Başında s olan 6 harfli 470 kelime var. S harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde s harfi olan kelimeler listesine ya da sonu s harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında s bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SORMAK

  1. [-i] Birine soru yönelterek herhangi bir konuda bilgi istemek, sual etmek
    • "Hastanenin nöbetçi doktoru yok mu? diye soruyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Öyle bir sıcak ki sorma gitsin! Sorma başımıza gelenleri! O işi sorma, sarpa sardı!"
  2. Bir işin sorumluluğu kendisinde olmak, bir işten sorumlu bulunmak
    • "Bu işi benden sorarlar."

SOBALI
...
SEVİCİ

  1. [isim] Kendi cinsinden kimselerle cinsel ilişkide bulunan kadın, lezbiyen

SIKMAK

  1. [-i] Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak
    • "Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor." (Ömer Seyfettin)
  2. Bir şeyin suyunu, yağını, sıvı kısmını basınçla çıkarıp akıtmak
    • "Limon sıkmak. Üzüm sıkmak."
  3. Dar gelmek
    • "Belimi sıktı kemer." (Halk türküsü)
  4. Basınçlı bir araçla fışkırtmak, püskürtmek
    • "Yangına su sıkmak."
  5. Silahla ateş etmek
    • "Küçük hanım, tabancayı kalbine sıkmak istemiş." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  6. Baskı altına almak, üzmek, bunaltmak, zorlamak
    • "Çocuğu çok sıkıyorlar."
  7. Sıkıntı vermek
    • "... ihtimal inanmayacaksınız. Fakat ben sizi sıkmamak için uzatmayarak anlatacağım." (Ömer Seyfettin)
  8. Yalan söylemek

SONCUL

  1. [sıfat] Son bulma özelliği olan

SEKTER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Başkalarının siyasi, dinî vb. düşüncelerine, inançlarına karşı çıkan, katı ve hoşgörüsüz davranan (kimse)
  2. Katı, hoşgörüsüz (düşünce, tutum)

SUBAŞI

  1. Rumeli'de çiftlik kâhyası
  2. [isim] Şehirlerin güvenlik işlerine bakan görevlilerin başı
  3. Acemi ocaklarında küçük aşamalı subay
  4. Osmanlılarda kapıkulu süvarileri arasından, savaş zamanı güvenlik işlerine bakmak, barış zamanı da vergi toplamak işleri için ayrılan kimse

SÜRTME

  1. [isim] Sürtmek işi

SERKEŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Kafa tutan, başkaldıran
    • "Ün salmış nice serkeş efeleri kendime bent etmiş, nice açları doyurmuş, nice çıplakları giydirmiş..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

SOFORA

  1. [isim] Çin kökenli olup Kore yarımadasında yetişen, 15-20 m boy atabilen, 1 m eninde gövdeye ulaşabilen, dalları uzun, hafif kıvrık ve koyu yeşil renkte olan bir tür ağaç (Sophora japonica)

SİZDEN

  1. karşı taraftan olan (kimse)
    • "... sizden iyi olmasın pek babacan, cana yakın bir adamdır." (Haldun Taner)
    • "Doktor 'size doyum olmaz' diye gülerek müsaade istedi. Ayağa kalktı." (Ömer Seyfettin)

SATVET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zorlu, sindirici güç

SESSİZ

  1. [sıfat] Sesi olmayan, ses çıkarmayan
  2. Ses, gürültü çıkarmadan yapılan
    • "Sessiz çalışma."
  3. Az konuşan, suskun
  4. Yumuşak huylu, kendi hâlinde ve sakin (kimse)
    • "Kız kardeşi Deniz Yolları levazımında çalışan sessiz bir adamla evlidir." (Memduh Şevket Esendal)
  5. [zarf] Ses ve gürültü çıkarmadan
  6. [isim] Ünsüz

SÜNDÜS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İpin yanı sıra altın ve gümüş tellerle dokunan, kaftan ve giysi dikiminde kullanılan bir tür ipekli kumaş

SAVACI

  1. [isim] Haberci
  2. Muştucu

SELÇUK
...
SULTAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Müslüman, özellikle Sünni hükümdarların kullandıkları unvan, padişah
    • "Kanuni Sultan Süleyman."
  2. Padişahların erkek ve kız çocukları ile anne ve eşlerine verilen unvan
    • "Naciye Sultan. Hürrem Sultan."
  3. Bektaşi azizi
    • "Balım Sultan. Kaygusuz Sultan."

SUNMAK

  1. [-i] Bir büyüğe veya nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek, yollamak, göndermek, takdim etmek
    • "Bu küçük hadiseyi devlet adamlarımıza bir müşahede olarak sunuyorum." (Burhan Felek)
  2. Tanıtmak, bilgi vermek amacıyla çeşitli yöntemler kullanarak bir konuyu dinleyenlere aktarmak
  3. Radyoda, televizyonda, bir eğlence yerinde programı takdim etmek

SALPAK

  1. [sıfat] Salpa
    • "Salpak kız, ayağının altına baksana!" (Sermet Muhtar Alus)

SEYHAN
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü