İçinde mu olan 8 harfli 185 kelime var. İçerisinde MU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mu olan kelimeler listesine ya da Sonu mu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MUKABELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karşılık verme, karşılama, karşılık
- "Dâhilî isyanlara mukabele ve mukavemet ettik." (Atatürk)
-
Karşı gelme, başkaldırma
-
Toplu yerlerde yüksek sesle hatim okunurken Kur'an okumasını bilenlerin gözleriyle Kur'an'ı takip etmesi, bilmeyenlerin dinlemesi
-
Karşılaştırma, karşılıklı yapılan okuma
-
[isim]
Karşılık verme, karşılama, karşılık
- MUVAKKİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güneşe bakarak namaz vakitlerini bildiren kimse
-
[isim]
Güneşe bakarak namaz vakitlerini bildiren kimse
- MUHABBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevgi
- "Mutfakta onlara yemek, kahvaltı hazırlanırken yukarıda her akşamdan fazla bir muhabbet havası esiyordu." (Halide Edip Adıvar)
- "Bir geçitten ziyade bir toplantı yeri. Mahalle orada muhabbet eder, konuşur, kavga eder." (Halide Edip Adıvar)
-
Dostça konuşma, yârenlik
- "Karın doyuracak değiliz, maksat biraz muhabbet olsun." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Sevgi
- MUHALLİK
- ...
- MUVAHHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tanrı'nın birliğine inanan
-
[sıfat]
Tanrı'nın birliğine inanan
- MUMLAŞMA
-
-
[isim]
Mumlaşmak işi
-
[isim]
Mumlaşmak işi
- MUKAYYİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kayıt işlerini yapan kimse
-
Kaydedici makine
-
[isim]
Kayıt işlerini yapan kimse
- MUSALLAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir kimse veya şeyin üzerine bıktıracak kadar düşen (kimse)
- "Oyundan alıntıladığı bir iki sahne, belleğimizin bize musallat ettiği iz düşümlerden oluşmadır." (Selim İleri)
- "Akşamdan beri yüreğine musallat olan o sıkıntı gene yerini almaya başlamıştı." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Bir kimse veya şeyin üzerine bıktıracak kadar düşen (kimse)
- SOMURTUK
-
-
[sıfat]
Asık suratlı, yüzü gülmez, sıkıntılı, çekilmez
- "Somurtuk, buruk ve pasif bir ortamın içinde sürekli canlılığı, neşesi, sevimliliği ile manevi bir vitamin gibidir." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Asık suratlı, yüzü gülmez, sıkıntılı, çekilmez
- MUHTEŞEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Görkemli
- "Ne büyümüş, ne koca göbekli muhteşem bir mahluk olmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Büyük
-
[sıfat]
Görkemli
- KAMUFLAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gizleme
- "Polisler başlarına kamuflaj için dallar, yapraklar koymuşlardır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Gizleme
- MUAMELAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İşlem
- "Muamelat müdürü."
-
[isim]
İşlem
- OMURGALI
- ...
- ÇAMURSUZ
-
-
[sıfat]
Çamuru olmayan, üstünde çamur bulunmayan
-
[sıfat]
Çamuru olmayan, üstünde çamur bulunmayan
- MUKAYYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bağlı olan, bağlanmış
- "İstanbul pek havalandı, balolar, danslar... Kıza mukayyet olamayacağız." (Refik Halit Karay)
-
Bir şart veya kayıtla bağlı olan
-
Yazılmış, yazılı, kayıtlı
-
[sıfat]
Bağlı olan, bağlanmış
- YUMULMAK
-
-
[nsz]
Kapanmak, örtülmek
-
[-e]
Kendini bir işe istekle vermek, girişmek, saldırmak, atılmak
-
Kısılmak, örtülür gibi olmak
-
[nsz]
Kapanmak, örtülmek
- TAHAMMUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ekşime
-
[isim]
Ekşime
- ÇAMURCUN
-
-
[isim]
Anadolu ve Kuzey Afrika'da yaşayan bir tür ördek
-
[isim]
Anadolu ve Kuzey Afrika'da yaşayan bir tür ördek
- MUMCULUK
- ...
- ARMUDİYE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Nazarlık olarak takılan armut biçimindeki altın
-
[isim]
Nazarlık olarak takılan armut biçimindeki altın