Başında t olan 6 harfli 516 kelime var. T harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde t harfi olan kelimeler listesine ya da sonu t harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında t bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TIRNAK
-
-
[isim]
İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka
- "Zarfın ucunu tırnağımla yırttım." (Aka Gündüz)
- "İş karıştırmak için de ilkin belediyeye tırnak takarlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kanca gibi araçların kıvrık yeri
-
Gemi demirinin ucundaki yassı parça
-
Ciltçilikte tek yaprakları büküp cildi birleştirebilmek için bir yanında bırakılan şerit durumundaki kenar
-
Heykel dökümünde, kalıp parçalarının birleştirilmesinde kolaylık sağlamak amacı ile yapılan dişlerin her biri
-
Kanun çalmakta kullanılan mızrap
-
Tenekecilerin delik açmak için kullandığı alet, keski
-
Tırnak işareti
-
[isim]
İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka
- TEVABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tabi olanlar, maiyet
-
[isim]
Tabi olanlar, maiyet
- TAKDİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi karşılıksız olarak birine verme, sunma
- "İlk karşılık olarak şunu takdim edeyim." (Refik Halit Karay)
-
Tanıtma, tanıştırma
- "... nihayet Mehmet Akif Bey'e de takdim edildim." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Seni bu gece bizim eski diplomatımıza takdim edeceğim." (Ömer Seyfettin)
-
Öne alma, önceye alma
-
[isim]
Bir şeyi karşılıksız olarak birine verme, sunma
- TAKLİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma
- "Annesinin, babasının taklitlerini yapıyordu." (Çetin Altan)
-
Birinin davranışlarını, konuşmasını tekrarlayarak eğlenme
- "Hele taklitleri? -Kadın taklidi, Arap taklidi hepsini birbirinden güzel yapıyordu." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Taklit etmeyeceğine, kopya olmaktan, andırmaktan tiksindiğine göre bilmesinin faydası yoktu." (Tarık Buğra)
-
Benzetilerek yapılmış şey, imitasyon
-
[isim]
Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma
- TETKİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnceleme
- "Çocuk gene dikkatli dikkatli beni tetkik ediyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Araştırma
-
[isim]
İnceleme
- TÜTMEK
-
-
[nsz]
Duman veya buhar çıkarmak
- "Dumanı tütmekte olan bir vapuru görerek artık yerine dönmeyi akıl etti." (Haldun Taner)
-
Dumanı geri vermek
- "Kahvelerin içi tüten ocakla göz gözü görmez bir hâldeydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yaşamak, varlığını sürdürmek
- "Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak." (Mehmet Akif Ersoy)
-
İyi veya kötü kokmak
-
[nsz]
Duman veya buhar çıkarmak
- TAVSIZ
-
-
[sıfat]
Tavlanmamış, tav verilmemiş
-
[sıfat]
Tavlanmamış, tav verilmemiş
- TEKMİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tamamlama, bitirme
-
[sıfat]
Bütün, tüm
- "O bana Ahmet Midhat Efendi'nin tekmil kitaplarını sattı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Eksiksiz
-
Tekmil haberi
-
[isim]
Tamamlama, bitirme
- TELFİN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Lakerda yapılmak için kesilmiş torik balığı parçası, takoz
-
[isim]
Lakerda yapılmak için kesilmiş torik balığı parçası, takoz
- TEMBİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin belli biçimde ve yolda yapılmasını söyleme, bunu üsteleyerek hatırlatma, uyarı
- "Ertesi gün ayrılırken tekrar oradan geçmemi sıkı sıkı tembih ediyorlar." (Halide Edip Adıvar)
-
Uyarma
- "Bu zılgıtın içinde bir daha böyle yergiler yazmaması tembihi de vardır." (Salâh Birsel)
-
Uyarım
-
[isim]
Bir şeyin belli biçimde ve yolda yapılmasını söyleme, bunu üsteleyerek hatırlatma, uyarı
- TESPİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirme, yerinden oynamaz duruma getirme, saptama
-
Bir durumu kuşkuya düşürmeyecek biçimde gösterme
- "Hayal meyal seçtiklerini isabetle tespit edemezler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Belirleme
-
[isim]
Bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirme, yerinden oynamaz duruma getirme, saptama
- TİMSAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sembol, örnek, simge
- "O günden beri ceviz, bana ulvi bir şeyin timsali gibi görünüyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Sembol, örnek, simge
- TULYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 69, atom ağırlığı 168,9, yoğunluğu 9,3 olan, yaklaşık 1500 °C'de eriyen nadir element (simgesi Tm)
-
[isim]
Atom numarası 69, atom ağırlığı 168,9, yoğunluğu 9,3 olan, yaklaşık 1500 °C'de eriyen nadir element (simgesi Tm)
- TEKİLA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Sert bir Meksika içkisi
-
[isim]
Sert bir Meksika içkisi
- TERAZİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir kolun iki ucuna asılı iki kefeden oluşan tartı, mizan
- "Sanki her an bütün bir tarihi tartan hisli teraziler gibiydiler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Elektronik tartma aracı
-
İp cambazlarının dengeyi sağlamak için kullandıkları uzun sırık
-
Vücudun, asılarak veya dayanarak yere paralel bulunduğu denge duruşu
-
[isim]
Bir kolun iki ucuna asılı iki kefeden oluşan tartı, mizan
- TIRPAN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Uzun bir sapın ucuna tutturulan, ot, ekin vb.ni biçmeye yarayan, hafifçe kıvrık, uzun çelik bıçak
- "Ot orağından dönen birkaç köylü, omuzlarında uzun tırpanlarıyla geçiyorlardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Güreşte devirmek amacıyla rakibin ayak bileklerine hızla ayak vurarak yapılan bir oyun
-
[isim]
Uzun bir sapın ucuna tutturulan, ot, ekin vb.ni biçmeye yarayan, hafifçe kıvrık, uzun çelik bıçak
- TOSTÇU
-
-
[isim]
Tost yapan veya satan kimse
-
[isim]
Tost yapan veya satan kimse
- TARİFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Fiyat gösteren çizelge
- "Gazino tarifesi."
-
Taşıtların gidiş geliş zamanlarını gösteren çizelge
- "Yıpranır ceplerinde tren tarifeleri." (Behçet Necatigil)
-
İlaç, alet vb. şeylerin nasıl kullanılacağını açıklayan kâğıt, tanıtmalık, prospektüs
- "Bir ilacın tarifesi."
-
[isim]
Fiyat gösteren çizelge
- TROPİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Dönenceye ait
- "Tropik bitki ve çiçekler."
-
[sıfat]
Dönenceye ait
- TUŞSUZ
- ...