İçinde kın olan 8 harfli 34 kelime var. İçerisinde KIN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kın olan kelimeler listesine ya da Sonu kın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KALKINMA
-
-
[isim]
Kalkınmak işi
- "Yeni kurulan, hızla gelişmiş, kalkınma atılımlarını gerçekleştirmiş bir ülke." (Necati Cumalı)
-
İyileşme, şifa bulma
- "Görünen, bir daha kalkınması artık pek zor." (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Kalkınmak işi
- BIKKINTI
-
-
[isim]
Bıkma duygusu
-
[isim]
Bıkma duygusu
- TAŞKINCA
-
-
[sıfat]
Biraz taşkın
-
Taşkın, aşırı bir biçimde
-
[sıfat]
Biraz taşkın
- AKINTILI
-
-
[sıfat]
Akıntısı olan
-
Eğik, eğimli, meyilli
-
[sıfat]
Akıntısı olan
- BIÇKINCA
-
-
[zarf]
Bıçkına yaraşır bir biçimde
-
[zarf]
Bıçkına yaraşır bir biçimde
- KINALAMA
-
-
[isim]
Kınalamak işi
-
[isim]
Kınalamak işi
- YAPYAKIN
-
-
[zarf]
Çok yakın
- "Birimizin erişilmez uzaklarda gördüğünü öbürümüz yapyakın görüyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Çok yakın
- KIRKINTI
-
-
[isim]
Kırpıntı
-
[isim]
Kırpıntı
- SAKINMAK
-
-
[-i]
Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek
- "Gençliğinde gerçekten delifişek, gözünü daldan budaktan sakınmaz bir askermiş." (Haldun Taner)
-
Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak
- "Bir insanı, yanında uşak gibi kullandıracak her işten sakın." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Korumak, esirgemek, gözetmek
- "Kendini tramvay ve otomobil tehlikelerinden sakınarak yürüdü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[-i]
Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek
- KINLILIK
- ...
- KINAKINA
-
Kelime Kökeni : İspanyolca
-
[isim]
Kök boyasıgillerden, asıl yurdu Güney Amerika olan, Hindistan ve Endonezya'da da yetiştirilen, kabuğundan kinin çıkarılan bir ağaç (Cinchona)
-
Bu bitkiden yapılan içecek
- "Kınakına iştah açar."
-
[isim]
Kök boyasıgillerden, asıl yurdu Güney Amerika olan, Hindistan ve Endonezya'da da yetiştirilen, kabuğundan kinin çıkarılan bir ağaç (Cinchona)
- AŞKINLIK
-
-
[isim]
Aşkın olma durumu
- "Cinsel aşkınlığa hiç olmazsa kâğıt üstünde yaklaşabiliyoruz." (Selim İleri)
-
[isim]
Aşkın olma durumu
- TIKINMAK
-
-
[nsz]
Eline geçen yiyeceği oburca yemek
- "Vebali boynuna, bunların karınlarına sığdırdıklarını bir insan tıkınamaz." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Yemek yemek
-
[nsz]
Eline geçen yiyeceği oburca yemek
- BİHAKKIN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Hakkıyla, hakkı olarak, gerçekten
- "İşinin ehlidir, bihakkın çalışıyor." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Hakkıyla, hakkı olarak, gerçekten
- KINLAMAK
-
-
[-i]
Bir şeye kın yapmak
-
Bir şeyi kınına geçirmek
-
[-i]
Bir şeye kın yapmak
- KIRKINCI
-
-
[sıfat]
Kırk sayısının sıra sıfatı, sırada otuz dokuzuncudan sonra gelen
-
[sıfat]
Kırk sayısının sıra sıfatı, sırada otuz dokuzuncudan sonra gelen
- ZIPKINCI
-
-
[isim]
Zıpkınla balık avlayan kimse
-
[isim]
Zıpkınla balık avlayan kimse
- BAKINMAK
-
-
[nsz]
Bakma işi yapılmak, çevreye göz gezdirmek, araştırmak
- "Şaşkın şaşkın etrafıma bakınırken rehberim beni otele soktu." (Refik Halit Karay)
-
Muayene olmak
-
[nsz]
Bakma işi yapılmak, çevreye göz gezdirmek, araştırmak
- KINANMAK
-
-
[nsz]
Kınama işi yapılmak
-
[nsz]
Kınama işi yapılmak
- SIKINMAK
-
-
[nsz]
Kendini sıkmak, zorlamak
-
[nsz]
Kendini sıkmak, zorlamak