İçinde kın olan 7 harfli 36 kelime var. İçerisinde KIN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kın olan kelimeler listesine ya da Sonu kın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YAKINTI

  1. [isim] Yakılan bir şeyin kalıntıları
    • "Düşmanın yakıp yıktığı köylerin yakıntı ve yıkıntıları..." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  2. Şikâyet

KINANMA

  1. [isim] Kınanmak işi

YAKINDA

  1. [zarf] Yakın bir yerde
    • "Yakında mı oturuyorsunuz?"
  2. Çok geçmeden
    • "Yakında görüşürüz."
  3. Son günlerde
    • "Yakında mı geldiniz?"

BAKINDI

  1. [ünlem] "Bak hele, olacak şey mi?" anlamlarında şaşma bildiren bir söz

SIKINTI

  1. [isim] İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet
    • "İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı." (Peyami Safa)
    • "İki ateş arasında epeyce sıkıntı çektik." (Aka Gündüz)
    • "Bir derdi, bir sıkıntısı olup da öyle susup durduğu akşamlar bile yanında bulunmaktan hoşlanıyoruz." (Nurullah ataç)
  2. Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, meşakkat, mihnet
    • "Sıkıntı ve ıstırapla sağa sola döndüm." (Aka Gündüz)
  3. Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı
    • "İhtiyarın bir para sıkıntısı içinde olduğunu o söylemeden ben keşfetmiştim." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Bulunmama durumu
    • "Bu kış yine, kok kömürü sıkıntısı baş gösterecekmiş." (Haldun Taner)
  5. Sorun, problem, mesele
    • "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu." (Burhan Felek)

BAKINTI

  1. [isim] Temel gereksinimleri karşılama
    • "Üç yaşına kadar valideler çocuklarına pek az bir şey öğretebilecek veyahut hemen hiçbir şey öğretemeyecek, yalnız bir bakıntıdan ibaret bulunan hizmetlerinde bile..." (Ahmet Mithat)

SAKINMA

  1. [isim] Sakınmak işi, içtinap
  2. Olabileceği düşünülen kötü durumlara karşı önlem alma, ihtiyat
  3. Boksörün korunmak için, ayaklarını oynatmadan eliyle, gövdesiyle sağa sola, öne arkaya yaptığı hareket

BAKINMA

  1. [isim] Bakınmak işi

KINAMAK

  1. [-i] Yapılan bir işin kötü olduğunu belirtir bir biçimde söz söylemek, ayıplamak

YAKINMA

  1. [isim] Yakınmak (I) işi

KINDIRA

  1. [isim] Sulak yerlerde yetişen, ince uzun yapraklarının kenarları keskin, koyu renkli bir tür çayır otu

KAKINTI

  1. [isim] Sözü dinlenmeyen, rezil, itilip kakılan kimse

IKINMAK

  1. [nsz] Herhangi bir nedenle soluğunu içinde tutarak kendini zorlamak
    • "A ... A ... A ... diye sesler çıkardı, sonra birdenbire ıkındı, yüzü kıpkırmızı kesildi." (Peyami Safa)
    • "Ikınıp sıkındı, bir cevap bulup veremedi."
  2. Peklikte veya doğum sırasında kasları zorlayarak soluğunu tutmak

YIKINTI

  1. [isim] Yıkılma, yıkım, mahvolma
  2. Yıkılan bir şeyin parçaları, kalıntıları, enkaz
    • "Ateşoğlu'nun evinin biraz ötesinde bir ev yıkıntısı keşfettim." (Halikarnas Balıkçısı)
  3. Ruhsal bakımdan yıkılma, yıkım, mahvolma

TIKINMA

  1. [isim] Tıkınmak işi

ASKINTI

  1. [sıfat] Başkalarının sırtından geçinen (kimse)
  2. Karşı cinsi rahatsız eden (kimse)

ALIŞKIN

  1. [sıfat] Bir şeye veya bir şey yapmaya alışmış olan, alışkan, alışmış
    • "Hayatın alışkın olduğumuz birçok gündelik hâlleri beklenmedik nice zevklere bürünürdü." (Abdülhak Şinasi Hisar)

SIKINMA

  1. [isim] Sıkınmak işi

SAKINTI

  1. [isim] Sıkıntıya yol açabilecek durumlara karşı alınan önlem, ihtiyat

KINLAMA

  1. [isim] Kınlamak işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü