Başında kal olan 9 harfli 35 kelime var. Kal ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kal olan kelimeler listesine ya da sonu kal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında kal bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAL, LAK

2 Harfli Kelimeler

AK, AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KALSEDUAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kadıköy taşı

KALVENİZM
...
KALKIKLIK

  1. [isim] Kalkık olma durumu

KALKANCIK

  1. [isim] Tohum içerisinde embriyoyu besi dokuya bağlayan, onu besin deposundan ayıran ve besin maddelerini emerek embriyoya veren zar gibi ince ve kalkan şeklinde bir parça

KALİGRAFİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Güzel yazı sanatı
    • "Hele yazısı, eskiden meşk dedikleri bir kaligrafi örneğidir." (Yusuf Ziya Ortaç)

KALPLAŞMA

  1. [isim] Kalplaşmak işi

KALECİLİK

  1. [isim] Kaleci olma durumu veya kalecinin görevi

KALABİLME
...
KALAYLAMA

  1. [isim] Kalaylamak işi

KALİTATİF

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Nitel

KALTAKLIK

  1. [isim] Toplumca hoş karşılanmayan davranışlarda bulunan kadının durumu
  2. Böyle bir kadına yakışır davranış

KALİBORİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Hidratlı doğal sodyum ve magnezyum boratı

KALİTESİZ

  1. [sıfat] Niteliksiz
    • "Ne kadar orta malı, kalitesiz tartışmalar yaptığınızın farkında mısınız?" (Haldun Taner)

KALKIŞMAK

  1. [-e] Yetenek, imkân ve gücü aşan bir işe girişmek
  2. Girişmek, başlamak, yeltenmek
    • "Bunu haber alınca zavallı intihara kalkışmış." (Aka Gündüz)

KALAFATLI
...
KALPSİZCE
...
KALABALIK

  1. [isim] Çok sayıda insanın bir araya gelmesiyle oluşan insan topluluğu
    • "Kalabalık içinde zorlukla boş bir masa bularak oturdum." (Ahmet Haşim)
    • "Şu eşya odada kalabalık ediyor."
  2. Gereksiz, karışık şeyler topluluğu
  3. [sıfat] Sayıca çok
    • "Köy kahvesinin içi bu akşam her zamankinden kalabalıktı." (Sait Faik Abasıyanık)

KALAKALMA

  1. [isim] Kalakalmak işi

KALDIRMAK

  1. [-i] Bulunduğu yerden almak
    • "Örtüyü masanın üzerinden kaldır."
  2. Yukarı doğru hareket ettirmek
    • "Gözlerini yüzüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Yükseltmek
    • "Duvarı bir metre daha kaldırmalı."
  4. [nsz] Ürün toplamak, taşımak
    • "Harman kaldırmak."
  5. Çekmek, taşımak
    • "Bu araba bu yükü kaldırmaz."
  6. Bir kuruluşun çalışmasına son vermek, feshetmek, lağvetmek
    • "Meclis ... olağanüstü hâli kaldırabilir." (Anayasa)
  7. [-e] Hastayı hastaneye götürmek
    • "Yarasının dikişleri koptu dün öğleden sonra, Fransız Hastanesi'ne kaldırdılar." (Aka Gündüz)
  8. Tören yaparak ölüyü gömmek
  9. Toplamak
    • "Anası, kardeşi ile hep beraber sofrayı kaldırdılar." (Necati Cumalı)
  10. Alıp başka yere götürmek
  11. Uyandırmak
    • "Bir gece yanında mihman olduğum / Sabah oldu deyi kaldırdın beni." (Halk türküsü)
  12. Piyasadan çekmek
    • "İstifçilerin piyasadan kaldırdığı mallar."
  13. Elin ulaşamayacağı yere koymak, saklamak
    • "Vazoyu ortadan kaldıralım, çocuğun eline geçmesin."
  14. Kaçırmak
    • "Yakın köyden kaldırdığı bir yosmayı sarhoş etmekle meşguldü." (Sait Faik Abasıyanık)
  15. İyi etmek, iyileştirmek
    • "Bu ilaç onu yataktan kaldırdı."
  16. Bir şeyden çokça satın almak
  17. Tayin etmek, atamak
    • "Günün birinde bu müdürü başka, daha önemli bir yere kaldırdılar, buraya da bir başka müdür getirdiler." (Memduh Şevket Esendal)
  18. Yok etmek, ortadan silmek
    • "Yeryüzünden hayali kaldırın, dünya bir taş ve toprak yığınından ibaret kalır." (Orhan Seyfi Orhon)
  19. [nsz] Katlanmak, tahammül etmek
    • "Doğrusunu isterseniz onu çoktan kapı dışarı etmeliydim ama yüreğim kaldırmıyor, acıyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
  20. [nsz] Uygun gelmek, götürmek, yakışmak
    • "Bu kumaş fazla süs kaldırmaz."
  21. Çalmak, aşırmak

KALAYHANE

  1. [isim] Kalaycının çalıştığı yer
  2. Kalay işlerinin yapıldığı yer

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü