İçinde şak olan 10 harfli 19 kelime var. İçerisinde ŞAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında şak olan kelimeler listesine ya da Sonu şak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K Ş Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AŞK, KAŞ, ŞAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AŞ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞAKIRDATMA
-
-
[isim]
Şakırdatmak işi veya durumu
-
[isim]
Şakırdatmak işi veya durumu
- KUŞAKLANMA
-
-
[isim]
Kuşaklanmak durumu
-
[isim]
Kuşaklanmak durumu
- BAŞAKLAMAK
-
-
[-i]
Tarlalarda, bağlarda kalmış döküntüleri toplamak
-
[-i]
Tarlalarda, bağlarda kalmış döküntüleri toplamak
- YUMUŞAKLIK
-
-
[isim]
Yumuşak olma durumu
- "Göğsünde ilk defa bir kadın vücudunun sıcaklığını, yumuşaklığını hissediyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ilımlı, iyi davranma, mülayemet
-
[isim]
Yumuşak olma durumu
- BAŞAKLANMA
-
-
[isim]
Başaklanmak durumu
-
[isim]
Başaklanmak durumu
- BAŞAKŞEHİR
- ...
- MEŞAKKATLİ
-
-
[sıfat]
Güç, sıkıntılı
-
[sıfat]
Güç, sıkıntılı
- ŞAŞAKALMAK
-
-
[-e]
Çok şaşırmak, şaşkınlıktan ne yapacağını bilememek
- "Babam bu dostunu görmeye gittikçe onun bir bekleyişten ibaret hayatına şaşakalırmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[-e]
Çok şaşırmak, şaşkınlıktan ne yapacağını bilememek
- ŞAKIRDAMAK
-
-
[nsz]
"Şakır" diye ses çıkarmak
- "Bursa'da bir eski cami avlusu / Küçük şadırvanda şakırdayan su." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[nsz]
"Şakır" diye ses çıkarmak
- ŞAKIRTISIZ
-
-
[sıfat]
Şakırtısı olmayan
-
[sıfat]
Şakırtısı olmayan
- DUŞAKLAMAK
-
-
[-i]
Hayvanın iki ayağını duşakla bağlamak, kösteklemek
-
[-i]
Hayvanın iki ayağını duşakla bağlamak, kösteklemek
- KUŞAKLAMAK
-
-
[-i]
Kuşaklarla sağlamlaştırmak
-
[-i]
Kuşaklarla sağlamlaştırmak
- ŞAKALAŞMAK
-
-
[nsz]
Karşılıklı olarak şaka etmek, şaka yapmak
- "Yanında getirdiği damadı ve torunu ile şakalaşıyordu." (Tarık Buğra)
-
[nsz]
Karşılıklı olarak şaka etmek, şaka yapmak
- ŞAKACIKTAN
-
-
[zarf]
Şaka yapar görünerek
- "Başımı da şöyle yastığa doğru şakacıktan eğdim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Farkında olmadan
- "Şakacıktan epey iş görmüşüz."
-
[zarf]
Şaka yapar görünerek
- BAŞAKLANIŞ
-
-
[isim]
Başaklanma işi veya biçimi
-
[isim]
Başaklanma işi veya biçimi
- ŞAKIRDAYIŞ
- ...
- BAŞAKÇILIK
- ...
- BAŞAKORTÇU
-
-
[isim]
Müzik aletlerini akort edenlerin başı
- "Muhatabımız Silezya erganun fabrikasının başakortçularından biri imiş." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Müzik aletlerini akort edenlerin başı
- ŞAKULLEMEK
-
-
[-i]
Çekülle düşey doğrultusuna bakmak
-
Yoklamak
-
[-i]
Çekülle düşey doğrultusuna bakmak