Başında kal olan 10 harfli 43 kelime var. Kal ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde kal olan kelimeler listesine ya da sonu kal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında kal bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KALAYBALIK
- ...
- KALDIRTMAK
-
-
[-i]
Kaldırma işini yaptırmak
-
[-i]
Kaldırma işini yaptırmak
- KALIPLAŞMA
-
-
[isim]
Kalıplaşmak işi
- "Yurt ve özgürlük için ses yükseltmiş, her türlü kalıplaşmanın dışına çıkmaya çalışmıştır." (Selim İleri)
-
[isim]
Kalıplaşmak işi
- KALIMLILIK
-
-
[isim]
Kalımlı olma durumu
-
[isim]
Kalımlı olma durumu
- KALINLAŞMA
-
-
[isim]
Kalınlaşmak işi
-
[isim]
Kalınlaşmak işi
- KALKIŞILMA
-
-
[isim]
Kalkışılmak durumu
-
[isim]
Kalkışılmak durumu
- KALIPLANMA
-
-
[isim]
Kalıplanmak işi
-
[isim]
Kalıplanmak işi
- KALAYLAMAK
-
-
[-i]
Oksitlenmeden korumak için bir metal parçasını veya kabı kalay tabakası ile kaplamak
-
Eksiklikleri, kusurları görünüşte gizlemeye çalışmak
-
Sövmek
- "Yıkılır kalırsam senin de seni besleyenin de gelmişini geçmişini kalaylarım, anladın mı?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Oksitlenmeden korumak için bir metal parçasını veya kabı kalay tabakası ile kaplamak
- KALANDIRCI
-
-
[isim]
Kalandır işini makine aracılığıyla yapan kimse
-
[isim]
Kalandır işini makine aracılığıyla yapan kimse
- KALENDERCE
-
-
[sıfat]
Kalendere yakışır
- "Öbürü kalenderce bir gülümseyişle cevap verdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Kalendere yakışır bir biçimde
-
[sıfat]
Kalendere yakışır
- KALIPÇILIK
-
-
[isim]
Kalıpçının yaptığı iş
-
[isim]
Kalıpçının yaptığı iş
- KALANTORCA
-
-
[zarf]
Kalantor gibi, kalantora uygun düşen biçimde
-
[zarf]
Kalantor gibi, kalantora uygun düşen biçimde
- KALBURÜSTÜ
-
-
[sıfat]
Seçkin, sivrilmiş, önde gelen
- "Beylerbeyi, eski Boğaziçi'nin en kalburüstü bürokratlarını barındıran güngörmüşlüğünün simgesi, bir köşesidir." (Haldun Taner)
- "Merkez azaları, âyandan birkaç kişi, mebusların hatırlıları ile ateşlilerden kalburüstüne gelenleri oradaydı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Değerli, güzel
- "Bugün dahi kalburüstü üç dört oyunu hâlâ, başta Viyana ve Peşte olmak üzere, oynanır durur." (Haldun Taner)
-
Başarılı
-
[sıfat]
Seçkin, sivrilmiş, önde gelen
- KALTABANCA
- ...
- KALDIRIMCI
-
-
[isim]
Kaldırım döşeyen kimse
-
Mağazada alışveriş yapan kimsenin çantasını tezgâh üzerinden kaparak çalan kimse
-
[isim]
Kaldırım döşeyen kimse
- KALSİYUMLU
-
-
[sıfat]
Birleşiminde kalsiyum bulunan
- "Kalsiyumlu tuz."
-
[sıfat]
Birleşiminde kalsiyum bulunan
- KALDIRIMLI
-
-
[sıfat]
Kaldırımı olan
-
[sıfat]
Kaldırımı olan
- KALKANDERE
- ...
- KALBURLAMA
-
-
[isim]
Kalburlamak işi
-
[isim]
Kalburlamak işi
- KALIPLATMA
-
-
[isim]
Kalıplatmak işi
-
[isim]
Kalıplatmak işi