Başında kal olan 10 harfli 43 kelime var. Kal ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kal olan kelimeler listesine ya da sonu kal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kal bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KALKABİLME
- ...
- KALPSİZLİK
-
-
[isim]
Katı yüreklilik, acımasızlık, duygusuzluk, merhametsizlik
-
[isim]
Katı yüreklilik, acımasızlık, duygusuzluk, merhametsizlik
- KALINLAŞMA
-
-
[isim]
Kalınlaşmak işi
-
[isim]
Kalınlaşmak işi
- KALAYCILIK
-
-
[isim]
Kalaycının işi
- "Kalaycılık, kasaplık, terlikçilik gibi sanatlar melezlerin elindedir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Sahtekârlık
-
[isim]
Kalaycının işi
- KALBURLAMA
-
-
[isim]
Kalburlamak işi
-
[isim]
Kalburlamak işi
- KALIPLILIK
- ...
- KALAKALMAK
-
-
[nsz]
Bir şey veya durum karşısında şaşırmak
-
Güç durumda kalmak
- "Arka tekerler alıp başını geçti gitti. Kırk yolcu yolun ortasında kalakaldık." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[nsz]
Bir şey veya durum karşısında şaşırmak
- KALKIŞILMA
-
-
[isim]
Kalkışılmak durumu
-
[isim]
Kalkışılmak durumu
- KALANTORCA
-
-
[zarf]
Kalantor gibi, kalantora uygun düşen biçimde
-
[zarf]
Kalantor gibi, kalantora uygun düşen biçimde
- KALDIRIMCI
-
-
[isim]
Kaldırım döşeyen kimse
-
Mağazada alışveriş yapan kimsenin çantasını tezgâh üzerinden kaparak çalan kimse
-
[isim]
Kaldırım döşeyen kimse
- KALBURÜSTÜ
-
-
[sıfat]
Seçkin, sivrilmiş, önde gelen
- "Beylerbeyi, eski Boğaziçi'nin en kalburüstü bürokratlarını barındıran güngörmüşlüğünün simgesi, bir köşesidir." (Haldun Taner)
- "Merkez azaları, âyandan birkaç kişi, mebusların hatırlıları ile ateşlilerden kalburüstüne gelenleri oradaydı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Değerli, güzel
- "Bugün dahi kalburüstü üç dört oyunu hâlâ, başta Viyana ve Peşte olmak üzere, oynanır durur." (Haldun Taner)
-
Başarılı
-
[sıfat]
Seçkin, sivrilmiş, önde gelen
- KALAYLANMA
-
-
[isim]
Kalaylanmak işi
-
[isim]
Kalaylanmak işi
- KALPLAŞMAK
-
-
[nsz]
Bir kimse çeviklik, doğruluk veya çalışkanlığını yitirmek
- "Bu işçi gittikçe kalplaşıyor."
-
[nsz]
Bir kimse çeviklik, doğruluk veya çalışkanlığını yitirmek
- KALKIVERME
- ...
- KALAYLAMAK
-
-
[-i]
Oksitlenmeden korumak için bir metal parçasını veya kabı kalay tabakası ile kaplamak
-
Eksiklikleri, kusurları görünüşte gizlemeye çalışmak
-
Sövmek
- "Yıkılır kalırsam senin de seni besleyenin de gelmişini geçmişini kalaylarım, anladın mı?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Oksitlenmeden korumak için bir metal parçasını veya kabı kalay tabakası ile kaplamak
- KALAYLATMA
-
-
[isim]
Kalaylatmak işi
-
[isim]
Kalaylatmak işi
- KALAFATSIZ
-
-
[sıfat]
Kalafatı olmayan
-
[sıfat]
Kalafatı olmayan
- KALIPÇILIK
-
-
[isim]
Kalıpçının yaptığı iş
-
[isim]
Kalıpçının yaptığı iş
- KALANDIRCI
-
-
[isim]
Kalandır işini makine aracılığıyla yapan kimse
-
[isim]
Kalandır işini makine aracılığıyla yapan kimse
- KALIPLAMAK
-
-
[-i]
Biçimi bozulmuş bir şeyi düzeltmek için kalıba geçirmek, kalıba vurmak
-
[-i]
Biçimi bozulmuş bir şeyi düzeltmek için kalıba geçirmek, kalıba vurmak