Başında kal olan 8 harfli 53 kelime var. Kal ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kal olan kelimeler listesine ya da sonu kal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında kal bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAL, LAK

2 Harfli Kelimeler

AK, AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KALKERLİ

  1. [sıfat] Birleşiminde kireç taşı bulunan

KALDIRIM

  1. [isim] Yollarda taşlarla yapılan döşeme
    • "Araba bozuk kaldırımların üstünde sallanıyor, devrilecek gibi oluyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Kelli felli efendiden adamların hatta sarıklı ulemanın günden güne hırpanileşen kılıklarla, elleri boyunlarında, kaldırımları arşınladıklarını görüyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Yaya kaldırımı
    • "Döndük, karşı kaldırıma atladık." (Sermet Muhtar Alus)
    • "Bastığı hiçbir eser kaldırıma düşmemişti." (Yusuf Ziya Ortaç)

KALİTELİ

  1. [sıfat] Nitelikli
    • "Bari bundan sonra boş yerlere kaliteli eleman alıp durumu biraz düzeltelim." (Haldun Taner)

KALKINIŞ

  1. [isim] Kalkınma işi veya biçimi

KALUBELA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İslam inancına göre, ruhlar yaratıldığında Allah'ın "Ben sizin Tanrı'nız değil miyim?" sorusuna ruhların verdikleri "evet" cevabı
  2. Çok eski zaman

KALANSIZ
...
KALEMDAN
...
KALİPTRA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kökün büyüme bölgesinin üzerini örten yüksük biçiminde koruyucu doku

KALEMLİK

  1. [isim] Kalem kutusu
    • "Önümde kalemimi oturttuğum mermer kalemlik var." (Burhan Felek)

KALPAKLI

  1. [sıfat] Kalpak giymiş
    • "O üç kişinin yanı başındaki masaya kalpaklı, poturlu bir adam geldi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

KALÇALIK

  1. [isim] Davulcuların, davulun sürtünmesine karşı giysilerini korumak amacıyla sol kalçalarına koydukları deri parçası

KALIPSIZ

  1. [sıfat] Kalıplanmamış olan
  2. Biçimsiz, düzgün olmayan
    • "Kalıpsız kırmızı büyük fesi, tıpkı bir ibik gibi duruyordu." (Ömer Seyfettin)

KALEBENT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kale dışına çıkmamaya hüküm giyen suçlu
    • "Jön Türklerle alakası var diye, insanı dünyanın öbür ucuna kalebent ediverirler." (Sermet Muhtar Alus)

KALEMŞOR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yazılarıyla sürekli olarak başkalarına saldıran yazar

KALANDIR

  1. [isim] Dokunmuş kumaş ve bezleri buhar altında veya belli bir ısıda silindir arasından geçirerek ütüleme, parlatma, istenilen boy ve ene göre çektirip germe

KALKIŞMA

  1. [isim] Kalkışmak işi
  2. İsyan, ayaklanma, kıyam

KALAMATA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Bir tür etli ve büyük zeytin

KALAMAZO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Banka, ticarethane vb. yerlerde kullanılan ve cilt kapakları özel bir düzen ve anahtarla gevşetilip sıkıştırılabilen defter

KALVENCİ
...
KALDIRAÇ

  1. [isim] Az bir kuvvet ile büyük bir yükü kaldırmaya yarayan, bir dayanma noktası üzerinde hareket edebilen, inip kalkabilen sert çubuk, manivela

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü