İçinde aya olan 6 harfli 26 kelime var. İçerisinde AYA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında aya olan kelimeler listesine ya da Sonu aya ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AYA
2 Harfli Kelimeler
AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FAYANS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Duvarları kaplayıp süslemek için kullanılan, bir yüzü sırlı ve türlü desenlerle bezenmiş, pişmiş balçıktan levha
-
[isim]
Duvarları kaplayıp süslemek için kullanılan, bir yüzü sırlı ve türlü desenlerle bezenmiş, pişmiş balçıktan levha
- BAKAYA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Askerlik çağına girenlerden son yoklamalarını yaptırarak askerlik kararı aldırdıkları hâlde çağrıldıklarında gelmeyen veya gelip de kıtalarına gitmeden toplandıkları yerlerden ayrılanlar
-
Ait olduğu yıl içinde toplanamayıp ertesi yıla kalan vergiler
-
Kalıntılar
-
[isim]
Askerlik çağına girenlerden son yoklamalarını yaptırarak askerlik kararı aldırdıkları hâlde çağrıldıklarında gelmeyen veya gelip de kıtalarına gitmeden toplandıkları yerlerden ayrılanlar
- HAYATİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hayatla ilgili
-
Büyük önem taşıyan, önemli
- "Sanat ve kültürü canlandıracak önlemleri almayı hayati bir ödev sayıyorlar." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Hayatla ilgili
- AYAKTA
-
-
[zarf]
Ayağa kalkmış durumda
- "Kahvelerimizi ayakta içtik." (Aka Gündüz)
-
Telaşlı, heyecanlı bir biçimde
- "Bu yapı beş yüz yıldan beri ayakta kalmıştır."
-
[zarf]
Ayağa kalkmış durumda
- BAYAĞI
-
-
[sıfat]
Aşağılık, pespaye
- "Bütün hareketleri adi, kaba ve bayağı idi." (Ömer Seyfettin)
-
Basit, adi, sıradan, amiyane, banal
- "Kardeşimi birdenbire çok bayağı buldum." (Peyami Safa)
-
[zarf]
Hemen hemen, âdeta
- "Bayağı kanacak gibi oldum."
-
[zarf]
Gerçekten
- "Bayağı, çocuk gibi sevinirim limonun yarısının durduğuna." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Çapkınlığı, çok iğrenç ve bayağı çapkınlık." (Mahmut Yesari)
-
[zarf]
Oldukça, epey
-
[sıfat]
Aşağılık, pespaye
- PAPAYA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Amerika'nın sıcak bölgelerine özgü, sarı, kavuna benzer bir tür meyve
-
Papaya ağacı
-
[isim]
Amerika'nın sıcak bölgelerine özgü, sarı, kavuna benzer bir tür meyve
- SAYACI
-
-
[isim]
Ayakkabıların sayalarını hazırlayan kimse
-
[isim]
Ayakkabıların sayalarını hazırlayan kimse
- AYARLI
-
-
[sıfat]
Ayarlanmış, doğru çalışması sağlanmış, düzeltilmiş (saat, makine vb.)
-
Belirli bir ayarda olan (altın veya gümüş)
-
[sıfat]
Ayarlanmış, doğru çalışması sağlanmış, düzeltilmiş (saat, makine vb.)
- AYARTI
-
-
[isim]
Baştan çıkarma
-
[isim]
Baştan çıkarma
- HAYALI
- ...
- ÖNAYAK
-
-
[sıfat]
Bir işte öncü, işi yürüten (kimse)
- "Bu işte de önayak olmuş ve neler becermiş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Bir işte öncü, işi yürüten (kimse)
- AYAKÇI
-
-
[isim]
Ayak işlerinde kullanılan kimse
-
Bir iş süresince tutulan hizmetçi
- "Bütün ayakçılar, başta parkın kiracısı, kaymakam beyin masasına pervane." (Tarık Buğra)
-
Gezici satıcı, çerçi
-
Otobüs terminallerinde yolcuyu kendi şirketinden bilet almaya yönlendiren kimse
-
[isim]
Ayak işlerinde kullanılan kimse
- PİTAYA
- ...
- DAYALI
-
-
[sıfat]
Dayanmış olan
-
İlgili, dair, müstenit, mebni
- "Kanun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz." (Anayasa)
-
[sıfat]
Dayanmış olan
- ÜÇAYAK
-
-
[isim]
Fotoğraf makinesi, televizyon kameraları vb. aletlerin üzerine oturduğu üç ayaklı düzen
-
Sacayağı
-
Bir halay çeşidi
-
[isim]
Fotoğraf makinesi, televizyon kameraları vb. aletlerin üzerine oturduğu üç ayaklı düzen
- DAYAMA
-
-
[isim]
Dayamak işi
-
[isim]
Dayamak işi
- HAYALİ
- ...
- AYAKSI
-
-
[sıfat]
Ayağı andıran, ayağa benzeyen, ayak gibi
-
[sıfat]
Ayağı andıran, ayağa benzeyen, ayak gibi
- MAYALI
-
-
[sıfat]
İçine maya karıştırılmış
-
Maya ile ekşiyip kabarmış
-
[isim]
Daire şeklinde açılan mayalanmış hamurun, sac veya fırında pişirilmesiyle elde edilen ekmek
-
[sıfat]
İçine maya karıştırılmış
- AYARCI
-
-
[isim]
Esnafın kullandığı ölçü aletlerini denetleyen görevli
-
[isim]
Esnafın kullandığı ölçü aletlerini denetleyen görevli