Başında uzak olan 18 kelime var. Uzak ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde uzak olan kelimeler listesine ya da sonu uzak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında uzak bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
UZAKLAŞTIRILMAK
UZAKLAŞABİLMEK, UZAKLAŞTIRILMA
UZAKLAŞABİLME, UZAKLAŞTIRMAK
UZAKLAŞILMAK, UZAKLAŞTIRMA
UZAKLAŞILMA
UZAKLANMAK, UZAKLAŞMAK
UZAKLANMA, UZAKLAŞMA, UZAKSAMAK
UZAKSAMA
UZAKLIK, UZAKTAN
UZAKÇA
UZAK
A K U Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
UZAK
3 Harfli Kelimeler
KAZ, KUZ, UZA
2 Harfli Kelimeler
AK, AZ, UZ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UZAKLAŞTIRILMAK
-
-
[-den]
Uzaklaşması sağlanmak
-
Görevden alınmasını sağlamak
-
[-den]
Uzaklaşması sağlanmak
- UZAKLAŞABİLMEK
- ...
- UZAKLAŞTIRILMA
-
-
[isim]
Uzaklaştırılmak işi veya durumu
-
[isim]
Uzaklaştırılmak işi veya durumu
- UZAKLAŞTIRMAK
-
-
[-den]
Uzağa götürmek
- "Seni filan yere elçi göndermeye hatta seni bir müddet buradan uzaklaştırmaya karar verdik." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Çıkarmak, ayırmak
-
Yabancılaştırmak, ilgisiz bırakmak
- "Sen onu bozmak, işten uzaklaştırmak, züppeleştirmek için bilmezlikle elinden geleni yaptın." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-den]
Uzağa götürmek
- UZAKLAŞABİLME
- ...
- UZAKLAŞILMAK
-
-
[-den]
Uzaklaşma işi yapılmak
-
[-den]
Uzaklaşma işi yapılmak
- UZAKLAŞTIRMA
-
-
[isim]
Uzaklaştırmak işi
- "Okuldan uzaklaştırma cezasının da bir anlamı kalmamıştı artık benim için." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Uzaklaştırmak işi
- UZAKLAŞILMA
-
-
[isim]
Uzaklaşılmak durumu
-
[isim]
Uzaklaşılmak durumu
- UZAKLAŞMAK
-
-
[-den]
Bir şeyden, bir yerden veya kimseden ayrılıp uzağa gitmek
- "Yürüyüp gittiğini görmemek için uzaklaştı." (Refik Halit Karay)
-
Yabancılaşmak, ilgisi azalmak
- "Bu genç kız yaşasaydı, sevdiği adamın günden güne kendisinden uzaklaştığını görecekti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-den]
Bir şeyden, bir yerden veya kimseden ayrılıp uzağa gitmek
- UZAKLANMAK
-
-
[nsz]
Nazlanmak
- "... hatta bundan bir böbürlenmek vesilesini çıkardığını anlatan bir gülümsemeyle sanki tekrar etsinler diye uzaklanırdı." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
[nsz]
Nazlanmak
- UZAKLANMA
-
-
[isim]
Uzaklanmak durumu veya biçimi
-
[isim]
Uzaklanmak durumu veya biçimi
- UZAKLAŞMA
-
-
[isim]
Uzaklaşmak durumu
-
[isim]
Uzaklaşmak durumu
- UZAKSAMAK
-
-
[-i]
Uzak saymak, istibat etmek
-
[-i]
Uzak saymak, istibat etmek
- UZAKSAMA
-
-
[isim]
Uzaksamak işi, istibat
-
[isim]
Uzaksamak işi, istibat
- UZAKTAN
-
-
[zarf]
Uzak yerden
- "Merak bu ya, bir gün uzaktan seyredeceğim bizim takımı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Uzak olarak
-
[zarf]
Uzak yerden
- UZAKLIK
-
-
[isim]
Uzak olma durumu, ıraklık
- "Duvarın yüzünde birbirine otuz arşın kadar uzaklıkta sımsıkı kapalı iki büyük kapı vardı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
İki nokta arasındaki uzay ölçümü, mesafe
-
[isim]
Uzak olma durumu, ıraklık
- UZAKÇA
- ...
- UZAK
-
-
[sıfat]
Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı
- "Mualla, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu." (Peyami Safa)
- "Çocuklar ilk günü senden uzak durmuşlardı, nasıl bir kişi olduğunu kestiremiyorlardı." (Tarık Dursun K)
- "Ben uzak düşmemeye çalışır, karşılarında bir yere ilişirdim." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Arada çok zaman bulunan
- "Uzak bir gelecekte neler olacağı bilinmez."
-
Eli, gücü veya hükmü yetişmez
- "O böyle işlerden pek uzaktır."
-
İhtimali az olan
- "Ben bu işi çok uzak görüyorum."
-
Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan
- "Ne iyi! Sizinle birlikte uzak şeylerden bahsedebileceğiz." (Peyami Safa)
-
[isim]
Yakın olmayan yer
- "Fazla uzağa gitme."
-
[sıfat]
Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı