İçinde kal olan 8 harfli 96 kelime var. İçerisinde KAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kal olan kelimeler listesine ya da Sonu kal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KALENDER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçak gönüllü kimse, ehlidil, rint
-
Özensiz giyinmiş, kılıksız kimse
-
Yalnız birisi hareketli üst üste konulmuş belirli sayıda silindirden meydana gelen ve düzgün yüzeyli kâğıt üretmek için kullanılan bir makine
-
[zarf]
Özensiz, kılıksız bir biçimde
- "İnsan kalender gezmekten rahat edebilir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçak gönüllü kimse, ehlidil, rint
- MUNKALİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Değişmiş, dönüşmüş olan
-
[sıfat]
Değişmiş, dönüşmüş olan
- TAKALLÜS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kasılma
- "Beynim uğulduyor, gözlerimin havası kıvılcımlanıyor, parmaklarım takallüs ediyor." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Kasılma
- ISKALAMA
-
-
[isim]
Iskalamak işi
-
[isim]
Iskalamak işi
- KALDIRIM
-
-
[isim]
Yollarda taşlarla yapılan döşeme
- "Araba bozuk kaldırımların üstünde sallanıyor, devrilecek gibi oluyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kelli felli efendiden adamların hatta sarıklı ulemanın günden güne hırpanileşen kılıklarla, elleri boyunlarında, kaldırımları arşınladıklarını görüyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yaya kaldırımı
- "Döndük, karşı kaldırıma atladık." (Sermet Muhtar Alus)
- "Bastığı hiçbir eser kaldırıma düşmemişti." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Yollarda taşlarla yapılan döşeme
- MÜKALEME
- ...
- KALEMBEK
-
-
[isim]
Bir cins kokulu sandal ağacı, yalancı öd ağacı
-
Bir cins mısır
-
[isim]
Bir cins kokulu sandal ağacı, yalancı öd ağacı
- ŞAŞKALOZ
-
-
[sıfat]
Şaşı (kimse)
-
Şaşkın (kimse)
-
[sıfat]
Şaşı (kimse)
- KALÇINCI
-
-
[isim]
Kalçın yapan veya satan kimse
-
[isim]
Kalçın yapan veya satan kimse
- FALAKALI
-
-
[sıfat]
Falakası olan
-
[sıfat]
Falakası olan
- KALİBRAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ayarlama
-
[isim]
Ayarlama
- KALİTELİ
-
-
[sıfat]
Nitelikli
- "Bari bundan sonra boş yerlere kaliteli eleman alıp durumu biraz düzeltelim." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Nitelikli
- KALAMAZO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Banka, ticarethane vb. yerlerde kullanılan ve cilt kapakları özel bir düzen ve anahtarla gevşetilip sıkıştırılabilen defter
-
[isim]
Banka, ticarethane vb. yerlerde kullanılan ve cilt kapakları özel bir düzen ve anahtarla gevşetilip sıkıştırılabilen defter
- KALİPTRA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kökün büyüme bölgesinin üzerini örten yüksük biçiminde koruyucu doku
-
[isim]
Kökün büyüme bölgesinin üzerini örten yüksük biçiminde koruyucu doku
- İSTİSKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soğuk davranışlarla hoşlanmadığını belli etme
- "Çoğundan istiskal, pek azından itibar gördü." (Falih Rıfkı Atay)
- "Şahin Efendi, bu saygısız misafiri artık açıktan açığa istiskal ediyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Soğuk davranışlarla hoşlanmadığını belli etme
- VESİKALI
-
-
[sıfat]
Belgesi olan
-
Genelevde çalışmak için elinde resmî izin kâğıdı bulunan (kadın)
- "İki elin kanda olsa gel diyor / Telgrafın / Nasıl unuturum seni ben / Vesikalı yârim." (Orhan Veli Kanık)
-
[sıfat]
Belgesi olan
- KALİFİYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Nitelikli
-
[sıfat]
Nitelikli
- KALPAKLI
-
-
[sıfat]
Kalpak giymiş
- "O üç kişinin yanı başındaki masaya kalpaklı, poturlu bir adam geldi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Kalpak giymiş
- BAŞKALIK
-
-
[isim]
Alışılana benzememe, değişik olma durumu, değişiklik
- "Göstereceğimiz en büyük saygı ve sorumluluk, onun bu başkalığını en iyi şekilde gerçekleştirmesine yardım etmektir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Alışılana benzememe, değişik olma durumu, değişiklik
- KAKALAMA
-
-
[isim]
Kakalamak işi
-
[isim]
Kakalamak işi