İçinde l olan 5 harfli 1421 kelime var. İçerisinde L harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında l harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu l harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DOLAY
-
-
[isim]
Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, çevre, havali, etraf
- "Yaratma heyecanı içinde yorulma denen şey onun dolayına uğramazdı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, çevre, havali, etraf
- HAMEL
- ...
- KOALA
- ...
- KOLİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kalın bağırsak iltihabı
-
[isim]
Kalın bağırsak iltihabı
- MÖBLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mobilya
-
[isim]
Mobilya
- OLCAY
- ...
- PELİN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Birleşikgillerden, yapraklarında ve öteki bölümlerinde çok acı, kokulu bir madde bulunan, hekimlikte kullanılan çok yıllık ve otsu bir bitki, pelin otu, acı pelin, akpelin (Artemisia absinthium)
-
[isim]
Birleşikgillerden, yapraklarında ve öteki bölümlerinde çok acı, kokulu bir madde bulunan, hekimlikte kullanılan çok yıllık ve otsu bir bitki, pelin otu, acı pelin, akpelin (Artemisia absinthium)
- PULCU
-
-
[isim]
Pul satan kimse
-
Pul derleyen veya derleyenlere pul satan kimse, pul koleksiyoncusu
-
[isim]
Pul satan kimse
- ALTIN
-
-
[isim]
Atom sayısı 79, atom ağırlığı 196,9 olan, 1064 °C'de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element, zer (simgesi Au)
- "Altın çok eski zamanlardan beri para basımında kullanılmaktadır."
-
[sıfat]
Bu elementten yapılmış
- "Müsteşar, pantolonunun arka cebinden altın tabakasını çıkarıp sigara veriyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Altından yapılmış sikke
- "Çocuğa bir altın taktı."
-
[sıfat]
Üstün nitelikli, değerli
- "Altın ses."
-
[isim]
Atom sayısı 79, atom ağırlığı 196,9 olan, 1064 °C'de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element, zer (simgesi Au)
- ÇAPLA
-
-
[isim]
Maden kazımak için kullanılan çelik kalem
-
[isim]
Maden kazımak için kullanılan çelik kalem
- ÇEKEL
-
-
[isim]
Küçük çapa
-
Üvendirenin alt ucunda bulunan, pulluğa yapışan toprağı ayırmaya yarayan demir bölüm
-
[isim]
Küçük çapa
- DOĞAL
-
-
[sıfat]
Doğada olan, doğada bulunan
- "Doğal olarak kendisinin de o bir adımdan daha çok yaklaşmasına izin vermiyordu." (Necati Cumalı)
-
Doğada rastlandığı gibi, doğaya uygun olan, doğa güçlerine, kurallarına uyan, tabii, natürel
-
Kendiliğinden olan, insan eliyle yapılmamış, yapay karşıtı
- "Doğal liman. Doğal sınır."
-
Yapmacık olmayan
-
Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi
-
Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan
-
Katıksız, saf
-
[sıfat]
Doğada olan, doğada bulunan
- FİLUM
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Canlıların bölümlenmesinde, dalların bir araya gelmesiyle oluşan birlik
-
[isim]
Canlıların bölümlenmesinde, dalların bir araya gelmesiyle oluşan birlik
- NAMLU
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tüfek, tabanca, top vb. ateşli silahların ucunda bulunan boru biçimindeki parça
-
Kasatura, kılıç, meç, bıçak vb. kesici silahların uzun ve keskin bölümü
-
[isim]
Tüfek, tabanca, top vb. ateşli silahların ucunda bulunan boru biçimindeki parça
- SALAK
-
-
[isim]
Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan kimse
-
[isim]
Giyinişinden, konuşma ve davranışlarından seviyesiz, dengesiz ve saf olduğu anlaşılan kimse
- SÜLÜS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Üçte bir
-
[isim]
Arap alfabesiyle yazılan bir tür süslü yazı
- "Havadaki bu ince duman yığını tıpkı girift bir sülüs yazıya benziyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Erata yolculuklarda indirim sağlayan belge
-
[sıfat]
Üçte bir
- TEKİL
-
-
[isim]
Teklik: Çocuk, ev, geldim, geldin gibi
-
[isim]
Teklik: Çocuk, ev, geldim, geldin gibi
- ZÜLÜF
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Şakaklardan sarkan saç lülesi
- "Eser seher yeli zülfün dağıtır / Gerdana dökülen tel incinmesin." (Karacaoğlan)
-
Sevgilinin saçı, zülfüyâr
-
[isim]
Şakaklardan sarkan saç lülesi
- AĞLAK
-
-
[sıfat]
Ağlamaklı
- "Bana ne, onun sarı parlak bir kumaşa sarınmış ağlak suratlı bodur karısından?" (Adalet Ağaoğlu)
-
[sıfat]
Ağlamaklı
- BALİĞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ergen
-
[sıfat]
Ergen