İçinde mir olan 5 harfli 9 kelime var. İçerisinde MİR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mir olan kelimeler listesine ya da Sonu mir ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

M R İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

MİR

2 Harfli Kelimeler

İM, Mİ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MİRAÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Göğe çıkma

TAMİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Onarma, onarım
    • "Bahçeyi mi düzeltmeyiz, çam mı budamayız, havuzu mu tamir etmeyiz?" (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Köşk tamir görmekte olduğundan Gazi, bu küçük dairede oturuyordu." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  2. Yapılan bir yanlışı, kusuru düzeltmeye çalışma
    • "Mademki bir münasebetsizlik etmişsin, bunu tamire imkân yok muydu?" (Reşat Nuri Güntekin)

İZMİR
...
MİRAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayna

ZAMİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kişi, dönüşlülük, gösterme, soru ve belirsizlik kavramları vererek varlıkların yerini tutan söz, adıl
    • "Ben, sen, o, biz, siz, onlar; kendim, kendin, kendi, kendimiz, kendiniz, kendileri; bu, şu, o; kim, ne; biri."

MİRİM

  1. [ünlem] "Beyim, aziz dostum, arkadaşım" anlamlarında bir seslenme sözü

MİRZA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bazı Türk topluluklarında ve İran'da kullanılan bir soyluluk sanı

MİRAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birine, ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet, kalıt, bırakıt, tereke
    • "Erkek çocuk ne kadar miras yerse kız çocuk da o kadar miras yer." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Bizimkiler okkalı bir mirasa konmuşlar da o hergelenin hakkını mı yemişler ne?" (Haldun Taner)
  2. Kalıtım yoluyla gelen herhangi bir özellik
    • "Son zamanlarda İzmir'deki gazinocu bir amcasından beş bin liralık bir de miras yemişti." (Haldun Taner)
  3. Bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı şey
    • "Konukseverlik bize atalarımızdan mirastır."

DEMİR

  1. [isim] Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C'de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe)
    • "Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan." (Yahya Kemal Beyatlı)
    • "Açıkta demir atmış kotrayı görüyor musun?" (Falih Rıfkı Atay)
    • "Ben akide yemedim, gönlümde yumuşaklık yok, midem demir gibi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Demirlerini tarayan hurda harami gemileri karaya vuruyordu." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
  2. [sıfat] Bu elementten yapılmış
    • "Hemşiresiyle rıhtımın kenarındaki demir kanepeye oturdular." (Peyami Safa)
    • "Demir gibi kolları vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Bu elementten yapılmış parça
    • "Ocak demiri. Kapı demiri. Pencere demiri."
  4. Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça
  5. [sıfat] Güçlü, kuvvetli, sert
    • "O kadar çabuk uyanmıştı ki kalbinin demir bir elle sıkıldığını duydu." (Sait Faik Abasıyanık)
  6. Çıpa

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü