyas
- TEPİK
-
-
[isim]
Tekme
-
[isim]
Tekme
- TERÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş
- "Fransız ihtilalinin teröründen kaçanlar da bunlara eklenmiş." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş
- TEVKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Padişah fermanlarına çekilen tuğra
-
Bu tuğrayı taşıyan ferman
-
[isim]
Padişah fermanlarına çekilen tuğra
- ÜSTÜN
-
-
[sıfat]
Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan
- "Zekâsının işlek, hatasız ve çok üstün olduğunu bir daha anlıyorum." (Refik Halit Karay)
- "Aşk, hayatın bütün zevklerine üstün gelen ruhani bir varlıktır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik
- "Aliço'nun bir gömlek üstün olduğu iyice belirlenmiştir." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan
- ALTIN
-
-
[isim]
Atom sayısı 79, atom ağırlığı 196,9 olan, 1064 °C'de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element, zer (simgesi Au)
- "Altın çok eski zamanlardan beri para basımında kullanılmaktadır."
-
[sıfat]
Bu elementten yapılmış
- "Müsteşar, pantolonunun arka cebinden altın tabakasını çıkarıp sigara veriyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Altından yapılmış sikke
- "Çocuğa bir altın taktı."
-
[sıfat]
Üstün nitelikli, değerli
- "Altın ses."
-
[isim]
Atom sayısı 79, atom ağırlığı 196,9 olan, 1064 °C'de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element, zer (simgesi Au)
- ATAMA
-
-
[isim]
Atamak işi, tayin
- "Personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir." (Anayasa)
-
[isim]
Atamak işi, tayin
- ETSİZ
-
-
[sıfat]
Eti olmayan
- "Etsiz yemek."
-
Kuru, sıska, zayıf
- "Onları bir başka küreden inmiş etsiz, kemiksiz, şeffaf birtakım varlıklar zannedeceksiniz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Eti olmayan
- HATAY
- ...
- İPTAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yararlıktan, kullanıştan kaldırma, silme, bozma
-
Herhangi bir hükmün geçersiz olduğunu gerekçeleri ile göstererek çürütme
-
[isim]
Yararlıktan, kullanıştan kaldırma, silme, bozma
- LİKİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sıvı, akışkan
- "Likit gaz."
-
[isim]
Nakit
-
[sıfat]
Sıvı, akışkan
- LÜNET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gözlük camı, gözlük
- "Gözümde ince yeşil tek lünetle sertaser." (Ahmet Rasim)
-
[isim]
Gözlük camı, gözlük
- ŞEDİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yeğin, şiddetli
- "Bu şedit boğuşma yarım saatten ziyade sürdü." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Yeğin, şiddetli
- TESRİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çabuklaştırma, hızlandırma
-
[isim]
Çabuklaştırma, hızlandırma
- TULUP
-
-
[isim]
Atılmış, eğrilmeye hazırlanmış, top biçiminde yün veya pamuk
-
[isim]
Atılmış, eğrilmeye hazırlanmış, top biçiminde yün veya pamuk
- TUTUŞ
-
-
[isim]
Tutma işi veya biçimi
-
[isim]
Tutma işi veya biçimi
- YETKİ
-
-
[isim]
Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet
- "Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmişti." (Tarık Buğra)
- "Türkiye Büyük Millet Meclisi soru, Meclis araştırması ... yollarıyla denetleme yetkisini kullanır." (Anayasa)
- "İdam hükümlerini doğrudan doğruya yerine getirme yetkisini vermiştir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet