İçinde kal olan 9 harfli 99 kelime var. İçerisinde KAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kal olan kelimeler listesine ya da Sonu kal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SENDİKALI
-
-
[sıfat]
Sendikası olan veya sendika üyesi olan (işçi, iş yeri)
-
[sıfat]
Sendikası olan veya sendika üyesi olan (işçi, iş yeri)
- BOĞAZKALE
- ...
- KALDIRMAK
-
-
[-i]
Bulunduğu yerden almak
- "Örtüyü masanın üzerinden kaldır."
-
Yukarı doğru hareket ettirmek
- "Gözlerini yüzüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yükseltmek
- "Duvarı bir metre daha kaldırmalı."
-
[nsz]
Ürün toplamak, taşımak
- "Harman kaldırmak."
-
Çekmek, taşımak
- "Bu araba bu yükü kaldırmaz."
-
Bir kuruluşun çalışmasına son vermek, feshetmek, lağvetmek
- "Meclis ... olağanüstü hâli kaldırabilir." (Anayasa)
-
[-e]
Hastayı hastaneye götürmek
- "Yarasının dikişleri koptu dün öğleden sonra, Fransız Hastanesi'ne kaldırdılar." (Aka Gündüz)
-
Tören yaparak ölüyü gömmek
-
Toplamak
- "Anası, kardeşi ile hep beraber sofrayı kaldırdılar." (Necati Cumalı)
-
Alıp başka yere götürmek
-
Uyandırmak
- "Bir gece yanında mihman olduğum / Sabah oldu deyi kaldırdın beni." (Halk türküsü)
-
Piyasadan çekmek
- "İstifçilerin piyasadan kaldırdığı mallar."
-
Elin ulaşamayacağı yere koymak, saklamak
- "Vazoyu ortadan kaldıralım, çocuğun eline geçmesin."
-
Kaçırmak
- "Yakın köyden kaldırdığı bir yosmayı sarhoş etmekle meşguldü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İyi etmek, iyileştirmek
- "Bu ilaç onu yataktan kaldırdı."
-
Bir şeyden çokça satın almak
-
Tayin etmek, atamak
- "Günün birinde bu müdürü başka, daha önemli bir yere kaldırdılar, buraya da bir başka müdür getirdiler." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yok etmek, ortadan silmek
- "Yeryüzünden hayali kaldırın, dünya bir taş ve toprak yığınından ibaret kalır." (Orhan Seyfi Orhon)
-
[nsz]
Katlanmak, tahammül etmek
- "Doğrusunu isterseniz onu çoktan kapı dışarı etmeliydim ama yüreğim kaldırmıyor, acıyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Uygun gelmek, götürmek, yakışmak
- "Bu kumaş fazla süs kaldırmaz."
-
Çalmak, aşırmak
-
[-i]
Bulunduğu yerden almak
- ZEKALILIK
- ...
- KALİTATİF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Nitel
-
[sıfat]
Nitel
- MÜNAKALAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ulaştırma
-
[isim]
Ulaştırma
- ŞAKALAŞMA
-
-
[isim]
Şakalaşmak işi
-
[isim]
Şakalaşmak işi
- ŞAŞAKALMA
-
-
[isim]
Şaşakalmak işi
-
[isim]
Şaşakalmak işi
- KALLEŞLİK
-
-
[isim]
Kalleş olma durumu veya kalleşçe davranış
- "Kalleşliğin binbir çeşidi apaçık görünüyordu bu gülüşte." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kalleş olma durumu veya kalleşçe davranış
- YAKALATMA
-
-
[isim]
Yakalatmak işi
-
[isim]
Yakalatmak işi
- KALENSÖVE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sivri tepeli külah
-
Yüksük
-
[isim]
Sivri tepeli külah
- KALIPLAMA
-
-
[isim]
Kalıplamak işi
-
[isim]
Kalıplamak işi
- BAKALORYA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Üniversitelere girebilmek için lise öğreniminden sonra verilen olgunluk sınavı
-
[isim]
Üniversitelere girebilmek için lise öğreniminden sonra verilen olgunluk sınavı
- BAKAKALIŞ
-
-
[isim]
Bakakalma işi veya biçimi
-
[isim]
Bakakalma işi veya biçimi
- KALABİLME
- ...
- BAKKALLIK
-
-
[isim]
Bakkalın işi
-
[isim]
Bakkalın işi
- KALENDERİ
- ...
- YAKALANMA
-
-
[isim]
Yakalanmak işi
-
[isim]
Yakalanmak işi
- BAKKALİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bakkalda satılan ürünler
-
[isim]
Bakkalda satılan ürünler
- KALPLİLİK
-
-
[isim]
Kalpli olma durumu
-
[isim]
Kalpli olma durumu