Başında b olan 3 harfli 48 kelime var. B harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde b harfi olan kelimeler listesine ya da sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında b bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BUZ

  1. [isim] Donarak katı duruma gelmiş su
    • "Hep kar yağmıştı, her yer buzdu." (Tarık Dursun K)
    • "Beton döşeme bir türlü ısınmak bilmiyordu. Ve akşamlardan sabahlara kadar ayakları, baldırları buz kesiyordu." (Reşat Enis)
  2. [sıfat] Çok soğuk bir etki uyandıran (şey veya kimse)
    • "Bu romanın neresini beğendiniz? Buz!"
    • "Bu sefer avuçlarımla yanaklarım buz kesiliyor." (Aka Gündüz)

BİS
...
BOP

  1. [isim] Poker oyununda, oyuna girmek için ortaya konması gereken en az miktar
  2. Ortadaki miktar kadar oyuna katılma sözü

BAÇ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Osmanlı İmparatorluğu'nda gümrük vergisi
    • "Sirkeci'de 'oh' diye gözlerini açtı, şehrin ta göbeğinde bacını verdiği köprüyü yavaş yavaş geçti." (Ömer Seyfettin)
  2. Zorla alınan para, haraç
    • "Galata'da baç alınan evler bir gece içinde istiklallerini ilan ederek en meşhur hamilerini kovmuşlardı." (Ömer Seyfettin)

BAY

  1. [sıfat] Parası, malı çok olan, zengin (kimse)

BED

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Kötü, çirkin, tuhaf

BAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kapı
  2. Kitaplarda bölüm, başlık
  3. Konu, husus
    • "Bir tanesi nedamet babında spikerin bize dediklerini bir daha tekrarladı." (Haldun Taner)
  4. Arap dil bilgisinde mastar çeşitlerinden her biri

BOL

  1. [sıfat] İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı
    • "Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." (Peyami Safa)
  2. Nicelik bakımından olağandan veya alışılandan çok, kıt karşıtı
    • "Demek ki zeytinin bol ve ucuz olduğu bir yerdeymiş." (Burhan Felek)

BÜZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Künk

BUL

  1. [isim] Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta

BOŞ

  1. [sıfat] İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı
    • "Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler." (Aka Gündüz)
    • "Nasıl boş bulunup o gazeteci kızın resmini çekmesine imkân verdi?" (Atilla İlhan)
    • "Ben birkaç gündür arıyorum, birkaç yerlere başvurdum, boş çıktı." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Ankara'ya giden hiçbir heyetin geri boş döndüğünü görmedik." (Yahya Kemal)
  2. Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal
    • "Boş kadro."
    • "Bizden sonra cenaze çıkmış bir eve benzeyen Bekirağa bölüğündeki arkadaşlar boş durmamışlardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Her senede üç dört ay, bahusus kışın boş kalırız." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Yapılacak işi olmayan, işsiz
    • "Bugün sabah boşum, gelebilirsin."
  4. [zarf] İşsiz bir biçimde
    • "Boş oturmak, aylak durmak insanı çabuk çökertir." (Haldun Taner)
  5. Verimsiz
  6. Anlamsız
    • "Bilirim, sen bu gibi boş yazılardan hoşlanmazsın!" (Memduh Şevket Esendal)
  7. Habersiz, hazırlıksız
    • "Tatar dilencinin küfürlerine işte böyle boş yakalandım." (Orhan Pamuk)
  8. Bilgisiz
    • "Daha meselesiz, daha cahil, daha boş, daha yakışıklıydılar." (Sait Faik Abasıyanık)
  9. Bir işe yaramayan, yararsız
    • "Yaşlı başlı insanlarız dedi. Birbirimizi boş tesellilerle aldatacak değiliz." (Reşat Nuri Güntekin)

BEL

  1. [isim] İşaret

BOZ

  1. [isim] Açık toprak rengi
  2. Kül rengi, gri
  3. [sıfat] Bu renklerde olan
  4. [sıfat] Açılmamış, sürülmemiş (toprak)

BAM
...
BOA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Boa yılanı
  2. Kadınların boyunlarına aldıkları yılan biçiminde dar ve uzun kürk, boyun kürkü

BİN

  1. [isim] Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
    • "Rıfat Paşa gibi terbiyeli bir zat bile bin dereden su getirir, harp siyasetimizi methederdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Gündüzki o tatlı eğlentiler şimdi fitil fitil burnumdan gelmeye başladığı için bugün buralara geldiğime bin pişman oluyordum." (Osman Cemal Kaygılı)
    • "Nihayet bin zahmetle iki ayağımın üstüne kalkabildim." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bu sayıyı gösteren 1000, M rakamlarının adı
    • "Ali Çavuş'un hiddeti daha ziyadeleşti. Küfrün bini bir paraya." (Nabizade Nazım)
  3. [sıfat] On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık
  4. [sıfat] Pek çok, çok sayıda
    • "Taşlar, topraklar kaydırarak bin zorlukla iniyorlardı." (Refik Halit Karay)

BAZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Temel
    • "Baz fiyat."
  2. [isim] Taban
  3. [isim] Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan madde, esas

BİT

  1. [isim] Yarım kanatlılar alt takımına giren, insan ve memeli hayvanların vücudunda asalak olarak yaşayan böcek, kehle (Pediculus)
    • "Baş biti. Vücut biti. Tavuk biti. Ağaç biti. Çiçek biti."
    • "Fakat geçim durumunu az çok düzene sokmuş ve biti kanlanmışlar için rütbe ve şeref, paranın da üstündedir." (Reşat Nuri Güntekin)

BOK

  1. [isim] Dışkı
  2. Güç durum
    • "Boka batmak. Boka düşmek."
  3. [sıfat] Hor görülen, tiksinilen
    • "Bırak şu bok herifi."

BOM

  1. [isim] Bir çeşit kumar
    • "Akşamları Atpazarı'na bakan Altındiş'in kahvesinde bom oynarken gelir, omuz başımda durur, beni seyrederdi." (Sait Faik Abasıyanık)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü