Başında s olan 7 harfli 638 kelime var. S harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde s harfi olan kelimeler listesine ya da sonu s harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında s bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SAÇAKLI

  1. [sıfat] Saçağı olan
    • "İpek saçaklı örtü."

SAKALIK

  1. [isim] Sakanın işi

SAVURMA

  1. [isim] Savurmak işi
    • "Ben de onlar gibi tekme atıp yumruk savurmasını biliyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Kol, bacak vb. vücut bölümlerinin ağırlıklarından yararlanarak omuz ve uyluk eklemleri çevresinde türlü yönlere doğru hızla çevirme

SİLECEK

  1. [isim] Yıkandıktan sonra kurulanmak için kullanılır büyük havlu, hamam havlusu
  2. Motorlu taşıtlarda ön camı silmeye, temizlemeye yarayan alet, silgeç
  3. Evlerde ayakkabıları temizlemek için kapı önlerine konulan bez, keçe vb. şey, paspas

SKLEROZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İçindeki katılgan dokunun artmasından dolayı bir organ veya dokunun patolojik sertleşmesi

SİMYACI

  1. [isim] Alşimist

SOFULUK

  1. [isim] Sofu olma durumu
    • "Gerek baba gerek de ana tarafından sofuluk göreneğine vâris olamadım." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Sofuca davranma
    • "Almanlar İstanbul'a gelince sofuluk taslıyorlar." (Ömer Seyfettin)

SÖMÜRME

  1. [isim] Sömürmek işi

SARIYER
...
SIĞINAK

  1. [isim] Yağmur, güneş veya çeşitli tehlikelerden korunmak için sığınılacak yer, melce
  2. Özellikle hava bombardımanlarından korunmak için yapılmış yer
  3. Kötülüklerden koruyan, sığınılan kimse veya şey

SİLİNİŞ

  1. [isim] Silinme işi veya biçimi

SİNOLOG
...
SORUMLU

  1. Üstüne aldığı veya yaptığı işlerden dolayı hesap vermek zorunda olan, sorumluluk taşıyan (kimse), mesul
    • "Ailede başkan odur, kararları o alır, hepimizin geleceğinin sorumlusu ve güvencesi odur." (Haldun Taner)
    • "Ben Niyazi'yi yahut başka bir arkadaşı sorumlu mu tutardım, lakırtısını bile ettirmezdim." (Memduh Şevket Esendal)

SARSMAK

  1. [-i] Birdenbire ve güçle kımıldatmak, sallamak, oynatmak, titretmek
    • "Kalkın bakalım, diye çocukların karyolalarını sarsıyorlardı." (Çetin Altan)
  2. Zarar verecek yolda etkilemek, aksatmak
    • "Çok sevdiği annesinin ölümü onu çok sarsmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)

SEDYECİ

  1. [isim] Sedye taşıyan kimse

SIRIMAK

  1. [-i] Yorgan, şilte vb.ni iri ve aralıklı dikmek
  2. Sağlam ve sıkıca dikmek

SİVEREK
...
SAVATLI

  1. [sıfat] Savatı olan, savatlanmış
    • "Belindeki yirmi sene evvel hediye gelen kayışın savatlı gümüş sarkıntıları pırıl pırıl parlıyorlar." (Ömer Seyfettin)

SAVLAMA

  1. [isim] Savlamak işi veya durumu

SAFSATA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Boş, temelsiz, asılsız söz
    • "Türk Cumhuriyeti, varlığını, istiklalini safsatalarla tehlikeye maruz bırakamaz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü