İçinde emek olan 10 harfli 227 kelime var. İçerisinde EMEK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında emek olan kelimeler listesine ya da Sonu emek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
EKME, EMEK, KEME, MEKE
3 Harfli Kelimeler
EKE, KEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, KE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇİMENLEMEK
- ...
- TEYELLEMEK
-
-
[-i]
Teyel yapmak
-
[-i]
Teyel yapmak
- DEMETLEMEK
-
-
[-i]
Demet yapmak, demet durumunda ayırıp bağlamak
-
[-i]
Demet yapmak, demet durumunda ayırıp bağlamak
- ERGİNLEMEK
-
-
[-i]
Birini bir konu üzerinde aydınlatıp onu gerekli temel bilgi ve becerilerle donatarak ergin ve yetişmiş kılmak
-
Bir kişiyi dernek, topluluk vb.ne özel bir törenle almak
-
[-i]
Birini bir konu üzerinde aydınlatıp onu gerekli temel bilgi ve becerilerle donatarak ergin ve yetişmiş kılmak
- LANETLEMEK
-
-
[-i]
Kargımak, beddua etmek, lanet etmek
-
Tanrı, merhametinden yoksun bırakmak
-
Dinden kovmak
-
[-i]
Kargımak, beddua etmek, lanet etmek
- HEREKLEMEK
-
-
[-i]
Asma, fasulye vb. sarılgan ve destek isteyen bitkileri hereğe bağlamak veya bu bitkilerin yanına herek dikmek
-
[-i]
Asma, fasulye vb. sarılgan ve destek isteyen bitkileri hereğe bağlamak veya bu bitkilerin yanına herek dikmek
- MÜHRELEMEK
-
-
[-i]
Kâğıdı mühre ile cilalamak, parlatmak, düzeltmek
-
[-i]
Kâğıdı mühre ile cilalamak, parlatmak, düzeltmek
- DÜZENLEMEK
-
-
[-i]
Düzenli, düzgün duruma getirmek, düzen vermek, tanzim etmek
- "Odasını düzenledi."
-
Yapmak, hazırlamak
- "Merdivenleri, masaları gayet hantal, battal şeyler. Bodrumun ışığını da buna göre düzenlemişler." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Düzenleme yapmak
-
Müzik aletlerini akort etmek
-
[-i]
Düzenli, düzgün duruma getirmek, düzen vermek, tanzim etmek
- BEĞENMEMEK
-
-
kuşku duymak, kuşku ile karşılamak
- "Kuvvetini beğenen Murat farkına varmadan gülümsediğini neden sonra fark etti." (Refik Halit Karay)
- "Ben bu işin sonunu beğenmiyorum."
-
küçümsemek, hor görmek
- "Otellerden bir otel beğeneceğiz." (Refik Halit Karay)
-
kuşku duymak, kuşku ile karşılamak
- BİBERLEMEK
-
-
[-i]
Biber serpmek, biber katmak
-
[-i]
Biber serpmek, biber katmak
- EVLEKLEMEK
-
-
[-i]
Sürülecek tarlayı eşit bölümlere ayırmak
-
[-i]
Sürülecek tarlayı eşit bölümlere ayırmak
- TÜNEKLEMEK
-
-
[nsz]
Tünemek
-
[nsz]
Tünemek
- YEMEKÇİLİK
-
-
[isim]
Çalışanları, üyeleri, öğrencileri, işçileri çok olan kuruluşlara yemek yapıp satma işi
-
[isim]
Çalışanları, üyeleri, öğrencileri, işçileri çok olan kuruluşlara yemek yapıp satma işi
- MELEZLEMEK
-
-
[-i]
İki ayrı türü çiftleştirip birleştirmek
-
[-i]
İki ayrı türü çiftleştirip birleştirmek
- MÜHÜRLEMEK
-
-
[-i]
Bir yazı, belge vb.nin doğruluğunu veya kabul ve onayını belirtmek amacı ile altına mühür koymak, mühür basmak
-
Bir şeyin üzerine açıldığında belli olması için yetkili makamlarca yapıştırılan kırmızı muma mühür basmak
-
Yasalara, ahlak ve sağlık kurallarına aykırı görülen iş veya eğlence yerlerinin çalışmasını durdurmak amacıyla, kapısının açılmasını engellemek için uygun yere mumu yapıştırıp üzerine mühür basmak, kapatmak
-
[-i]
Bir yazı, belge vb.nin doğruluğunu veya kabul ve onayını belirtmek amacı ile altına mühür koymak, mühür basmak
- ÇEKİMLEMEK
-
-
[-i]
Bir cisim genel çekim yasasına göre başka bir cismi çekmek
-
[-i]
Bir cisim genel çekim yasasına göre başka bir cismi çekmek
- KİLİTLEMEK
-
-
[-i]
Anahtarla kilidi kapamak
- "Annesi bu olaydan sonra iki gün kapıyı kilitlemiş, korku içinde yaşamıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir nesne veya bir kimseyi kilitli bir yere kapamak
- "Bütün giyeceklerini dolaba kilitlemişler. Çocuğu bodruma kilitlemiş."
-
Karşılıklı çıkıntı ve girintileri olan şeyleri birbirine geçirmek, kenetlemek
- "Sırtüstü kerevete uzanarak iki elimin parmaklarını ensemde kilitledim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Sıkıca tutmak
- "Zehra parmaklarıyla kadehini kilitledi." (Atilla İlhan)
-
[-i]
Anahtarla kilidi kapamak
- TÜRKÜLEMEK
-
-
[-i]
Türküsünü söylemek, türkü yakmak
- "Kara sevdalarını türkülüyor uzaklarda / Çıplak kalan ağaçlar, sürüsüz çoban ve deniz." (Ahmet Muhip Dranas)
-
[-i]
Türküsünü söylemek, türkü yakmak
- BELGİLEMEK
-
-
[-i]
Belgi ile göstermek
-
[-i]
Belgi ile göstermek
- ŞAKULLEMEK
-
-
[-i]
Çekülle düşey doğrultusuna bakmak
-
Yoklamak
-
[-i]
Çekülle düşey doğrultusuna bakmak