Sonunda n olan 5 harfli 542 kelime var. N harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde n harfi olan kelimeler listesine ya da başında n harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİJON
- ...
- METAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çürümekte olan karbonlu maddelerden çıkan, havada sarı bir alevle yanan, renksiz bir gaz, bataklık gazı (CH4)
-
[isim]
Çürümekte olan karbonlu maddelerden çıkan, havada sarı bir alevle yanan, renksiz bir gaz, bataklık gazı (CH4)
- ORLON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yapay dokuma ipliği
-
[sıfat]
Bu iplikle dokunmuş
-
[isim]
Yapay dokuma ipliği
- KEŞAN
- ...
- KIRAN
-
-
[sıfat]
Kırma işini yapan (kimse)
- "Taş kıran işçiler."
- "Bu yıl sığırlara kıran girdi."
-
[isim]
Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık veya başka neden, ölet, afet
- "Kıranları ve zelzeleleri, feyezanları ve harpleri görmüşlerdir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Kırma işini yapan (kimse)
- MOREN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Buzul taş
-
[isim]
Buzul taş
- ODEON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eski Yunan'da müzisyenlerin konser verdiği basamaklı yer
-
[isim]
Eski Yunan'da müzisyenlerin konser verdiği basamaklı yer
- TEKİN
-
-
[sıfat]
Boş, içinde kimse bulunmayan
-
Güvenilir (kişi, yer)
-
Uğurlu olan
- "Ninem, 'akşam saatlerinde hamamlar tekin değildir, insanı çarpar' demişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Eski Türklerde bir babanın taşınmaz mallarının mirasçısı olan en küçük oğlu
-
[sıfat]
Boş, içinde kimse bulunmayan
- ARGON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 18, atom ağırlığı 39,9 olan, havada % 1 oranında bulunan, rengi, kokusu ve tadı olmayan bir element (simgesi Ar)
-
[isim]
Atom numarası 18, atom ağırlığı 39,9 olan, havada % 1 oranında bulunan, rengi, kokusu ve tadı olmayan bir element (simgesi Ar)
- BAYAN
-
-
[isim]
Kadınların ad veya soyadlarının önüne getirilen saygı sözü
- "Bayan İnci."
-
Kadın
- "Bir bayan geldi."
-
Eş, karı
- "Süleyman Bolluk da bayanın sımsıkı koluna girmişti." (Halide Edip Adıvar)
-
[ünlem]
Kadınlara bir seslenme sözü
- "Bayan! Kimi aradınız?"
-
[isim]
Kadınların ad veya soyadlarının önüne getirilen saygı sözü
- NEDEN
-
-
[isim]
Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
- "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden, onu ayrıca ilgilendiriyor." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin
- "Biz şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" (Haldun Taner)
-
Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet
-
[isim]
Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
- UĞRUN
-
-
[zarf]
Gizlice
-
[zarf]
Gizlice
- İLKİN
-
-
[zarf]
Başta, başlangıçta, önce, iptida
- "Rıza da ilkin onlara katılmış gidiyorken birden vazgeçti." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Başta, başlangıçta, önce, iptida
- MELON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Yuvarlak ve bombeli (şapka)
- "Şimdilerde kimsenin giymediği melon bir şapka, boynunda yün atkısı olan bir adam..." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Yuvarlak ve bombeli (şapka)
- PERON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Otobüs terminallerinde aracın yanaştığı, yolcuların inip binmesine yarayan bölüm
-
Tren, tramvay, metro istasyonlarında yol boyunca uzanan, inilip binilen özel bölüm
- "Peronla yolcu vagonlarını ayıran parmaklığın otomatik demiri kapanıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Otobüs terminallerinde aracın yanaştığı, yolcuların inip binmesine yarayan bölüm
- YELİN
-
-
[isim]
İnek, manda, koyun vb. hayvanlarda memenin süt toplanan bölümü
-
[isim]
İnek, manda, koyun vb. hayvanlarda memenin süt toplanan bölümü
- ŞİRAN
- ...
- ÜZGÜN
-
-
[sıfat]
Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, mükedder
- "O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, mükedder
- BEDEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut
-
Vücudun, baş, kol ve bacak dışında kalan bölümü, gövde
- "Yemen halkı yaz günlerinde bedenlerini serinletmek için kabuğu kaynatıp içerler." (Salâh Birsel)
-
Giysilerde ölçü
-
Kale duvarı
-
[isim]
Canlı varlıkların maddi bölümü, vücut
- ÇOBAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Koyun, keçi, sığır, manda sürülerini otlatan kimse
- "Çoban kaval çaldı sordu bülbüle / Sürülerim hani, ovam nerede?" (Ziya Gökalp)
-
[isim]
Koyun, keçi, sığır, manda sürülerini otlatan kimse