Başında mira olan 10 kelime var. Mira ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde mira olan kelimeler listesine ya da sonu mira ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında mira bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MİRASYEDİLİK
MİRALAYLIK, MİRASÇILIK
MİRASYEDİ
MİRALAY, MİRASÇI
MİRAÇ, MİRAS, MİRAT
MİRA
A M R İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
AMİR, İMAR, MİRA, RAMİ
3 Harfli Kelimeler
ARİ, İMA, MAİ, MİR, RAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AR, İM, MA, Mİ, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MİRASYEDİLİK
-
-
[isim]
Mirasyedi olma durumu veya mirasyediye yaraşır davranış
-
[isim]
Mirasyedi olma durumu veya mirasyediye yaraşır davranış
- MİRALAYLIK
-
-
[isim]
Miralay olma durumu veya aşaması, albaylık
-
[isim]
Miralay olma durumu veya aşaması, albaylık
- MİRASÇILIK
- ...
- MİRASYEDİ
-
-
Kendisine önemli bir miras kalan, mirasa konan kimse
- "Kiraladıkları otlakların sahibi yıllardır Manastır'a yerleşmiş bir mirasyediydi." (Necati Cumalı)
-
Çok savurgan kimse
- "Hayatını, gençliğini bir mirasyedi gibi hiç düşünmeden yiyip bitirmiş." (Mahmut Yesari)
-
Kendisine önemli bir miras kalan, mirasa konan kimse
- MİRALAY
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Albay
-
[isim]
Albay
- MİRASÇI
-
-
[isim]
Kalıtçı
- "Aradım buldum tarlanın mirasçısını, adamı Ödemiş'ten aldım geldim." (Necati Cumalı)
-
Başkasının iyi veya kötü yönlerini aynı biçimde ortaya koyan
- "Anasının kıskançlığına mirasçı olan çelimsiz solgun çocuk da yaşamayacağa benziyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Kalıtçı
- MİRAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birine, ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet, kalıt, bırakıt, tereke
- "Erkek çocuk ne kadar miras yerse kız çocuk da o kadar miras yer." (Falih Rıfkı Atay)
- "Bizimkiler okkalı bir mirasa konmuşlar da o hergelenin hakkını mı yemişler ne?" (Haldun Taner)
-
Kalıtım yoluyla gelen herhangi bir özellik
- "Son zamanlarda İzmir'deki gazinocu bir amcasından beş bin liralık bir de miras yemişti." (Haldun Taner)
-
Bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı şey
- "Konukseverlik bize atalarımızdan mirastır."
-
[isim]
Birine, ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet, kalıt, bırakıt, tereke
- MİRAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Göğe çıkma
-
[isim]
Göğe çıkma
- MİRAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayna
-
[isim]
Ayna
- MİRA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Arazi üzerinde seçilmiş bir işaret noktasının düşeyini gösteren, yön belirtmek için uzaktan gözlenen, geometrik biçimli tahta lata
-
[isim]
Arazi üzerinde seçilmiş bir işaret noktasının düşeyini gösteren, yön belirtmek için uzaktan gözlenen, geometrik biçimli tahta lata