İçinde oş olan 5 harfli 27 kelime var. İçerisinde OŞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında oş olan kelimeler listesine ya da Sonu oş ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LİBOŞ
-
-
[isim]
Liberal ekonomiyi ve liberal siyaseti savunurken çabucak zengin olmayı amaçlayan ve bu yolda hiçbir değer yargısını kabul etmeyen, her şeyi mübah gören kimse
-
[isim]
Liberal ekonomiyi ve liberal siyaseti savunurken çabucak zengin olmayı amaçlayan ve bu yolda hiçbir değer yargısını kabul etmeyen, her şeyi mübah gören kimse
- KOŞAM
-
-
[isim]
Avuç
-
İki avuç dolusu
-
[isim]
Avuç
- KOŞUM
-
-
[isim]
Araba hayvanının kayış takımı, koşum takımı
- "Koşumlarındaki ziller şıngırdadılar." (Necati Cumalı)
-
Hayvanın arabaya koşulması
-
[isim]
Araba hayvanının kayış takımı, koşum takımı
- LOŞÇA
-
-
[sıfat]
Az ışık almış, yarı karanlık
- "Loşça bir köşeye çekilerek ortalığı gözden geçirmekten başka yapacağı bir şey yoktu." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Az ışık almış, yarı karanlık
- KOŞUT
-
-
[sıfat]
Paralel
- "Kuruluş, işletmeye koşut olarak başka yararlı işler de yaptı." (Aydın Boysan)
-
[sıfat]
Paralel
- COŞUM
- ...
- NAHOŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Hoş olmayan, hoşa gitmeyen, kötü, çirkin
- "Öteden beri denemişimdir, bu, daima bana bir nahoş vaka haber verir." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Hoş olmayan, hoşa gitmeyen, kötü, çirkin
- COŞKU
-
-
[isim]
Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu
- "Coşku ile giriştiği işten, uykuda pişman olabilirdi." (Haldun Taner)
-
Sevinç gösterileriyle beliren güçlü heyecan
- "Gençlerin coşkusu coşkuda kalıyor, yaratıcı bir tutarlığa bir türlü dönüşemiyordu." (Çetin Altan)
-
Salgı bezleri ve dinamik etkinliklerle kendine özgü ilişkileri bulunan iç veya dış uyaranların kamçıladığı güçlü duygu durumu
-
Bir düşünceyle, bir duyguyla dolarak yücelme, ruhun kendini aşıp yücelmesi, heyecan
-
[isim]
Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu
- COŞMA
-
-
[isim]
Coşmak işi, galeyan
- "Kadın bir izzetinefis coşmasına benzeyen öfke ile gözlerini açtı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Coşmak işi, galeyan
- KOŞMA
-
-
[isim]
Koşmak işi
-
Bir halatı, ağacı pekiştirmek için yanına konulan halat veya ağaç
-
Sazla okunmak için hece ölçüsü ile yazılmış, ilk parçasının birinci, ikinci ve dördüncü dizeleriyle öteki parçaların dördüncü dizeleri birbiriyle, kalan dizeler de kendi aralarında uyaklı, konuları sevgi ve doğa olayları olan bir halk şiiri
-
[isim]
Koşmak işi
- GODOŞ
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Pezevenk
-
[isim]
Pezevenk
- POŞET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Torba
-
[isim]
Torba
- VAROŞ
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Kent veya kasabada dış mahalle
- "Bütün kasabanın varoşları boyunca kıvrıla kıvrıla akıp giden bu çaya, ben yakın bir ilgiyle bağlıydım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kent veya kasabada dış mahalle
- HOŞUR
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[sıfat]
Değersiz, kaba, bayağı
-
Şişman, dolgun (kadın)
- "Ah bir hoşur karıya rast gelsem." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Değersiz, kaba, bayağı
- KROŞE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boksta bir yumruk vuruş biçimi
-
[isim]
Boksta bir yumruk vuruş biçimi
- KOŞİN
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ağır, hareketsiz, bol ve kabarık tüylü bir tavuk ırkı
-
[isim]
Ağır, hareketsiz, bol ve kabarık tüylü bir tavuk ırkı
- KOŞUN
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Asker, yan yana durmuş asker dizisi, saf
-
Yan yana dizilmiş insanların oluşturduğu dizi
-
Koşu, yarış
-
[isim]
Asker, yan yana durmuş asker dizisi, saf
- APOŞİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Çember biçiminde, telden yapılma, torbaya benzeyen büyük gözlü ağ
-
[isim]
Çember biçiminde, telden yapılma, torbaya benzeyen büyük gözlü ağ
- GALOŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tabanı tahtadan yapılmış deri ayakkabı
- "İşlemeli yün çorapları ve galoşları hâlâ ayağında idi." (Tarık Buğra)
-
Müzelerde, özellikle sağlık kurumlarında özel bölümlere girerken ayakkabı üzerine geçirilen ince ve şeffaf korumalık
-
[isim]
Tabanı tahtadan yapılmış deri ayakkabı
- KOŞUK
-
-
[isim]
Nazım, manzume
-
Koşma, türkü
-
[isim]
Nazım, manzume