İçinde karma olan 24 kelime var. İçerisinde KARMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında karma olan kelimeler listesine ya da Sonu karma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KARMAKARIŞIKLIK, KARMANYOLACILIK
KARMAŞIKLAŞMAK
KARMAŞIKLAŞMA
KARMAKARIŞIK, KARMANYOLACI, KARMAŞTIRMAK
KARMAŞIKLIK, KARMAŞTIRMA
KARMAKARIŞ, KARMANYOLA
KARMAŞMAK
ÇIKARMAK, KARMALIK, KARMAŞIK, KARMAŞMA, YAKARMAK
ÇIKARMA, KARMACA, KARMAŞA, YAKARMA
KARMAÇ, KARMAK
KARMA
A A K M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
KARMA, MARKA, RAKAM, RAMAK
4 Harfli Kelimeler
AKAR, AKMA, AKRA, ARAK, ARKA, ARMA, KAMA, KARA, MARK
3 Harfli Kelimeler
AKA, AMA, ARA, ARK, KAM, KAR, RAM
2 Harfli Kelimeler
AK, AM, AR, MA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KARMAKARIŞIKLIK
- ...
- KARMANYOLACILIK
-
-
[isim]
Karmanyolacı olma durumu
-
Karmanyola yoluyla soygun yapma işi
-
[isim]
Karmanyolacı olma durumu
- KARMAŞIKLAŞMAK
-
-
[nsz]
Karmaşık duruma gelmek
-
[nsz]
Karmaşık duruma gelmek
- KARMAŞIKLAŞMA
-
-
[isim]
Karmaşıklaşma işi
-
[isim]
Karmaşıklaşma işi
- KARMANYOLACI
-
-
[isim]
Karmanyola yoluyla adam soyan kimse
-
[isim]
Karmanyola yoluyla adam soyan kimse
- KARMAŞTIRMAK
-
-
[-i]
Karmaşık duruma getirmek
-
[-i]
Karmaşık duruma getirmek
- KARMAKARIŞIK
-
-
Dağınık, düzensiz, çok karışık
- "Taranmamış, karmakarışık kumral saçları, kocaman bir ağzı, fevkalade muntazam ve güzel dişleri vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Benim köy sükûnuma yuva olmak üzere düşündüğüm bu odacık karmakarışık olmuş." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Huzursuz, kararsız, karmaşık
- "Başımın içinde bir sis ve hep ona bağlı karmakarışık hayaller var." (Peyami Safa)
-
Dağınık, düzensiz, çok karışık
- KARMAŞTIRMA
-
-
[isim]
Karmaştırmak işi
-
[isim]
Karmaştırmak işi
- KARMAŞIKLIK
-
-
[isim]
Karmaşık olma durumu
-
Hastalık sırasında ortaya çıkan ve hastalığın temel özellikleriyle ilişkili olmayan her türlü olumsuz sağlık olayı veya süreci, ihtilat, komplikasyon
-
İlaçların doğurabileceği yan etki, ihtilat, komplikasyon
-
[isim]
Karmaşık olma durumu
- KARMANYOLA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Şehir içindeki ıssız yollarda ölümle korkutarak yapılan soygunculuk
-
[isim]
Şehir içindeki ıssız yollarda ölümle korkutarak yapılan soygunculuk
- KARMAKARIŞ
-
-
[sıfat]
Karmakarışık
-
[sıfat]
Karmakarışık
- KARMAŞMAK
-
-
[nsz]
Bir şey başka bir şeyle birleşerek karışık durum almak
-
[nsz]
Bir şey başka bir şeyle birleşerek karışık durum almak
- ÇIKARMAK
-
-
Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- "Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı." (Ömer Seyfettin)
-
[-i]
Sonunu getirmek
- "Bu para ile ayı çıkarırız."
-
[-i]
Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek
-
[-i]
Bulmak, ortaya koymak
- "Yalanını çıkarmak. Yanlışını çıkarmak."
-
[-i]
Hatırlamak
- "Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Döküntülü bir hastalığa tutulmak
- "Çiçek çıkarmak."
-
[-i]
Çok hoşlanmak
- "Lezzetini çıkara çıkara hikâyesine devam ediyordu." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek
- "Öfkesini benden çıkardı."
-
[-i]
Sağlamak, elde etmek
- "Ekmeğini taştan çıkarmak."
-
[-i]
Gibi göstermek, bir davranış yüklemek
- "Birini hırsız çıkarmak. Suçlu çıkarmak."
-
Sindirim yolundan dışarı atmak
-
İlgisini keserek uzaklaştırmak
-
[-i]
Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak
- "İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Yayımlamak
- "Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[-i]
Gidermek
- "Lekeyi çıkarmak."
-
[nsz]
Sebep olmak, yol açmak
- "Bir dedektif bürosu açmış, hükûmet zorluk çıkardığından kapatmıştı." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Yapmak, üretmek
- "Bu terzi çok iş çıkarıyor."
-
[-e]
Sunmak
- "Konuklara çerez çıkardı."
-
[-e]
Göstermek
- "Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Bir şeyi bir örneğe göre yapmak
- "Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami..." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Yollamak, göndermek
- "Bir adam çıkarıp oğlunu yanına getirtti."
-
[nsz]
Yükü boşaltmak
- "Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Resim yapmak
-
[nsz]
Fotoğraf çektirmek
-
[-i]
Söylemek
- "Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[-i]
Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek
-
Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- KARMALIK
-
-
[isim]
Karma olma durumu
- "Meclisin bütün karmalığı bu yuvarlak sofranın etrafında idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Karma olma durumu
- KARMAŞIK
-
-
[sıfat]
İçinde aynı cinsten birçok öge bulunan, birbirine az çok aykırı birçok şeyden oluşan, mudil
- "Karmaşık bir sorun. Karmaşık bir düşünce."
-
Çözeltide kendisini oluşturan parçalara iki yönlü olarak ayrışan (iyon veya birleşik), kompleks
-
Ögelerinin veya gerekli işlemlerin sayısının çokluğu, çeşitliliği yüzünden anlaşılması, yapılması güç olan, komplike
-
[sıfat]
İçinde aynı cinsten birçok öge bulunan, birbirine az çok aykırı birçok şeyden oluşan, mudil
- KARMAŞMA
-
-
[isim]
Karmaşmak işi
-
[isim]
Karmaşmak işi
- YAKARMAK
-
-
[-e]
Israrla istemek, yalvarmak
- "Yalvarmak, yakarmak nafile bugün / Gözünün yaşına bakmadan gider." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
Tanrı'ya içten yalvararak dua etmek, niyaz etmek
-
[-e]
Israrla istemek, yalvarmak
- ÇIKARMA
-
-
[isim]
Çıkarmak işi, emisyon
-
Düşman kıyılarına gemi, bot vb.nden asker indirme, asker çıkarma
-
Dört işlemden biri, çıkarmak işlemi, tarh
-
[isim]
Çıkarmak işi, emisyon
- KARMACA
- ...
- YAKARMA
-
-
[isim]
Yakarmak işi
-
[isim]
Yakarmak işi