Sonunda oş olan 27 kelime var. OŞ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde oş olan kelimeler listesine ya da başında oş olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
HELALÜHOŞ
KARTALOŞ, MEYVEHOŞ, TAHTABOŞ
BAŞIBOŞ, DELİCOŞ
BOMBOŞ, HOŞHOŞ, KİRLOŞ, MAYHOŞ, MİNNOŞ, PALYOŞ, SARHOŞ
GALOŞ, GODOŞ, KOKOŞ, LİBOŞ, NAHOŞ, NONOŞ, VAROŞ
BROŞ, FLOŞ, KLOŞ
BOŞ, FOŞ, HOŞ, LOŞ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HELALÜHOŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yapılmış bir iyilikten, yardımdan söz edilirken buna pişman olunmadığını anlatmak için söylenen helalühoş olsun sözünde geçen bir söz
-
[sıfat]
Yapılmış bir iyilikten, yardımdan söz edilirken buna pişman olunmadığını anlatmak için söylenen helalühoş olsun sözünde geçen bir söz
- KARTALOŞ
-
-
[sıfat]
Kartlaşmış, yaşı geçkin, kartaloz
-
[sıfat]
Kartlaşmış, yaşı geçkin, kartaloz
- TAHTABOŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Teras
- "Gençler ve çocuklar, birbirinin peşi sıra, konağın dördüncü katındaki tahtaboşa çıktılar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Teras
- MEYVEHOŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kuru yemiş
-
Kuru yemiş satılan yer
-
[isim]
Kuru yemiş
- BAŞIBOŞ
-
-
[sıfat]
Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan
- "Başıboş yaşayışa alışkın değildir." (Haldun Taner)
- "Durgun sular, başıboş bıraktığım sandalı / Yalıların önünden geçirdi yavaş yavaş." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
Bağlanmamış, serbest bırakılmış
- "İstanbul'un başıboş köpekleri rahatça ömür sürmektedirler." (Salâh Birsel)
-
Yönetimsiz, baskısız, denetimsiz bir biçimde
- "Günün birçok saatlerinde dar sokaklarda başıboş dolaşır, eski Anadolu evlerini seyrederdim." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[zarf]
Kendi isteğine göre, hiçbir etki altında kalmadan
-
[sıfat]
Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan
- DELİCOŞ
- ...
- BOMBOŞ
-
-
[sıfat]
Büsbütün, tamamen boş
- "Güneşin doğacağı tarafa giden yol bomboştu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Büsbütün, tamamen boş
- MİNNOŞ
-
-
[ünlem]
Küçük ve sevimli kimselere söylenen bir seslenme sözü
-
[ünlem]
Küçük ve sevimli kimselere söylenen bir seslenme sözü
- MAYHOŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Tadı şekerli ve az ekşi olan
- "Mayhoş bir şerbet."
-
Bozulmuş veya bozulmaya yüz tutmuş olan (dostluk ilişkisi)
- "Onların araları mayhoş. Bugünlerde aramız mayhoş bir durum aldı."
-
[sıfat]
Tadı şekerli ve az ekşi olan
- KİRLOŞ
-
-
[sıfat]
Kirli ve pasaklı
-
[sıfat]
Kirli ve pasaklı
- HOŞHOŞ
-
-
[isim]
Çocuk dilinde köpek
-
[isim]
Çocuk dilinde köpek
- PALYOŞ
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Kısa ve iki yanı keskin, düz kılıç
-
[isim]
Kısa ve iki yanı keskin, düz kılıç
- SARHOŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Alkollü içki veya keyif verici bir madde sebebiyle kendini bilmeyecek durumda olan (kimse), esrik, mest, sermest, başı dumanlı, kafası iyi, kafası dumanlı, kafası kıyak
- "Sarhoştum aydım, böyle yaşamaktan caydım, diyerek birdenbire yeniden gazeteciliğe dönmek olacak iş değildi." (Ahmet Ümit)
-
Bir şeyden çok fazla mutluluk duyan
- "Zafer sarhoşu."
-
[zarf]
Hoşa giden bir etki ile kendinden geçmiş olarak
- "Arılar bahar çiçekleriyle sarhoş dolaşıyorlar."
-
[sıfat]
Alkollü içki veya keyif verici bir madde sebebiyle kendini bilmeyecek durumda olan (kimse), esrik, mest, sermest, başı dumanlı, kafası iyi, kafası dumanlı, kafası kıyak
- NONOŞ
-
-
[isim]
Sevgi sözü
-
Homoseksüel erkek
-
[isim]
Sevgi sözü
- NAHOŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Hoş olmayan, hoşa gitmeyen, kötü, çirkin
- "Öteden beri denemişimdir, bu, daima bana bir nahoş vaka haber verir." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Hoş olmayan, hoşa gitmeyen, kötü, çirkin
- LİBOŞ
-
-
[isim]
Liberal ekonomiyi ve liberal siyaseti savunurken çabucak zengin olmayı amaçlayan ve bu yolda hiçbir değer yargısını kabul etmeyen, her şeyi mübah gören kimse
-
[isim]
Liberal ekonomiyi ve liberal siyaseti savunurken çabucak zengin olmayı amaçlayan ve bu yolda hiçbir değer yargısını kabul etmeyen, her şeyi mübah gören kimse
- GALOŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tabanı tahtadan yapılmış deri ayakkabı
- "İşlemeli yün çorapları ve galoşları hâlâ ayağında idi." (Tarık Buğra)
-
Müzelerde, özellikle sağlık kurumlarında özel bölümlere girerken ayakkabı üzerine geçirilen ince ve şeffaf korumalık
-
[isim]
Tabanı tahtadan yapılmış deri ayakkabı
- GODOŞ
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Pezevenk
-
[isim]
Pezevenk
- VAROŞ
-
Kelime Kökeni : Macarca
-
[isim]
Kent veya kasabada dış mahalle
- "Bütün kasabanın varoşları boyunca kıvrıla kıvrıla akıp giden bu çaya, ben yakın bir ilgiyle bağlıydım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Kent veya kasabada dış mahalle
- KOKOŞ
- ...