Başında b olan 3 harfli 48 kelime var. B harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde b harfi olan kelimeler listesine ya da sonu b harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında b bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BOR
-
-
[sıfat]
İşlenmemiş, taşlık, sert, ekilmemiş (toprak), borak
-
[sıfat]
İşlenmemiş, taşlık, sert, ekilmemiş (toprak), borak
- BUL
-
-
[isim]
Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta
-
[isim]
Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta
- BOL
-
-
[sıfat]
İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı
- "Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." (Peyami Safa)
-
Nicelik bakımından olağandan veya alışılandan çok, kıt karşıtı
- "Demek ki zeytinin bol ve ucuz olduğu bir yerdeymiş." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı
- BEL
-
-
[isim]
İşaret
-
[isim]
İşaret
- BUT
-
-
[isim]
İnsan vücudunun kalça ile diz arasındaki bölümü
-
Hayvanların, arka bacaklarının gövdeye bitişik olan dolgun, etli bölümü
- "Kimi azık torbasını, kimi yanındakinin kaba budunu yastık yapmıştı kafasına." (Reşat Enis)
-
[isim]
İnsan vücudunun kalça ile diz arasındaki bölümü
- BAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
En kalın erkek sesi
-
Sesi böyle olan sanatçı
-
En kalın sesli orkestra çalgısı
-
[isim]
En kalın erkek sesi
- BAT
-
-
[isim]
Kurşun boruların ağzını açmakta kullanılan, şimşirden yapılmış, ucu sivri bir çeşit takoz
-
[isim]
Kurşun boruların ağzını açmakta kullanılan, şimşirden yapılmış, ucu sivri bir çeşit takoz
- BOZ
-
-
[isim]
Açık toprak rengi
-
Kül rengi, gri
-
[sıfat]
Bu renklerde olan
-
[sıfat]
Açılmamış, sürülmemiş (toprak)
-
[isim]
Açık toprak rengi
- BOA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boa yılanı
-
Kadınların boyunlarına aldıkları yılan biçiminde dar ve uzun kürk, boyun kürkü
-
[isim]
Boa yılanı
- BEY
-
-
[isim]
Erkek adlarından sonra kullanılan saygı sözü
- "Eniştem Neyyir Bey'i kimin vurduğunu ben biliyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Erkek özel adları yerine kullanılan bir söz
- "Bir bey sizi aradı."
-
Eş, koca
- "İki yol var önünde: ya beyinin dilini öğrenirsin, ya beyin senin dilini." (Tarık Dursun K)
-
İskambil kâğıtlarında birli, as
- "Gerçekten de doktora bir bey ile iki yedili gelmişti." (Tarık Buğra)
-
Erkek sıfatlarının hemen arkasına eklenir
- "Doktor bey. Damat bey."
-
Küçük bir toplumun veya küçük bir devletin başkanı
- "Karaman beyi. Menteşe beyi."
-
Komutan
- "Alay beyi. Uç beyi."
-
Zengin, ileri gelen kimse, bay (I)
-
[isim]
Erkek adlarından sonra kullanılan saygı sözü
- BİS
- ...
- BAK
-
-
işte
- "Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim." (Cahit Sıtkı Tarancı)
- "Bak, bu söylediğin doğru!"
- "Bak bak, neler olmuş da haberimiz yok!"
- "Kim olduğumu anlasın bakalım!" (Yusuf Ziya Ortaç)
-
şaşma anlatan bir söz
- "Bak şu işe!"
- "Akşam oluyor, baksana hava karardı."
-
küçümseme bildiren bir söz
- "Limana bakan penceresinden deniz görünürdü." (Orhan Veli Kanık)
- "Adamın aklına bak! Lafa bak! Kılığa bak!"
-
işte
- BİN
-
-
[isim]
Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
- "Rıfat Paşa gibi terbiyeli bir zat bile bin dereden su getirir, harp siyasetimizi methederdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Gündüzki o tatlı eğlentiler şimdi fitil fitil burnumdan gelmeye başladığı için bugün buralara geldiğime bin pişman oluyordum." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Nihayet bin zahmetle iki ayağımın üstüne kalkabildim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bu sayıyı gösteren 1000, M rakamlarının adı
- "Ali Çavuş'un hiddeti daha ziyadeleşti. Küfrün bini bir paraya." (Nabizade Nazım)
-
[sıfat]
On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık
-
[sıfat]
Pek çok, çok sayıda
- "Taşlar, topraklar kaydırarak bin zorlukla iniyorlardı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı
- BİT
-
-
[isim]
Yarım kanatlılar alt takımına giren, insan ve memeli hayvanların vücudunda asalak olarak yaşayan böcek, kehle (Pediculus)
- "Baş biti. Vücut biti. Tavuk biti. Ağaç biti. Çiçek biti."
- "Fakat geçim durumunu az çok düzene sokmuş ve biti kanlanmışlar için rütbe ve şeref, paranın da üstündedir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yarım kanatlılar alt takımına giren, insan ve memeli hayvanların vücudunda asalak olarak yaşayan böcek, kehle (Pediculus)
- BEJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sarıya çalan açık kahverengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Sarıya çalan açık kahverengi
- BUZ
-
-
[isim]
Donarak katı duruma gelmiş su
- "Hep kar yağmıştı, her yer buzdu." (Tarık Dursun K)
- "Beton döşeme bir türlü ısınmak bilmiyordu. Ve akşamlardan sabahlara kadar ayakları, baldırları buz kesiyordu." (Reşat Enis)
-
[sıfat]
Çok soğuk bir etki uyandıran (şey veya kimse)
- "Bu romanın neresini beğendiniz? Buz!"
- "Bu sefer avuçlarımla yanaklarım buz kesiliyor." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Donarak katı duruma gelmiş su
- BOT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Küçük gemi
- "Şu botta bu kadar er var, içlerinde gözüm bir seni tuttu." (Haldun Taner)
-
Ağaç, plastik veya kauçuktan yapılmış küçük sandal
-
[isim]
Küçük gemi
- BEN
-
-
[isim]
Çoğu doğuştan, tende bulunan ufak, koyu renkli leke veya kabartı
- "Dedim tane tane olmuş benlerin / Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır." (Âşık Ömer)
-
En çok üzümde görülen olgunlaşma belirtisi
-
Saçta, sakalda beliren beyazlık
-
[isim]
Çoğu doğuştan, tende bulunan ufak, koyu renkli leke veya kabartı
- BAY
-
-
[sıfat]
Parası, malı çok olan, zengin (kimse)
-
[sıfat]
Parası, malı çok olan, zengin (kimse)
- BAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Temel
- "Baz fiyat."
-
[isim]
Taban
-
[isim]
Bir asitle birleştiğinde bir tuz oluşturan madde, esas
-
[sıfat]
Temel