Başında s olan 6 harfli 470 kelime var. S harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde s harfi olan kelimeler listesine ya da sonu s harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında s bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SEYRET
-
-
beklenmedik bir şey olacağını anlatan bir söz
- "Kitapçı vitrinlerinde kendi eserlerini gördükçe durup hayran hayran seyrediyor." (Haldun Taner)
- "Sen şimdi curcunayı seyret!"
-
beklenmedik bir şey olacağını anlatan bir söz
- SÜLİNE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Dar ve uzun kavkılı bir deniz yumuşakçası, denizçakısı (Solen)
-
[isim]
Dar ve uzun kavkılı bir deniz yumuşakçası, denizçakısı (Solen)
- SABAHA
-
-
[zarf]
Yarın sabah
-
[zarf]
Yarın sabah
- SAHLEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Salep
-
[isim]
Salep
- SELCİK
-
-
[isim]
Küçük sel
- "Ufak bayırlardan akan billur gibi selcikler arasından araba ile yavaş yavaş geçmek ne ömür oluyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Küçük sel
- SERPUŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Başlık
-
[isim]
Başlık
- SERVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Varlık, zenginlik, mal mülk
- "Servet denen şey çok defa paradan ibarettir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Varlık, zenginlik, mal mülk
- SEÇKİN
-
-
[sıfat]
Benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, üstün, mümtaz, güzide, mutena, elit
- "Aralarında yurt çapında ün yapmış bilim adamları vardı, mühendisler vardı, kadın erkek seçkin aydınlar vardı." (Haldun Taner)
-
Bir toplumda gücü ve saygınlığı olan (kişi veya grup)
-
[sıfat]
Benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, üstün, mümtaz, güzide, mutena, elit
- SEGMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir motorun alt bölümü ile üst bölümü arasındaki gaz geçişini önlemek amacıyla kullanılan esnek metal parça
-
[isim]
Bir motorun alt bölümü ile üst bölümü arasındaki gaz geçişini önlemek amacıyla kullanılan esnek metal parça
- SİNMEK
-
-
[nsz]
Kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak, pusmak
- "Salonda bulunan yirmiyi aşkın insan ürkmüş, sinmişti." (Tarık Buğra)
-
Korku, yılgınlık vb. sebeplerle konuşmamak, hareket etmemek veya tepki göstermemek
- "Artık Emine'nin takdirine, maskaralıklarına mukabele etmiyor, bir köşeye siniyor, düşünüyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[-e]
Hiç çıkmayacak veya güç çıkacak biçimde işlemek, nüfuz etmek
-
Huy, alışkanlık vb. iyice yerleşmek
- "Doktorun bütün ömrüne sinecek bir çirkin dedikodu başlayacak." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak, pusmak
- SARSAK
-
-
[sıfat]
Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle güçsüz kalarak vücudu titrer gibi sarsılan (kimse)
-
Değişken, doğru dürüst olmayan
- "Gittiği yerden habersiz, kendi sarsak ahlak değerlerine bağlı yaşamaktadır." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle güçsüz kalarak vücudu titrer gibi sarsılan (kimse)
- SEKANT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kesen doğru
-
[isim]
Kesen doğru
- SIRALI
-
-
[sıfat]
Sıralanmış, düzenlenmiş, dizili
- "İki yanda uzun boylu narin andızlar sıralıydı." (Cahit Uçuk)
-
Yere, zamana, konuya, yönteme uygun olan
- "Sıralı konuşma."
-
[sıfat]
Sıralanmış, düzenlenmiş, dizili
- SONSAL
-
-
[sıfat]
Deneyden çıkan ve deneye bağlı olan (bilgi), aposteriori
- "Bir yerde duman görünce orada ateş yandığını kestirmek sonsal bir yargıdır."
-
[sıfat]
Deneyden çıkan ve deneye bağlı olan (bilgi), aposteriori
- SANİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir dakikanın altmışta biri olan zaman birimi
- "Bütün bu hadise hemen bir yirmi saniye içinde olup bitmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir derecenin altmışta biri
-
Fizik ve mekanikte zaman birimi
-
[isim]
Bir dakikanın altmışta biri olan zaman birimi
- SİLGİÇ
-
-
[isim]
Silmeye yarayan alet, silecek
-
[isim]
Silmeye yarayan alet, silecek
- SOYSUZ
-
-
[sıfat]
Soyunun özelliklerini yitirmiş olan (kimse, bitki vb.), dejenere
-
Biyolojik ve toplumsal ölçüler yönünden göze batacak kadar kötüye giden (kimse), dejenere
- "Ağaç deyip geçme, onun da soylusu olur, soysuzu olur." (Tarık Buğra)
-
Kötü tanınmış, ahlaksız
-
[sıfat]
Soyunun özelliklerini yitirmiş olan (kimse, bitki vb.), dejenere
- SIRTAR
-
-
[isim]
Kelergillerden bir balık türü
-
[isim]
Kelergillerden bir balık türü
- SÜMTER
-
-
[isim]
Kırmızımtırak, küçük taneli sert buğday
-
[isim]
Kırmızımtırak, küçük taneli sert buğday
- SPOTÇU
-
-
[isim]
Bir malı çok miktarda toptancıdan veresiye aldıktan sonra piyasada değerinden daha aşağıya peşin olarak satan kimse
-
[isim]
Bir malı çok miktarda toptancıdan veresiye aldıktan sonra piyasada değerinden daha aşağıya peşin olarak satan kimse