İçinde akk olan 8 harfli 24 kelime var. İçerisinde AKK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında akk olan kelimeler listesine ya da Sonu akk ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAK

2 Harfli Kelimeler

AK

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TEYAKKUZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Uyanıklık, saklık

TAHAKKUK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gerçekleşme, yerine gelme
    • "Resmen bir şey tahakkuk etmediyse de köylüler, fikirlerinde sabit kaldılar." (Memduh Şevket Esendal)

HAKKIYLA

  1. [zarf] Gereği gibi, iyice

RAKKASLI

  1. [sıfat] Sarkacı olan
    • "Evlerin başka odalarında duvara asılmış rakkaslı ve rakamları alaturka bir çalar saat işler." (Abdülhak Şinasi Hisar)

AKKORLUK

  1. [isim] Akkor olma durumu

MUHAKKAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Doğruluğu, gerçekliği kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş
    • "Muhakkak olan bir şey varsa herkese benzemediği idi." (Haldun Taner)
  2. [zarf] Kesinlikle
    • "Eski terbiyeyi bilmesi de muhakkak tesirli oluyordu." (Refik Halit Karay)

SAKKAROZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Şeker kamışı veya şeker pancarından elde edilen bir tür şeker (C12H22O11)

MUHAKKİK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Gerçeği araştıran
  2. [isim] Soruşturucu, soruşturmacı

ŞAKKETME

  1. [isim] Şakketmek işi

HAKKINDA

  1. [zarf] İlgili olarak, üzerine
    • "Kocasının sağlığı hakkında bilgi istiyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

AKKUYRUK

  1. [isim] Tadını artırmak için çay harmanına katılan beyaz bir çay türü

TAKKESİZ

  1. [sıfat] Takkesi olmayan

TAHAKKÜM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Baskı, zorbalık, hükmetme
    • "Sen böyle karı tahakkümü altında mı kalacaksın?" (Memduh Şevket Esendal)
    • "O, işbaşına geldiği zaman etrafındakilere böyle tahakküm ederdi." (Reşat Nuri Güntekin)

ŞAKKADAK

  1. [zarf] Ansızın
    • "İşte böyle bir gün adamın hatasını şakkadak suratına vururlardı." (Ömer Seyfettin)

ZAKKUMLU

  1. [sıfat] Zakkumu olan, zakkuma bulaşmış
  2. Acı veya üzüntü veren
    • "Bir anda zakkumlu bir yumruk tıkandı boğazıma." (Çetin Altan)

MUVAKKİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güneşe bakarak namaz vakitlerini bildiren kimse

MUVAKKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Geçici
    • "Her muvakkat memuriyet odası gibi sade ve dağınık döşemeli bir yere girdiler." (Peyami Safa)

BİHAKKIN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Hakkıyla, hakkı olarak, gerçekten
    • "İşinin ehlidir, bihakkın çalışıyor." (Atilla İlhan)

HAKKETME

  1. [isim] Hakketmek işi

AYAKKABI

  1. [isim] Genellikle sokakta giyilen ve altı kösele, lastik vb. dayanıklı maddelerden yapılan giyecek, başmak, pabuç

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü