İçinde t olan 5 harfli 1255 kelime var. İçerisinde T harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında t harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AKDUT

  1. [isim] Beyaz renkte olan dut

EVRAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Müslümanlarca belirli zamanlarda okunması âdet olan dualar ve Kur'an ayetleri
    • "Geceleri Hüsnü'nün evinde toplanır, zikreder, evrat çekerlermiş." (Memduh Şevket Esendal)

FETHA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üstün (II)

HAFTA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Birbiri ardınca gelen yedi günlük dönem
    • "O, hafta sekiz, gün dokuz bizdedir!"

ORTAY

  1. [sıfat] Bir düzlem şeklin aynı yöndeki paralel bütün kirişlerini eşit parçalara bölen (çizgi)
  2. Bir uzayı, bir yüzeyi eşit iki parçaya bölen (düzlem, çizgi)

ÖRTME

  1. [isim] Örtmek işi
  2. Baş örtüsü
  3. Üstü kapalı, önü açık yer
    • "Damın örtmesinin altında hasta koyunlara bakıyordu bir adamla beraber." (Yahya Kemal)

TRAFO

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Aynı frekansta fakat yoğunluğu, gerilimi genellikle farklı olan bir veya birçok değişik akım dizgesini, değişik bir akım dizgesine dönüştüren elektromanyetik indükleçli duruk araç, dönüştürücü, transformatör
  2. Şehrin elektrik akımını sağlayan transformatör kuruluşu

BATKI

  1. [isim] Hüsran
    • "O geniş caddeler bugünkü hazin görünümleriyle nihayet bulurlar. Edebiyatın özlemleri acı bir batkıya uğrar." (Selim İleri)
  2. İflas

İNTAÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir işi sonuçlandırma, sona erdirme, bitirme

LETÇE
...
TÜTSÜ

  1. [isim] Dinî törenlerde çevrenin güzel kokmasını sağlamak, büyü veya ilaç yapmak amacıyla yakılan kokulu madde
    • "Arziya Hanım da perilerle mutat olan konsültasyonu yaptıktan sonra bana bir tütsü verdi. Nazar değmiş olduğunu ve fazla çalıştırmamalarını tavsiye etti." (Haldun Taner)
  2. İçki

KUYTU

  1. [sıfat] Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha (yer)
    • "Kahvenin kuytu bir köşesinde, bağıra bağıra konuşuyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Uğrak olmayan, içerlek, sapa (yer)
    • "Dükkân kuytu yerde olduğundan işlemiyor."
  3. Güneş ışığı almayan (yer)

ORTAK

  1. [isim] Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri, şerik, hissedar
    • "Bırakın ortağıma bir telefon edeyim." (Haldun Taner)
    • "Kadınları hayata ortak olmayan millet öksüzdü, yarı kuvvetini kullanamıyor demekti." (Tarık Buğra)
  2. Kuma
    • "Kendi üstüne bir ortağın getirilmesi Emeti'nin pek ziyade gücüne gitmişti." (Ercüment Ekrem Talu)
  3. [sıfat] Birden çok kimse veya nesneyi ilgilendiren, onlara özgü olan, onların katılmasıyla oluşan, müşterek
    • "Edebiyata şiirle başlamak, büyük küçük bütün yazarlarda görülen ortak bir yöndür." (Necati Cumalı)

ÖTEKİ

  1. [sıfat] Bilinenden, sözü edilenden ayrı, öbür, diğer
    • "Bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış!" (Memduh Şevket Esendal)
  2. Sözü edilen veya benzer iki nesneden önem ve konum bakımından uzakta olan

SADET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Konuşulan asıl konu, asıl madde
    • "Ne ise bunlar hep dedikodu. Sadede gelelim." (Halide Edip Adıvar)

TAKİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Verimsiz duruma getirme, sonuçsuz bırakma, kısırlaştırma
  2. Mikrobundan arıtma

TEALİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yükselme, yücelme

TURNO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Tek dilli, bir tekerlekli makara

BAĞIT

  1. [isim] Sözleşme

BÜTÜN

  1. [sıfat] Eksiksiz, tam
    • "Güller bütün güller bu sabah / Bir ağızdan şarkı söyler gibi açıyor her bahçede." (Necati Cumalı)
    • "Meseleyi bütün çıplaklığıyla anlattım." (Mahmut Yesari)
  2. Çok sayıdaki varlık ve nesnelerin hepsi
    • "Bütün civar köylerde onu sevmeyen yoktu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Bozuk olmayan (para)
    • "Bütün para."
  4. Parçalanmamış
  5. [isim] Birlik, tamlık
    • "Şiirde bir bütünün lüzumuna inananlar bile mısralar arasında birtakım aralıklar kabul eder." (Orhan Veli Kanık)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü