Başında s olan 6 harfli 470 kelime var. S harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde s harfi olan kelimeler listesine ya da sonu s harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında s bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAYLAV
-
-
[isim]
Milletvekili, mebus
-
[isim]
Milletvekili, mebus
- SİLGEÇ
-
-
[isim]
Silecek
-
[isim]
Silecek
- SODYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 11, atom ağırlığı 22,990, yoğunluğu 0.971 olan, 97,5 °C'de eriyen, deniz ve kaya tuzlarında, doğada birleşik olarak çok yaygın bulunan, beyaz, parlak, mum gibi yumuşak bir element (simgesi Na)
-
[isim]
Atom numarası 11, atom ağırlığı 22,990, yoğunluğu 0.971 olan, 97,5 °C'de eriyen, deniz ve kaya tuzlarında, doğada birleşik olarak çok yaygın bulunan, beyaz, parlak, mum gibi yumuşak bir element (simgesi Na)
- SAMANİ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Saman rengi, açık sarı
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Saman rengi, açık sarı
- SANSIZ
-
-
[sıfat]
Sanı, ünü olmayan
-
[sıfat]
Sanı, ünü olmayan
- SANTRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Orta, orta alan, merkez
-
Santra noktası
-
Hücum oyuncularının ortasında oynayan futbolcu
-
[isim]
Orta, orta alan, merkez
- SIRPÇA
- ...
- SÜRSAT
-
-
[isim]
Savaşa giden ordunun geçeceği yollar çevresindeki köylülerden savaş araç ve gereçlerini temin etmesi ve rayiç değeri üzerinden yiyecek satın alması
-
[isim]
Savaşa giden ordunun geçeceği yollar çevresindeki köylülerden savaş araç ve gereçlerini temin etmesi ve rayiç değeri üzerinden yiyecek satın alması
- SALKIM
-
-
[isim]
Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan meyve
- "Bunu görünce Behzat da iki salkım muzu oradakilere dağıtmış." (Memduh Şevket Esendal)
-
Ana saptan çıkan yan çiçekleri, sapları hep aynı uzunlukta olan çiçek durumu
-
Baklagillerden, salkım durumunda mor çiçekler açan ve çoğu asma gibi çardağa sarılan ağaç türü ve çiçeği (Wistaria sinensis)
-
Topla atılan demir parçaları
-
[isim]
Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan meyve
- SERİAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Çabucak
-
[zarf]
Çabucak
- STORLU
-
-
[sıfat]
Storu bulunan
- "Pencerelerinde storlu mavi perdeler vardı." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Storu bulunan
- SÜĞMEK
- ...
- SÜRAHİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İçecek koymaya yarar, cam, plastik vb.nden yapılan kap
- "Bardaklara, sürahilere, kırılacak şeylere iyi dikkat ediniz." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
İçecek koymaya yarar, cam, plastik vb.nden yapılan kap
- SÖNMEK
-
-
[nsz]
Yanmaz, aydınlatmaz, parlamaz olmak
- "Son yıldız vadinin üstünde bir yanıp bir sönüyordu." (Tarık Buğra)
-
Parlaklığını, ışığını yitirmek
-
Hava veya başka bir gaz ile şişirilmiş bir şeyin havası kaçıp şişkinliği inmek
- "Balon söndü."
-
Yanardağ etkinliğini yitirmek
-
Duygular dinmek, yatışmak, etkisini yitirmek
- "Öfkeleri bir yaz fırtınası gibi birdenbire sönüverdi." (Ömer Seyfettin)
-
Gerilemek, parlaklık ve önemini yitirmek
- "Münakaşa tekrar eski hızını alamayarak biraz sonra söndü." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ses duyulmaz olmak
-
Tükenmek, yok olmak, yitmek
- "Esmer lekeler, sönmüş sivilcelerden artakalan çukurlar, kabarcıklar yüzünü yayık ayranına çevirmiş." (Salâh Birsel)
-
[nsz]
Yanmaz, aydınlatmaz, parlamaz olmak
- SINAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zanaat
-
[isim]
Zanaat
- SEVMEK
-
-
[-i]
Sevgi ve bağlılık duymak
- "Çok az lakırtı söylediği için sevdiği arkadaşları bile kendisini iyice anlayamamışlardı." (Ömer Seyfettin)
-
Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek
- "Ne kadınlar sevdim zaten yoktular / Böyle bir sevmek görülmemiştir." (Atilla İlhan)
-
Çok hoşlanmak
- "Bazıları entari üstüne kürk giymeyi daha çok severlerdi." (Refik Halit Karay)
-
Okşamak
-
Yerini, şartlarını uygun bulmak
- "Bu ağaç nemli ortamı sever."
-
[-i]
Sevgi ve bağlılık duymak
- SIRACA
-
-
[isim]
Deride ve genellikle boyunda görülen, lenf düğümlenmelerinin şişkinliğiyle beliren tüberküloz türü
- "Elif'i almış, başında keli, boynunda sıracası, sırtında da paçavra entarisiyle getirmişti." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Deride ve genellikle boyunda görülen, lenf düğümlenmelerinin şişkinliğiyle beliren tüberküloz türü
- SOMAKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kızıl veya yeşil renkte, damarlı ve çok sert bir porfir türü mermer
-
[sıfat]
Bu mermerden yapılmış
- "Az sonra kraliçenin yeşil somaki banyosunda idim." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Kızıl veya yeşil renkte, damarlı ve çok sert bir porfir türü mermer
- SONCUL
-
-
[sıfat]
Son bulma özelliği olan
-
[sıfat]
Son bulma özelliği olan
- SOVYET
- ...