Sonunda sak olan 23 kelime var. SAK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde sak olan kelimeler listesine ya da başında sak olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SAYRIMSAK
BAĞIRSAK, BURUNSAK, SARIMSAK, SARMISAK, YAKINSAK, YEKNESAK
BOĞASAK, İLTİSAK, IRAKSAK
KARSAK, KURSAK, SARSAK, SAVSAK, TUTSAK
AKSAK, BASAK, İMSAK, MİSAK, PASAK, SUSAK, YASAK
SAK
A K S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
AKS, ASK, KAS, SAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAYRIMSAK
-
-
[sıfat]
Gerçekte hasta olmadığı hâlde kendi hasta gösteren
-
[sıfat]
Gerçekte hasta olmadığı hâlde kendi hasta gösteren
- BAĞIRSAK
-
-
[isim]
Sindirim organının mideden anüse kadar olan, ince bağırsak ve kalın bağırsaktan oluşan bölümü
-
[isim]
Sindirim organının mideden anüse kadar olan, ince bağırsak ve kalın bağırsaktan oluşan bölümü
- SARMISAK
-
-
[isim]
Bakınız sarımsak
-
[isim]
Bakınız sarımsak
- SARIMSAK
-
-
[isim]
Zambakgillerden, 25-100 cm yükseklikte, yapraklarında, saplarında ve toprak altındaki soğanında kokulu yağ bulunan bir kültür bitkisi (Allium sativum)
-
Bu bitkinin baharat olarak kullanılan dişli bölümü
-
[isim]
Zambakgillerden, 25-100 cm yükseklikte, yapraklarında, saplarında ve toprak altındaki soğanında kokulu yağ bulunan bir kültür bitkisi (Allium sativum)
- YAKINSAK
-
-
[sıfat]
Tek bir noktaya yöneltme niteliği taşıyan (mercek)
-
[sıfat]
Tek bir noktaya yöneltme niteliği taşıyan (mercek)
- YEKNESAK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Tekdüze
-
[sıfat]
Tekdüze
- BURUNSAK
-
-
[isim]
Hayvan yavrusunun anasından süt emmesini önlemek için burnuna geçirilen başlık, burunsalık
-
Hayvanların burunlarına geçirilen ip, burunsalık
-
[isim]
Hayvan yavrusunun anasından süt emmesini önlemek için burnuna geçirilen başlık, burunsalık
- IRAKSAK
-
-
[sıfat]
Birbirinden gittikçe uzaklaşan (ışınlar, çizgiler)
-
[sıfat]
Birbirinden gittikçe uzaklaşan (ışınlar, çizgiler)
- BOĞASAK
-
-
[isim]
Boğaya gelmiş veya boğa isteyen inek
-
[isim]
Boğaya gelmiş veya boğa isteyen inek
- İLTİSAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kavuşma, bitişme, birleşme
-
[isim]
Kavuşma, bitişme, birleşme
- SAVSAK
-
-
[sıfat]
İhmalkâr
-
[sıfat]
İhmalkâr
- TUTSAK
-
-
[isim]
Savaşta ele geçen düşman, esir
- "Geleneğe, ahlaki kaygılara tutsak düşüyor." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Gitmesine, serbestçe hareketine engel olunan
- "Hayatı anlamazsan tutsak olduğunu bile bilemezsin, hakkını arayamazsın." (Emine Işınsu)
-
Bir şeye veya bir kimseye çok bağlı, kendisini bir şeyin etkisinden kurtaramayan kimse
- "Her insan kendi kuruluşuna uygun bir romantizmin tutsağı." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Savaşta ele geçen düşman, esir
- SARSAK
-
-
[sıfat]
Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle güçsüz kalarak vücudu titrer gibi sarsılan (kimse)
-
Değişken, doğru dürüst olmayan
- "Gittiği yerden habersiz, kendi sarsak ahlak değerlerine bağlı yaşamaktadır." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle güçsüz kalarak vücudu titrer gibi sarsılan (kimse)
- KURSAK
-
-
[isim]
Kuşların yemek borusu üzerinde bulunan, yiyeceklerin toplandığı torba biçiminde şişkin organ
-
Böceklerin ve solucanların sindirim kanallarında bulunan, kuşların kursağına benzeyen yapı
-
Kuş kursağı şişirilip kurutularak yapılan veya ona benzetilen şişkin şey
- "Düdüğün kursağı patlamış."
-
Boğaz
-
[isim]
Kuşların yemek borusu üzerinde bulunan, yiyeceklerin toplandığı torba biçiminde şişkin organ
- KARSAK
-
-
[isim]
Köpekgillerden, soluk kahverengi, karnı beyaz tüylü, kısa kulaklı, postundan kürk yapılan bir memeli türü (Vulpes corsac)
-
[isim]
Köpekgillerden, soluk kahverengi, karnı beyaz tüylü, kısa kulaklı, postundan kürk yapılan bir memeli türü (Vulpes corsac)
- MİSAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sözleşme, antlaşma, bağlaşma
-
[isim]
Sözleşme, antlaşma, bağlaşma
- İMSAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Oruca başlama zamanı
- "İmsake beş dakika kaldı."
-
Bir şeyden el çekerek nefsine hâkim olma
-
Cimrilik
-
[isim]
Oruca başlama zamanı
- PASAK
-
-
[isim]
Kir
- "Başta yağlı bir fes, boyunda pasak içinde yakalık ve kravat." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Kir
- BASAK
-
-
[isim]
Merdiven
-
[isim]
Merdiven
- SUSAK
-
-
[sıfat]
Susamış olan, susayan
-
[isim]
Su kabağından yapılmış veya ağaçtan oyulmuş maşrapa
-
Salak, aptal
-
[sıfat]
Susamış olan, susayan