Sonunda ramak olan 18 kelime var. RAMAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ramak olan kelimeler listesine ya da başında ramak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

10 Harfli Kelimeler

YILDIRAMAK

8 Harfli Kelimeler

DOĞRAMAK, FIKRAMAK, KAVRAMAK, KIPRAMAK, KIVRAMAK, ŞAKRAMAK, SIÇRAMAK, YIPRAMAK

7 Harfli Kelimeler

ABRAMAK, KARAMAK, OKRAMAK, TARAMAK, UĞRAMAK, YARAMAK

6 Harfli Kelimeler

ARAMAK, IRAMAK

5 Harfli Kelimeler

RAMAK


Kelime bulma makinesi

A A K M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

5 Harfli Kelimeler

KARMA, MARKA, RAKAM, RAMAK

4 Harfli Kelimeler

AKAR, AKMA, AKRA, ARAK, ARKA, ARMA, KAMA, KARA, MARK

3 Harfli Kelimeler

AKA, AMA, ARA, ARK, KAM, KAR, RAM

2 Harfli Kelimeler

AK, AM, AR, MA, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YILDIRAMAK

  1. [nsz] Parıldamak
    • "Yaz gecesi semalarında yıldırayan şimşekler gibi." (Halikarnas Balıkçısı)

DOĞRAMAK

  1. [-i] Keserek parçalamak veya elle küçük parçalara ayırmak
    • "Ekmeği, bir sütçü dükkânının köpürmüş inek sütüyle dolu kâsesine doğrayacağım." (Sait Faik Abasıyanık)

FIKRAMAK

  1. [nsz] Herhangi bir yiyecek ekşimek, fışlamak

SIÇRAMAK

  1. Ayaklarla, birdenbire ve kuvvetle yeri teperek hızla yukarıya veya ileriye atılmak
    • "Çocuk taştan taşa sıçrayarak gitti."
  2. [nsz] Bir uyarı veya heyecan sebebiyle ürkerek birdenbire olduğu yerde doğrulur gibi sarsılmak
    • "Uyumuş olacak ki yataktan sıçrayarak uyandı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Yerinden koparak hızla, parçalar durumunda savrulmak
    • "Tarlalardan kalkan çamur parçaları etrafa, bazen de üstüme sıçrıyordu." (Ömer Seyfettin)
  4. Yayılmak, bir yerden başka bir yere geçmek
    • "Hatta az önce Birgi'ye de sıçramıştı satışlar." (Necati Cumalı)

KIVRAMAK

  1. [nsz] Buruşup toplanmak, kıvırcık duruma gelmek
    • "İplik kıvradı."
  2. Hızlı yürümek
  3. Harekete geçmek

KAVRAMAK

  1. [-i] Elle sıkıca tutmak
    • "Çocuğu koltuk altlarından kavrayıp kaldırdı." (Necati Cumalı)
  2. Bir nesne veya düşünceyi her yönünü anlamak, iyice anlamak
    • "İnsanoğlu gerçeğin bir parçasını kavradı mı bütününü kavradığı düşüne kapılır." (Salâh Birsel)
  3. Motorlu araçlarda debriyaj pedalı görev yapmak
  4. Motorlu araçlarda lastik yolu kavramak

ŞAKRAMAK

  1. [nsz] Şakımak

YIPRAMAK

  1. [nsz] Aşınıp eskimek, incelmek

KIPRAMAK

  1. [nsz] Kıpırdamak

TARAMAK

  1. [-i] Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek
    • "Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu." (Yahya Kemal)
  2. Bir şey veya kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde aramak
    • "Birdenbire uzun bir ışık, sol tarafımızdaki sırtları taradı." (Halide Edip Adıvar)
  3. Bir şeyin içindeki gereksiz maddeleri tarak, tırmık vb. ile ayıklamak, taraklamak
  4. Taşın yüzünü dişli çelik kalemle işlemek
  5. Makineli tüfek vb. ateşli silahlarla sürekli olarak bir yere ateş etmek
  6. [-de] Kafasından geçirmek, belli belirsiz düşünmek
    • "Belleğimde taradığım yazarların yarısına yakını hastalıklı idiler." (Haldun Taner)
  7. Derleme ve araştırma yapmak için bir yayını dikkatle gözden geçirmek veya gerekli kelime, cümle ve yazıları tespit etmek
    • "Dergileri taramak."
  8. Dikkatle bakmak, süzmek
  9. Tarayıcı aracılığıyla kâğıt üzerindeki resim, yazı vb. simgeleri bilgisayar ortamına aktarmak

UĞRAMAK

  1. [-e] Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak
    • "Üç günde yalnız üç vapur iskeleye uğradı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir yerin yanından, yakınından, içinden geçmek
    • "Ona kapıdan şöyle bir uğramak isterdim." (Haldun Taner)
  3. Fırlayarak çıkmak, dışarı çıkmak
    • "Zelzele çığlığıyla beraber hepsi evden dışarı uğradılar." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Kötü duruma konu olmak
    • "Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye uğramadıkça harp bir cinayettir." (Atatürk)
  5. Yaklaşmak
    • "Erkek misafir geldiği zaman Despina'dan başka kimse salona, kapının yanına uğramayacaktı." (Ömer Seyfettin)
  6. Karşılaşmak, maruz kalmak
    • "Millî Mücadele'nin başından o güne kadar Atatürk'ün en hafif bir sitemine uğramamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  7. Cin, peri çarpmak

OKRAMAK

  1. [nsz] Acıkmış, susamış olan at yiyecek veya su gördüğü zaman kişnemek

YARAMAK

  1. [-e] Bir şey yararlı olmak, yarar sağlamak
    • "Kuru lafın işe yarayacağına hiç aklı ermedi." (Ömer Seyfettin)
    • "Ona iyilik yaramaz."
  2. Bir iş için uygun olmak, kullanılır olmak

KARAMAK

  1. [-i] Hor görmek
    • "Merhametin çoktur beni karama / Beni görüp mah yüzünü bürüme." (Karacaoğlan)
  2. Karalamak, kara çalmak, lekelemek
  3. Kötülemek, yermek

ABRAMAK

  1. [-i] Fırtınalı havalarda gemiyi ustalıkla yönetmek
  2. Başarmak, bir işi becermek

ARAMAK

  1. [-i] Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak
    • "Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Arayıp soranı olmayan bir hasta."
  2. Araştırmak, yoklamak
    • "Ceplerini aramak."
  3. Ziyarete, hatır sormaya gitmek
    • "Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!" (Burhan Felek)
  4. Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek
    • "Seni çok arıyorum, Ziyacığım." (Cahit Sıtkı Tarancı)
  5. Önem verip istemek
    • "Ben böyle şeyleri aramam."
  6. Şart koşmak

IRAMAK

  1. [nsz] Uzaklaşmak, uzamak, ara açılmak
    • "Gide gide ben yolumdan ıradım / Iradım da dost köyüne uğradım." (Halk türküsü)

RAMAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] "Bir şeyin olmasına çok az kalmak" anlamına gelen ramak kalmak deyiminde geçer
    • "Gerçekten deli olmama ramak kalmıştı." (Ahmet Mithat)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü