İçinde ram olan 7 harfli 43 kelime var. İçerisinde RAM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ram olan kelimeler listesine ya da Sonu ram ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

RAM

2 Harfli Kelimeler

AM, AR, MA, RA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

OKRAMAK

  1. [nsz] Acıkmış, susamış olan at yiyecek veya su gördüğü zaman kişnemek

FIKRAMA

  1. [isim] Fıkramak işi veya durumu

GRAMLIK
...
KIVRAMA

  1. [isim] Kıvramak işi veya durumu

YIPRAMA

  1. [isim] Yıpramak işi

RAMPACI

  1. [isim] Deniz savaşlarında, borda bordaya savaşıldığında karşı gemiden gelen saldırıları önleyen veya düşman gemisine atlayıp savaşan er
    • "Rampacılar gemimize ayak basarken kitaplarımı sandığıma koyup dışarı çıktım." (Orhan Pamuk)

TARAMAK

  1. [-i] Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek
    • "Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu." (Yahya Kemal)
  2. Bir şey veya kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde aramak
    • "Birdenbire uzun bir ışık, sol tarafımızdaki sırtları taradı." (Halide Edip Adıvar)
  3. Bir şeyin içindeki gereksiz maddeleri tarak, tırmık vb. ile ayıklamak, taraklamak
  4. Taşın yüzünü dişli çelik kalemle işlemek
  5. Makineli tüfek vb. ateşli silahlarla sürekli olarak bir yere ateş etmek
  6. [-de] Kafasından geçirmek, belli belirsiz düşünmek
    • "Belleğimde taradığım yazarların yarısına yakını hastalıklı idiler." (Haldun Taner)
  7. Derleme ve araştırma yapmak için bir yayını dikkatle gözden geçirmek veya gerekli kelime, cümle ve yazıları tespit etmek
    • "Dergileri taramak."
  8. Dikkatle bakmak, süzmek
  9. Tarayıcı aracılığıyla kâğıt üzerindeki resim, yazı vb. simgeleri bilgisayar ortamına aktarmak

YARAMAZ

  1. [sıfat] Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan
  2. Söz dinlemeyen, uslu durmayan, yasaklanan şeyleri yapmakta ayak direyen, haşarı (çocuk), uslu karşıtı
    • "Annesine bakabilmek için akşama kadar elliye yakın yaramazın kahrını çekiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Çapkın

KIPRAMA

  1. [isim] Kıpırdama, kıpramak işi

DOĞRAMA

  1. [isim] Doğramak işi
  2. Bir yapının kapı, pencere, dolap, raf vb. ağaç, metal veya plastik bölmeleri

ANAGRAM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir kelimedeki harflerin yerleri değiştirilerek elde edilen kelime
    • "Bakla kelimesinin anagramı ablaktır."

VOLFRAM

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Atom numarası 74, atom ağırlığı 183,85, yoğunluğu 19,3 olan, sert, 3482 °C'de eriyebilen bir element, tungsten (simgesi W)

EPİGRAM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Her türlü konuda yapılmış kısa manzume

PİRAMİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Tepeleri ortak bir noktada birleşen, tabanları da herhangi bir çokgenin birer kenarı olan birtakım üçgenlerden oluşmuş cisim, ehram
  2. Gösteri jimnastiklerinde, jimnastikçilerin, araçlı veya araçsız olarak birbirlerinin omuzlarında, dizlerinde oluşturdukları gösterişli ve düzenli biçimler
  3. Mısır firavunlarının mezarı, ehram

SERAMİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Yüksek ısıda pişirilmiş toprak, fayans, porselen yapımıyla ilgili olan
  2. [isim] Yüksek ısıda pişirilmiş topraktan yapılan vazo, çanak, çömlek vb. nesne

BAYRAMİ
...
PROGRAM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Belirli şartlara ve düzene göre yapılması öngörülen işlemlerin bütünü, izlence
    • "Ne yapacaksa yapmadan kurar hatta programını yanındakilere de söylerdi." (Ömer Seyfettin)
  2. Yapılacak bir işin bölümlerini, bölümlerin sırasını ve zamanını gösteren tasarı
  3. Okullarda, haftanın belli günlerinde, belli saatlerde verilecek dersleri gösteren çizelge
  4. Tören, gösteri, gezi vb.nin öngörülen ayrıntılarını gösteren basılı kâğıt
  5. Siyasi partinin, toplumsal örgütün veya hükûmetin açıkladığı ana ilkelerin tümü
  6. Radyo ve televizyonda sunulan, haber, müzik, eğlence gibi kendi başına bir bütün oluşturan yayınlardan her biri
  7. Bilgisayara bir işlemi yaptırmak için yazılan komutlar dizisi

KURAMCI

  1. [isim] Kuram ortaya koyan kimse, kurama bağlı olan kimse, teorisyen

UĞRAMAK

  1. [-e] Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak
    • "Üç günde yalnız üç vapur iskeleye uğradı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir yerin yanından, yakınından, içinden geçmek
    • "Ona kapıdan şöyle bir uğramak isterdim." (Haldun Taner)
  3. Fırlayarak çıkmak, dışarı çıkmak
    • "Zelzele çığlığıyla beraber hepsi evden dışarı uğradılar." (Memduh Şevket Esendal)
  4. Kötü duruma konu olmak
    • "Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye uğramadıkça harp bir cinayettir." (Atatürk)
  5. Yaklaşmak
    • "Erkek misafir geldiği zaman Despina'dan başka kimse salona, kapının yanına uğramayacaktı." (Ömer Seyfettin)
  6. Karşılaşmak, maruz kalmak
    • "Millî Mücadele'nin başından o güne kadar Atatürk'ün en hafif bir sitemine uğramamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  7. Cin, peri çarpmak

TRAMVAY

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Şehirlerde yol üzerinde döşenmiş özel raylarda hareket eden yolcu taşıtı
    • "Sarı tenekeden bir tramvay arabası titreyerek, sarsılarak geçti." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü