İçinde kın olan 8 harfli 34 kelime var. İçerisinde KIN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kın olan kelimeler listesine ya da Sonu kın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AKINTILI

  1. [sıfat] Akıntısı olan
  2. Eğik, eğimli, meyilli

YAKINDAN

  1. [zarf] Yakın bir yerden, yakın olarak
    • "Yakından bakılırsa iyi görülür."
  2. Çok dikkatli, titiz bir biçimde
    • "Hükûmet gibi müttefik kuvvetlerin ajanları da olayları yakından gözetliyorlardı." (Tarık Buğra)

KINANMAK

  1. [nsz] Kınama işi yapılmak

KINLAMAK

  1. [-i] Bir şeye kın yapmak
  2. Bir şeyi kınına geçirmek

KINLILIK
...
KIRKINTI

  1. [isim] Kırpıntı

YAKINLIK

  1. [isim] Yakın olma durumu
    • "Ayrı ayrı anlıyorum da aralarında ne yakınlık var, çıkaramadım." (Memduh Şevket Esendal)
    • "İkisi de birbirlerine yakınlık duyuyorlardı." (Refik Halit Karay)
    • "O, Türkiye'de üç yerden yakınlık gördü." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Ben merhumla yakınlık kurmuş bahtiyarlardan değilim." (Burhan Felek)
  2. Duygusal bağ veya akrabalık ilişkisi

KINALAMA

  1. [isim] Kınalamak işi

ÇAPKINCA

  1. [zarf] Çapkın bir biçimde
    • "Bana azıcık çapkınca göründü, söyle yola gelsin." (Mahmut Yesari)

BIÇKINCA

  1. [zarf] Bıçkına yaraşır bir biçimde

ŞAŞKINCA

  1. Şaşkın bir biçimde

SAKINMAK

  1. [-i] Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek
    • "Gençliğinde gerçekten delifişek, gözünü daldan budaktan sakınmaz bir askermiş." (Haldun Taner)
  2. Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak
    • "Bir insanı, yanında uşak gibi kullandıracak her işten sakın." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Korumak, esirgemek, gözetmek
    • "Kendini tramvay ve otomobil tehlikelerinden sakınarak yürüdü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

YAPYAKIN

  1. [zarf] Çok yakın
    • "Birimizin erişilmez uzaklarda gördüğünü öbürümüz yapyakın görüyor." (Reşat Nuri Güntekin)

SIKINMAK

  1. [nsz] Kendini sıkmak, zorlamak

AŞKINLIK

  1. [isim] Aşkın olma durumu
    • "Cinsel aşkınlığa hiç olmazsa kâğıt üstünde yaklaşabiliyoruz." (Selim İleri)

BIKKINTI

  1. [isim] Bıkma duygusu

KALKINIŞ

  1. [isim] Kalkınma işi veya biçimi

TAKINMAK

  1. [nsz] Kendine takmak
  2. [-i] Bir nitelik veya durum almak
    • "Takındığı bu sıfatı boynundaki kravattan fazla mühimsediği de yoktu." (Falih Rıfkı Atay)

YAKINSAK

  1. [sıfat] Tek bir noktaya yöneltme niteliği taşıyan (mercek)

BASKINCI

  1. [isim] Baskın yapan kimse
    • "Baskıncılar bunları bir ahıra doldurup başlarına da birini dikmişler." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü