İçinde kın olan 6 harfli 26 kelime var. İçerisinde KIN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kın olan kelimeler listesine ya da Sonu kın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AKINTI
-
-
[isim]
Akma işi
- "Musluğun akıntısı bir türlü kesilemedi."
- "Ancak bugün anlıyoruz ki Mithat Paşa'dan beri o kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Havanın veya suyun herhangi bir yöne doğru yer değiştirmesi, akım, cereyan
- "Bataklıklardan kurtulduktan sonra, akıntıyı takip ederek bir köye giriyordum." (Ömer Seyfettin)
-
Eğiklik, eğim, meyil
- "Bu damın akıntısı az gelmiş."
-
Çam türü ağaçlarda bulunan reçinenin eriyerek akması olayı
-
Sıvı yapıştırıcıların ağaç yüzeylerine gereğinden çok sürülmesi ile oluşan durum
-
Hastalık sebebiyle vücudun herhangi bir yerinden sulu madde akması
- "Ertesi sabah, sol kulağımda ağrı ile beraber akıntı başladı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Akma işi
- TALKIN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Telkin
-
Ölü gömüldükten sonra mezar başında imamın söylediği dinî sözler, telkin
-
[isim]
Telkin
- YIKKIN
-
-
[sıfat]
Yıkılacak duruma gelmiş, harap
-
[sıfat]
Yıkılacak duruma gelmiş, harap
- KINNAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kaba şeyler dikmeye, bağlamaya yarayan ince sicim veya kalın iplik
- "Onları arkadan kınnapla bağlamıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Kaba şeyler dikmeye, bağlamaya yarayan ince sicim veya kalın iplik
- KINAMA
-
-
[isim]
Kınamak işi, ayıplama, takbih
-
[isim]
Kınamak işi, ayıplama, takbih
- BIÇKIN
-
-
[isim]
Külhanbeyi, kabadayı
- "Ulan, onlar bey, sen bıçkın." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Korkusuz, gözü pek, yürekli, cesur
- "Sekiz tane bıçkın, sekiz tane ayağı filarlı pınar başı çocuğuna kim laf dinletebilir ki..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Külhanbeyi, kabadayı
- IKINTI
-
-
[isim]
ıkınma işi
-
[isim]
ıkınma işi
- FIŞKIN
-
-
[isim]
Bir ağacın dibinden süren ince dal, sürgün, filiz, dal, piç
-
Asma kütüğünde hereğin üst yanında biten dal
-
[isim]
Bir ağacın dibinden süren ince dal, sürgün, filiz, dal, piç
- BASKIN
-
-
[isim]
Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme
- "İbiş'in odasına cennet kuşları baskın vermişti." (Tarık Buğra)
-
Kısa süreli, beklenmedik saldırı
- "Bu dört kişi güç bela baskından kurtulup bana sığınmış." (Refik Halit Karay)
-
Su basması, sel
- "Behçet'e bu evin merdiven altındaki bakla gibi odasında baskın yaparlar." (Salâh Birsel)
-
Ansızın çıkagelme
-
[sıfat]
Sertlik, zorluk bakımından üstün
- "Belli bir şey ki bu genç ikisinden de baskın, çekemiyorlar." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Benzerleri arasında güç ve önem bakımından başta gelen, hâkim, dominant
-
[isim]
Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme
- ÇATKIN
-
-
[sıfat]
Çatık
- "Müftü bunu işitince çatkın bir çehre ile geldi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Çatık
- SAPKIN
-
-
[sıfat]
Doğru yoldan ayrılmış olan
-
Sapkıya uğramış olan
-
[sıfat]
Doğru yoldan ayrılmış olan
- TAŞKIN
-
-
[sıfat]
Taşmış bir durumda olan
-
[isim]
Su baskını, seylap, feyezan
-
Aşırı
- "Bu yüz neşeli değil, taşkın denecek kadar mutlu idi." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Taşmış bir durumda olan
- SIKKIN
-
-
[sıfat]
Çok sıkılmış
-
Sıkıntılı, bungun
-
[sıfat]
Çok sıkılmış
- ÇIKKIN
-
-
[sıfat]
Kabarık, şişkin
-
[sıfat]
Kabarık, şişkin
- BATKIN
-
-
Borçlarını ödeyemez duruma düşen, iflas etmiş (kimse), müflis
-
Borçlarını ödeyemez duruma düşen, iflas etmiş (kimse), müflis
- KINALI
-
-
[sıfat]
Kına ile boyanmış olan
-
Kınanın renginde veya kızıl renkte olan
- "Bıyıklarının ortası belli ki tütün zifirinden kınalı bir renk almıştı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yapıncak
-
[sıfat]
Kına ile boyanmış olan
- KINSIZ
-
-
[sıfat]
Kını olmayan
-
[sıfat]
Kını olmayan
- BIKKIN
-
-
[sıfat]
Çok bıkmış, usanmış, bezmiş
-
[sıfat]
Çok bıkmış, usanmış, bezmiş
- IKINMA
-
-
[isim]
Ikınmak işi
-
[isim]
Ikınmak işi
- KAÇKIN
-
-
[isim]
Bir yerden veya bir işten kaçmış kimse
- "Doktor kaçkını nice manyaklar içinde, narsist kompleksine müptela olanlar sandığınızdan çoktur." (Haldun Taner)
-
İnsanlardan uzak duran, insan içine çıkmak istemeyen kimse
-
[isim]
Bir yerden veya bir işten kaçmış kimse