Sonunda e olan 5 harfli 508 kelime var. E harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde e harfi olan kelimeler listesine ya da başında e harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DEBBE
-
-
[isim]
Kulplu ve ağzı kapaklı bakırdan su kabı, güğüm
-
[isim]
Kulplu ve ağzı kapaklı bakırdan su kabı, güğüm
- GÖLGE
-
-
[isim]
Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık
- "Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur?" (Halide Edip Adıvar)
- "... bu iki yazarın usta hikâyeci vasıflarına gölge düşürmüştür." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "O bir gölge gibi kalkıp gittiği zaman farkında olmadım." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Enişte, delikanlıları gölgede bırakacak kadar çalıştı; hâlâ ayak üstünde." (Sermet Muhtar Alus)
-
Güneş ışınlarından korunacak yer
- "Sakın kesme, gölgesinde yorgun çiftçi dinlensin." (Memduh Şevket Esendal)
- "Gölge etme, başka ihsan istemem." (Diyojen)
-
Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, silüet
- "Pencereden dışarıya bir gölge çıktı, arkasından seğirttiler." (Aka Gündüz)
-
Resimde bir şekli cisimlendirmek için, onun ışık almaması gereken yerlerine vurulan az çok koyu renk
-
Röfle
-
Yetkisi olmadığı hâlde etkili olan
- "Gölge başkan. Gölge kabine."
-
Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse
-
Koruma, kayırma himaye
- "Onun gölgesi altında yaşıyor."
-
[isim]
Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık
- ESİRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dişi tutsak
-
Cariye, dişi köle
-
[isim]
Dişi tutsak
- RÖFLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Saçın değişik tonlarda boyanması
-
Saçın yansıması, gölge
-
[isim]
Saçın değişik tonlarda boyanması
- DİNME
-
-
[isim]
Dinmek işi
-
[isim]
Dinmek işi
- FLÖRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dürtücü kılıç
-
Bu kılıç kullanılarak oynanan bir tür kılıç oyunu
-
[isim]
Dürtücü kılıç
- HAMSE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Divan edebiyatında beş mesnevinin bir araya gelmesinden oluşan eser
-
[isim]
Divan edebiyatında beş mesnevinin bir araya gelmesinden oluşan eser
- İZOLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Yalıtılmış, tecrit edilmiş
-
[sıfat]
Yalıtılmış, tecrit edilmiş
- KERDE
-
-
[isim]
Sebze fideliği
- "İlerdeki kerdelerin birinde, üzerine uçuk sarı bir ışık düşmüş bir domates..." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Sebze fideliği
- DİKME
-
-
[isim]
Dikmek işi
-
Ahşap yapılarda pencere ve kapı yanlarına dikilen direklerden her biri
-
Bir evde aileyi sürdürecek olan tek çocuk
-
Ağaç, direk
-
Fidan, yeni dikilmiş fidan
-
Yük kaldırmakta kullanılan bir direkli maçuna
-
Dikey olan doğru veya düzlem, amut
-
[isim]
Dikmek işi
- KURYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kimse
-
Posta, kargo, mektup vb. gönderileri alıcıya ulaştıran kimse
-
Uçakla gönderilen mektup, koli veya havale
-
Düzenli olarak ticari bir hizmet gören taşıt
-
[isim]
Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kimse
- FİTNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karışıklık, kargaşa
- "Fitneyi bastırmak kolay değil."
-
[sıfat]
Fitneci, ara bozucu
-
[isim]
Karışıklık, kargaşa
- KİTLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsan topluluğu
- "Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum." (Halide Edip Adıvar)
-
Kütle
-
[isim]
İnsan topluluğu
- TEKKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer, dergâh
- "Hemen her ev yarı saray ve yarı tekke gibi bir şeydi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
İşsiz güçsüz kimselerin buluşup sığındıkları yer
-
Esrar içilen üstü kapalı yer
-
Hapishane
- "Bakıyorum, tekke sana yaramış, dedi. Ne zaman çıktın?" (Tahsin Yücel)
-
[isim]
Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer, dergâh
- ANELE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka
-
[isim]
Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka
- GÜBRE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Verimini artırmak için toprağa dökülen her türlü hayvan dışkısı, kimyasal veya bitkisel madde, kemre
- "Dünyanın masrafını yapmış, araba araba toprak, gübre taşıtmıştır." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Verimini artırmak için toprağa dökülen her türlü hayvan dışkısı, kimyasal veya bitkisel madde, kemre
- OKUME
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Afrika'da yetişen, kerestesi parlak, öz odunu mor, dış odunu pembe renkli bir ağaç (Aucoumea)
-
[isim]
Afrika'da yetişen, kerestesi parlak, öz odunu mor, dış odunu pembe renkli bir ağaç (Aucoumea)
- NEDBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yara izi
-
[isim]
Yara izi
- İHALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İş, mal vb.ni birçok istekli arasından en uygun şartlarla kabul edene verme, eksiltme veya artırma
-
[isim]
İş, mal vb.ni birçok istekli arasından en uygun şartlarla kabul edene verme, eksiltme veya artırma
- FORSE
- ...