Başında kal olan 8 harfli 53 kelime var. Kal ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kal olan kelimeler listesine ya da sonu kal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kal bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KALLEŞÇE
-
-
[sıfat]
Kalleşe yaraşır
-
Kalleşe yaraşır biçimde
- "Gerçeği söylemek, ömrünün son yıllarını yaşayan bu yaşlı Osmanlı paşasını, görmezliğinden kalleşçe faydalanarak alnının ortasından tabancayla vurmak gibi geliyordu." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Kalleşe yaraşır
- KALANTOR
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
Gösterişi seven, varlıklı kimse
- "Şimdi herkes bizi harp, zafer ganimetlerine boğulmuş kalantorlar sanıyor." (Aka Gündüz)
-
Gösterişi seven, varlıklı kimse
- KALENDER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçak gönüllü kimse, ehlidil, rint
-
Özensiz giyinmiş, kılıksız kimse
-
Yalnız birisi hareketli üst üste konulmuş belirli sayıda silindirden meydana gelen ve düzgün yüzeyli kâğıt üretmek için kullanılan bir makine
-
[zarf]
Özensiz, kılıksız bir biçimde
- "İnsan kalender gezmekten rahat edebilir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçak gönüllü kimse, ehlidil, rint
- KALDIRIM
-
-
[isim]
Yollarda taşlarla yapılan döşeme
- "Araba bozuk kaldırımların üstünde sallanıyor, devrilecek gibi oluyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kelli felli efendiden adamların hatta sarıklı ulemanın günden güne hırpanileşen kılıklarla, elleri boyunlarında, kaldırımları arşınladıklarını görüyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yaya kaldırımı
- "Döndük, karşı kaldırıma atladık." (Sermet Muhtar Alus)
- "Bastığı hiçbir eser kaldırıma düşmemişti." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Yollarda taşlarla yapılan döşeme
- KALİFİYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Nitelikli
-
[sıfat]
Nitelikli
- KALIMSIZ
-
-
[sıfat]
Kalımlı olmayan, kalıcı olmayan, yok olacak, fâni
-
[sıfat]
Kalımlı olmayan, kalıcı olmayan, yok olacak, fâni
- KALİPTRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kökün büyüme bölgesinin üzerini örten yüksük biçiminde koruyucu doku
-
[isim]
Kökün büyüme bölgesinin üzerini örten yüksük biçiminde koruyucu doku
- KALINMAK
-
-
[nsz]
Kalma işi yapılmak
- "Akşama kadar orada kalınır mı?"
-
[nsz]
Kalma işi yapılmak
- KALPAZAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sahte para basan veya piyasaya süren kimse
-
Yalan ve hile ile iş gören kimse
-
[isim]
Sahte para basan veya piyasaya süren kimse
- KALBURCU
-
-
[isim]
Kalbur yapan veya satan kimse
-
İşi, bir şeyi kalburdan geçirmek olan kimse
-
[isim]
Kalbur yapan veya satan kimse
- KALANDIR
-
-
[isim]
Dokunmuş kumaş ve bezleri buhar altında veya belli bir ısıda silindir arasından geçirerek ütüleme, parlatma, istenilen boy ve ene göre çektirip germe
-
[isim]
Dokunmuş kumaş ve bezleri buhar altında veya belli bir ısıda silindir arasından geçirerek ütüleme, parlatma, istenilen boy ve ene göre çektirip germe
- KALFALIK
-
-
[isim]
Kalfa olma durumu veya kalfanın işi
-
Kalfa ücreti
-
[isim]
Kalfa olma durumu veya kalfanın işi
- KALEMLİK
-
-
[isim]
Kalem kutusu
- "Önümde kalemimi oturttuğum mermer kalemlik var." (Burhan Felek)
-
[isim]
Kalem kutusu
- KALASTRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerde cankurtaran filikalarını oturtmak için güvertelere konulan sehpa
-
[isim]
Gemilerde cankurtaran filikalarını oturtmak için güvertelere konulan sehpa
- KALÇALIK
-
-
[isim]
Davulcuların, davulun sürtünmesine karşı giysilerini korumak amacıyla sol kalçalarına koydukları deri parçası
-
[isim]
Davulcuların, davulun sürtünmesine karşı giysilerini korumak amacıyla sol kalçalarına koydukları deri parçası
- KALUBELA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam inancına göre, ruhlar yaratıldığında Allah'ın "Ben sizin Tanrı'nız değil miyim?" sorusuna ruhların verdikleri "evet" cevabı
-
Çok eski zaman
-
[isim]
İslam inancına göre, ruhlar yaratıldığında Allah'ın "Ben sizin Tanrı'nız değil miyim?" sorusuna ruhların verdikleri "evet" cevabı
- KALITSAL
-
-
[sıfat]
Kalıtımsal, irsî
-
[sıfat]
Kalıtımsal, irsî
- KALKIŞMA
-
-
[isim]
Kalkışmak işi
-
İsyan, ayaklanma, kıyam
-
[isim]
Kalkışmak işi
- KALSİYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 20, atom ağırlığı 40,80, yoğunluğu 1,55 olan, 845° C'de eriyen, kireç ve alçının birleşimine giren, sarımtırak beyaz bir element (simgesi Ca)
-
[isim]
Atom numarası 20, atom ağırlığı 40,80, yoğunluğu 1,55 olan, 845° C'de eriyen, kireç ve alçının birleşimine giren, sarımtırak beyaz bir element (simgesi Ca)
- KALAYSIZ
-
-
[sıfat]
Kalaylanmamış (kap)
- "Bu tencere niçin kalaysızdır?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kalayı kalmamış (kap)
-
İçinde kalay bulunmayan
-
[sıfat]
Kalaylanmamış (kap)