Başında uza olan 7 harfli 4 kelime var. Uza ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde uza olan kelimeler listesine ya da sonu uza ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında uza bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A U Z Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

UZA

2 Harfli Kelimeler

AZ, UZ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

UZAKTAN

  1. [zarf] Uzak yerden
    • "Merak bu ya, bir gün uzaktan seyredeceğim bizim takımı." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Uzak olarak

UZAKLIK

  1. [isim] Uzak olma durumu, ıraklık
    • "Duvarın yüzünde birbirine otuz arşın kadar uzaklıkta sımsıkı kapalı iki büyük kapı vardı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. İki nokta arasındaki uzay ölçümü, mesafe

UZANMAK

  1. [-e] Boylu boyunca yatmak
    • "Nevin evde biraz uzanıp dinlenmezse hastalanacaktı sanki." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Gitmek
    • "Öğleden sonra Şişli'den Beyoğlu'na kadar uzandım." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. [nsz] Bir alana yayılmak
    • "Sokağın dibinden gelen bir elektrik lambasının titreye titreye uzanan ışığında, bu iki gölgenin umumi şekilleri görülüyor." (Peyami Safa)
  4. [nsz] Bir şey boyunca sıralanmak
    • "İncecik ırmaklar vardı ki kenarları boyunca uzanan sazlıkları arasından pembe tüylü flamingolar gezinirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  5. Yetişmek, ulaşmak
  6. Vücudunu yöneltmek veya vücuduyla birlikte kolunu uzatmak
    • "Cici Bey balkondan ablasının penceresine bir daha uzandı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

UZATMAK

  1. [nsz] Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak
    • "Saç uzatmak. Tırnak uzatmak."
    • "Uzatmayalım, bir tazminat lafıdır tutturdu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [-i] Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek
    • "Koğuşun açık duran kapısından hastalar başlarını uzatıp koridordakilere, yerde duran sedyeye bakıyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
  3. [-e] Bir şeyi vermek için birine yöneltmek
    • "Şu köşe rafında toz şeker kutusu var, uzatıver bana." (Aka Gündüz)
  4. Germek
    • "İp uzatmak."
  5. Konuşmayı sürdürmek
    • "Her iki odadan üçer beşer kişi lakırtıyı uzattılar." (Memduh Şevket Esendal)
  6. [-e] Vermek, göndermek
    • "Can, topu Zeki'ye uzattı.."
  7. [-i] Süreyi artırmak, temdit etmek
    • "Meclis, olağanüstü hâl süresini değiştirebilir, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine ... süreyi uzatabilir..." (Anayasa)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü