İçinde fet olan 7 harfli 18 kelime var. İçerisinde FET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında fet olan kelimeler listesine ya da Sonu fet ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E F T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
TEF
2 Harfli Kelimeler
ET, FE, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MARİFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ustalık, hüner, uzmanlık
- "Meğer ne marifetleri varmış o gösterişsiz saatin!" (Haldun Taner)
-
Uygun olmayan, hoşa gitmeyen, can sıkıcı iş veya davranış
- "Yaptığın marifeti beğendin mi?"
-
Bilim, bilgi
-
Aracı, ikinci el
-
[isim]
Ustalık, hüner, uzmanlık
- AFFETME
-
-
[isim]
Bağışlama
- "Affetme duygusunun altında yatan nedenler eşelenmeye değer." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bağışlama
- FETVACI
-
-
[isim]
Fetva veren kimse
-
Gereksiz yere ve olmayacak emirler veren kimse
-
[isim]
Fetva veren kimse
- HİLAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Halifelik
-
[isim]
Halifelik
- İFFETLİ
-
-
[sıfat]
İffetini koruyan, sili, afif, afife
- "Tatlı, güzel, iffetli ve kültürlü idi." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
İffetini koruyan, sili, afif, afife
- FETHİYE
- ...
- KESAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çokluk, sıklık
-
Yoğunluk
- "Dağ, bütün kesafeti ve bütün heybetiyle benim üstüme yürüyor gibiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Saydam olmama durumu, bulanıklık
-
[isim]
Çokluk, sıklık
- KIYAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kılık, elbise, giysi
- "Kıyafetinden onun da bir kalem beyi olduğu anlaşılıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Resmî giysi
- "Öyle de olsa ha deyince senin boyuna bosuna göre asker kıyafeti bulunur mu?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kılık, elbise, giysi
- LETAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güzellik, hoşluk
- "Evet bu kadının tebessümünde başka letafet var..." (Ahmet Rasim)
-
Yumuşaklık, incelik
- "Bu ne letafet, bu ne güzellik ya Rabbi, diye mırıldandı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Güzellik, hoşluk
- FETTANE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Cilveli, gönül alıcı (kadın)
- "O öyle bir fettanedir ki pisliği, rüküşlüğü bile yakışır haspaya ... güzelliğine, inceliğine halel getirmez." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Cilveli, gönül alıcı (kadın)
- ZİYAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla birçok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen, toy
- "Resmî ziyafetlerin ve büyük düğünlerin yemeklerini hep ona ısmarlamak âdet olmuştur." (Reşat Nuri Güntekin)
- "O gece telgrafçı, gümrükçü, liman çavuşu, müdür beye bir ziyafet vermek istemişlerdi." (Memduh Şevket Esendal)
- "Orkestra tam bir müzik ziyafeti çekti."
-
[isim]
Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla birçok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen, toy
- DEFETME
-
-
[isim]
Defetmek işi
-
[isim]
Defetmek işi
- ATFETME
-
-
[isim]
Atfetmek işi, isnat
-
[isim]
Atfetmek işi, isnat
- REFETME
-
-
[isim]
Refetmek işi
-
[isim]
Refetmek işi
- KONFETİ
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Düğün, balo vb. eğlencelerde, spor karşılaşmalarında serpilen, küçük yuvarlak pul biçiminde kesilmiş renkli kâğıt parçaları
- "Maskeli maskesiz bütün bu halk, avuç avuç hiç bıkmadan, yorulmadan muttasıl konfeti serpiyorlar." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Düğün, balo vb. eğlencelerde, spor karşılaşmalarında serpilen, küçük yuvarlak pul biçiminde kesilmiş renkli kâğıt parçaları
- NEZAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temizlik, paklık
-
[isim]
Temizlik, paklık
- HALFETİ
- ...
- ZARAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zariflik
- "Sadece zarafetinizin, güzelliğinizin karşıdan hayranı olmuştum." (Samim Kocagöz)
-
[isim]
Zariflik