Sonunda ut olan 114 kelime var. UT ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ut olan kelimeler listesine ya da başında ut olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
VAHDETİVÜCUT
CÜRMÜMEŞHUT, GAYRİMAHDUT
HAKKISÜKUT
ABULLABUT, ETİMESGUT, KARABULUT
EBUSSUUT, HEMHUDUT, İZBANDUT, NAMEVCUT, TARASSUT, TASALLUT, TAVASSUT, YEKVÜCUT
ABLAVUT, ARNAVUT, CEBERUT, KARADUT, LAYEMUT, MARABUT, MELEKUT, PALAMUT, VEYAHUT
ANADUT, BARBUT, BİZMUT, HAYDUT, HOŞNUT, KEPSUT, KORKUT, MAHDUT, MAHLUT, MAHRUT, MAKSUT, MATRUT, MAZBUT, MERBUT, MESKUT, MEŞHUT, MEŞRUT, MEVCUT, MEVKUT, MEVLUT, MEVRUT, NEMRUT, SKAVUT, VERMUT, VURTUT, BEYRUT
AKDUT, ANGUT, ARMUT, BARUT, BOYUT, BULUT, ÇAPUT, HAMUT, HANUT, HASUT, HAVUT, HUDUT, HUTUT, KAPUT, KAVUT, KOMUT, KONUT, KOŞUT, KOYUT, KURUT, LAHUT, LAZUT, LOBUT, MABUT, MAHUT, MAMUT, MESUT, MEVUT, NOHUT, NUKUT, SAMUT, SOMUT, SOYUT, SUKUT, SÜBUT, SÜCUT, SÜKUT, ŞUHUT, TABUT, TOPUT Devamını Görüntüle
AKUT, AMUT, ANUT, BUUT, KUUT, UĞUT, UMUT
AUT, BUT, DUT, FUT, GUT, KUT, MUT, PUT, SUT, ŞUT, TUT
UT
T U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
TU, UT
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VAHDETİVÜCUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Varlık birliği
-
[isim]
Varlık birliği
- CÜRMÜMEŞHUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Suçüstü
- "Cürmümeşhutlardan kaça kurtula bir gün yakayı ele verdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Suçüstü
- GAYRİMAHDUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sınırsız, sonsuz, uçsuz
-
[sıfat]
Sınırsız, sonsuz, uçsuz
- HAKKISÜKUT
- ...
- ETİMESGUT
- ...
- KARABULUT
-
-
[isim]
Sıkıntı, felaket
-
[isim]
Sıkıntı, felaket
- ABULLABUT
-
-
[sıfat]
Kaba saba ve anlayışsız (kimse)
-
Biçimsiz ve kötü giyinen, giyimine özen göstermeyen (kimse)
-
[sıfat]
Kaba saba ve anlayışsız (kimse)
- EBUSSUUT
- ...
- YEKVÜCUT
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Birlik
-
[zarf]
Hep birlikte
-
[isim]
Birlik
- TASALLUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Musallat olma, saldırma
-
Sarkıntılık
-
[isim]
Musallat olma, saldırma
- İZBANDUT
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[sıfat]
Görünüşü ve davranışı ile korku veren (iri yarı adam)
- "Hanife, iki izbandut herifin yanından geçeceği anı mümkün olduğu kadar tehire çalışıyordu." (Halide Edip Adıvar)
- "Elin izbandut gibi herifiyle dövüşür müyüm?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Rum korsanı
-
[sıfat]
Görünüşü ve davranışı ile korku veren (iri yarı adam)
- TAVASSUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aracılık, ara bulma, aracılık etme
-
[isim]
Aracılık, ara bulma, aracılık etme
- NAMEVCUT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
Mevcut olmayan, bulunmayan, yok
-
Mevcut olmayan, bulunmayan, yok
- HEMHUDUT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sınırdaş
-
[sıfat]
Sınırdaş
- TARASSUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gözleme, gözetleme, dikkatle bakma
- "Pek yakın bir tarassut noktasından görebilenler arasına katılacağımı sanıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kıpırdamadan, nefes almadan apartmanı tarassut ediyordu." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Gözleme, gözetleme, dikkatle bakma
- KARADUT
-
-
[isim]
Siyah renkte olan dut
- "Yeni park gazinosunda kasabanın meşhur karadut şerbeti ile beraber bir parça da içki içilir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Siyah renkte olan dut
- CEBERUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı'nın her şeyin üstünde olan kudreti
- "Sahibikâinat olan ceberut." (Tevfik Fikret)
-
Tasavvufta Allah'a varmanın üçüncü basamağı
-
Merhametsizlik, zorbalık
- "Böyle ceberut sahibi firavunlar karşısında ağız açmak haddimize mi düşmüş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Acımasız, merhametsiz, zorba
- "Ceberut hanım, hiçbir şeye izin vermiyordu ki!" (Atilla İlhan)
-
[isim]
Tanrı'nın her şeyin üstünde olan kudreti
- LAYEMUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ölümsüz, ölmez
-
[sıfat]
Ölümsüz, ölmez
- MELEKUT
- ...
- ABLAVUT
-
-
[sıfat]
Bön, aptal, sersem (kimse)
-
[sıfat]
Bön, aptal, sersem (kimse)