Sonunda as olan 5 harfli 40 kelime var. AS ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde as olan kelimeler listesine ya da başında as olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TALAS
...
MANAS

  1. [isim] Kın kanatlılardan, ergin evrede yaprakları, kurtçuk evresinde kökleri kemirerek tarım bitkilerine ve orman ağaçlarına büyük zarar veren bir böcek (Polyhylla fullo)

HAVAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nitelikler, özellikler
  2. Kendilerini halktan ayrı ve üstün sayan, kendilerinde bir çeşit ayrıcalık gören kimseler, avam karşıtı

BEKAS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çulluk

KISAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü aynı biçimde uygulayarak cezalandırma

İHLAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Temiz sevgi ve yürekten bağlılık
  2. İbadetlerdeki içtenlik

TAKAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değişim
  2. İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi, kliring

ESPAS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Basımcılıkta bir kelimenin harflerini ayırmak için kullanılan harflerden daha kısa ve küçük metal çubuk
  2. Aralık

KIYAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir tutma, denk sayma
    • "Bu adamı başkalarıyla kıyas edemeyiz."
  2. Karşılaştırma, oranlama, mukayese
  3. Örnekseme
    • "Birçok kelime türleri kıyasla yapılmıştır."
  4. Tasım

AKPAS

  1. [isim] Lahana, turp, şalgam, karnabahar vb. bitkilerin kök dışındaki bütün bölgelerine yerleşebilen, özellikle semizotugillerde karşılaşılan yosunumsu mantar (Albugo candida)

İFLAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Borçlarını ödeyemediği mahkeme kararı ile tespit ve ilan olunan işadamının durumu, batkı, batkınlık
    • "Her gün küçük tüccarlardan birisi iflasa sürükleniyordu." (Necati Cumalı)
    • "Ayna ithal edermiş, sonra iflas etmiş, az buçuk oynatmış." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Yenilgiye uğrama, değerini yitirme
  3. İşlevini veya görevini yapamama

İHDAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ortaya çıkarma, meydana getirme
  2. Kurma

KALAS

  1. [isim] Kalın biçilmiş uzun tahta
  2. Ahşap yapılarda kiriş olarak kullanılan kalın biçilmiş uzun tahta
  3. [sıfat] Kaba, anlayışsız kimse, kereste
    • "Önümüze geçen pahalı bir Alman arabasıydı, direksiyonundaki de bir başka kalas." (Sulhi Dölek)

PAYAS
...
MOLAS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Karbonatlı kum taşı

MAKAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı
    • "Her iki eliyle kullanırdı makasıyla tarağını." (Necati Cumalı)
  2. Birbirine komşu iki demir yolu hattını hemen bunların uzantısındaki üçüncü hatta bağlamaya yarayan alet
  3. Birbirini kesen demir yolu kavşağı
  4. Bazı araçlarda üst üste konulmuş birkaç yassı çelikten yay
  5. Çatı ve köprülerde genellikle ağaç veya çelikten yapılan, ağırlığı karşılıklı iki ayağa veya duvara aktaran çatılmış kiriş sistemi
  6. Mobilyalarda yukarıdan aşağıya doğru açılan kapakları yatay konumda tutmak amacıyla yapılmış mafsallı, kollu kapak aracı
  7. Çalma, kırpma
  8. Dirsek
  9. Üst uçları birbirine bağlı, alt uçları açık olan iki direkten kurulmuş, ağırlık kaldırma düzeni
  10. Bazı eklem bacaklı hayvanların ön ayaklarında bulunan, savunma ve saldırmada kullanılan kıskaç

MİRAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birine, ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet, kalıt, bırakıt, tereke
    • "Erkek çocuk ne kadar miras yerse kız çocuk da o kadar miras yer." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Bizimkiler okkalı bir mirasa konmuşlar da o hergelenin hakkını mı yemişler ne?" (Haldun Taner)
  2. Kalıtım yoluyla gelen herhangi bir özellik
    • "Son zamanlarda İzmir'deki gazinocu bir amcasından beş bin liralık bir de miras yemişti." (Haldun Taner)
  3. Bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı şey
    • "Konukseverlik bize atalarımızdan mirastır."

ELMAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yerin derinliklerinde bulunan, billurlaşmış arı karbon
    • "Elmas gibi kalbi var. Elmas gibi bir çocuk."
  2. Mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş
    • "Eline geçen elması eve taşıyor, içi kasalı aynalı dolaba kutu kutu istif ediyormuş." (Refik Halit Karay)
  3. [sıfat] Bu taşlarla yapılmış
    • "Elmas küpe."
  4. Elmastıraş

MELAS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa

KAVAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Elçilik veya konsolosluklarda görev yapan hizmetli
    • "Artık şunları toplatsak, dedi, kavasa söyleseniz de bir adam bulunuverse." (Refik Halit Karay)
  2. Banka, patrikhane, otel vb. yerlerde hizmetli veya koruma görevlisi
  3. Elçilik ve konsolosluklarda koruma görevlisi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü