İçinde uz olan 5 harfli 47 kelime var. İçerisinde UZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında uz olan kelimeler listesine ya da Sonu uz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BUZUL
-
-
[isim]
Kutup bölgelerinde veya dağ başlarında bulunan büyük kar ve buz kütlesi, cümudiye
-
[isim]
Kutup bölgelerinde veya dağ başlarında bulunan büyük kar ve buz kütlesi, cümudiye
- UZLET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplum yaşayışından kaçıp tek başına yaşama
- "Ülfet belalı şey fakat uzlet sıkıntılı / Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Toplum yaşayışından kaçıp tek başına yaşama
- MUZIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sağlığı bozan
-
Zararlı
-
Yaramaz, cinsel gelişmeye zararlı
-
Her şeyi bozan, karıştıran (çocuk)
-
[sıfat]
Sağlığı bozan
- UÇSUZ
-
-
[sıfat]
Ucu olmayan
- "Geçen günlerim bana dalgaları sayılmayan uçsuz bir deniz gibi göründü." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Ucu olmayan
- MARUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir olayın, bir durumun etkisinde veya karşısında bulunan
- "Herkes, her an müthiş bir tehlikeye maruzdur." (Peyami Safa)
- "Türk Cumhuriyeti varlığını, istikbalini safsatalarla tehlikeye maruz bırakamaz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Taraf taraf işgallere, istilalara maruz kaldık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Arz edilen, sunulan, verilen
-
[sıfat]
Bir olayın, bir durumun etkisinde veya karşısında bulunan
- TUZLU
-
-
[sıfat]
Tuzu olan
- "Dudaklarımda Boğaz havasının tuzlu lezzetiyle uyandım." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Bu eğlenti bize biraz tuzluya mal oldu." (Ercüment Ekrem Talu)
- "... kendisine tuzluya patlamıştı." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Yapılışında tuz bulunan, tuzu çok olan
- "Bu yemek tuzlu olmuş."
-
Çok pahalı
-
[sıfat]
Tuzu olan
- MUZUR
- ...
- MUZSU
-
-
[sıfat]
Muzu andıran, muza benzeyen, muz gibi
-
[sıfat]
Muzu andıran, muza benzeyen, muz gibi
- VUZUH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Açık olma durumu, açıklık, aydınlık
- "Bu akşam bilhassa, Şevki'nin fikrindeki vuzuh onu düşündürdü." (Halide Edip Adıvar)
-
Açıklık
-
[isim]
Açık olma durumu, açıklık, aydınlık
- KUZİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Teyze, dayı, hala veya amcanın kız çocuğu, kız yeğen, böle
-
[isim]
Teyze, dayı, hala veya amcanın kız çocuğu, kız yeğen, böle
- VADUZ
- ...
- DOKUZ
-
-
[isim]
Sekizden sonra gelen sayının adı
- "Sabahtan beri kamış kökünün içine sığınmış, yüreği ağzında, dokuz doğurarak şahinini bekleyişi..." (Yahya Kemal)
- "Dokuz körün bir değneği, işte bir kızımız var." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bu sayıyı gösteren 9, IX rakamlarının adı
-
[sıfat]
Sekizden bir artık
-
[isim]
Sekizden sonra gelen sayının adı
- OTSUZ
-
-
[sıfat]
Otu olmayan
-
[sıfat]
Otu olmayan
- UZZAL
- ...
- KUZUM
-
-
okşamalık, yalvarma veya dikkat çekme anlamları taşıyan bir seslenme sözü
- "Belki beş kuzunun derisinden yapılmış, siyah bir kalpak." (Ömer Seyfettin)
- "... sabık komiserin sahiden bir komisermiş gibi tavır aldığı anlarda kadın kuzu kesilirdi." (Halide Edip Adıvar)
- "Kuzum, şu kalemi verir misin?"
- "Kuzum anne, doktora etki yapma!" (Halide Edip Adıvar)
-
okşamalık, yalvarma veya dikkat çekme anlamları taşıyan bir seslenme sözü
- KUZEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Teyze, dayı, hala veya amcanın erkek çocuğu, erkek yeğen, böle
-
[isim]
Teyze, dayı, hala veya amcanın erkek çocuğu, erkek yeğen, böle
- HUZUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç
- "Bu komşular mahallenin huzurunu kaçırdı."
- "Bu müzik bana huzur verdi."
-
Ön, yan, kat, makam, yamaç
- "Başkanın huzuruna çıkmak."
-
Bir yerde bulunma
- "Bu sorunun konuşulması için sizin huzurunuz şarttır."
-
Padişah katı
- "Huzura çıkmak."
-
[isim]
Dirlik, baş dinçliği, gönül rahatlığı, rahatlık, erinç
- RUMUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sembol, simge, remiz
-
Gizli anlamları olan işaretler ve sözler
- "Ne vurdumduymaz misafirdi bunlar... Ne surattan anlıyorlardı ne rumuzdan ne kinayeden..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Sembol, simge, remiz
- TOPUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ucu top biçiminde eski bir silah
-
Top biçiminde toplanmış saç
- "Saçlar, sımsıkı taranmış, fırçalanmış, ensesinde bir topuz yapılmıştı." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir şeyin elle tutulabilen çıkıntısı
- "Kapıya doğru yürüdü. Evvela anahtarı, sonra topuzu çevirdi." (Peyami Safa)
-
[isim]
Ucu top biçiminde eski bir silah
- SUSUZ
-
-
[sıfat]
Suyu olmayan, suyu bulunmayan
- "Bir kadeh rakıyı susuz ve bir hamlede içti." (Peyami Safa)
-
Suyu çok az olan
- "Susuz portakal."
-
Yağmursuz, kurak geçen
- "Susuz bir yaz."
-
Susamış olan
- "Koca bir tarihin tutuştuğu çöllerde susuz yanan insanların çatlak dudaklarında temaşa ediyoruz." (Falih Rıfkı Atay)
-
[zarf]
Su olmadan
- "Susuz bırakmak."
-
[sıfat]
Suyu olmayan, suyu bulunmayan