İçinde kal olan 6 harfli 50 kelime var. İçerisinde KAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kal olan kelimeler listesine ya da Sonu kal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AŞKALE
- ...
- KALİKO
-
-
[isim]
Pamuk iplikleriyle yapılan ilk cilt bezi
-
[isim]
Pamuk iplikleriyle yapılan ilk cilt bezi
- KALTAK
-
-
[isim]
Üzeri meşin, halı vb. şeylerle kaplanmamış olan eyerin tahta bölümü
-
Kuskunsuz eyer
-
İffetsiz, namussuz kadın
- "Bırak be, dedi, kendi kendine, elin kaltağı için dövüşecek miyim?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Üzeri meşin, halı vb. şeylerle kaplanmamış olan eyerin tahta bölümü
- KALİTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Nitelik
- "Saatin kalitesi, kurgu mekanizmasında yani zembereğindedir." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Üstün nitelikli
- "Kalite şarap."
-
[isim]
Nitelik
- KALABA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalabalık
-
[isim]
Kalabalık
- KALÇIN
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Üstüne başka bir şey giyilmek için abadan veya meşinden yapılan çizme biçiminde ayak giysisi
-
[isim]
Üstüne başka bir şey giyilmek için abadan veya meşinden yapılan çizme biçiminde ayak giysisi
- TUTKAL
-
-
[isim]
Deri, kıkırdak vb. hayvansal maddelerden elde edilen, katılaşıp sertleşme özelliğiyle tahta, kâğıt vb. yapıştırmaya yarayan madde
-
[isim]
Deri, kıkırdak vb. hayvansal maddelerden elde edilen, katılaşıp sertleşme özelliğiyle tahta, kâğıt vb. yapıştırmaya yarayan madde
- ZEKALI
- ...
- İTİKAL
- ...
- YAKALI
-
-
[sıfat]
Herhangi bir biçimde yakası olan
- "Damat orta yaşlı bir zat olup kadife yakalı lacivert bir palto giymişti." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Herhangi bir biçimde yakası olan
- LAAKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
En azından, hiç olmazsa
- "Büyük hanın altında sıra kahveler vardır ya; her birinde laakal iki, üç dava vekiline tesadüf edilir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
En azından, hiç olmazsa
- KALECİ
-
-
[isim]
Bazı top oyunlarda kalenin önünde durarak topun kaleye girmesini önlemekle görevli oyuncu
- "Sonra topu en yükseğe kaleciler vurur, çıkarırlar." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bazı top oyunlarda kalenin önünde durarak topun kaleye girmesini önlemekle görevli oyuncu
- POTKAL
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Kaza veya başka bir olayı karadakilere bildirmek için gemilerden denize salınan, içinde mektup olan şişe
-
[isim]
Kaza veya başka bir olayı karadakilere bildirmek için gemilerden denize salınan, içinde mektup olan şişe
- KALKIK
-
-
[sıfat]
Düzeyine göre yüksekte olan
- "Masanın bir tarafı kalkık."
-
Kabararak yerinden ayrılmış
- "Kaplamanın ortası kalkık."
-
Dik durumda, ucu yukarı doğru olan
- "Ve eniştemiz yine kaşlarını, omuzlarını yukarıya kalkık ve başını önüne eğik tutmaya koyulurdu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Düzeyine göre yüksekte olan
- KALKIŞ
-
-
[isim]
Kalkma işi veya biçimi
-
[isim]
Kalkma işi veya biçimi
- OKKALI
-
-
[sıfat]
Kiloca fazla olan, ağır çeken
- "... ablak yüzlü, okkalı bir adamdı nazır hazretleri." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Çok, fazla
- "Müfettiş Bey, öncekilerden çok daha okkalı bir yudum içti." (Tarık Buğra)
-
Ağır
- "Önce Bekir'in omzuna okkalı bir sille indirdi." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Kiloca fazla olan, ağır çeken
- BAKKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yiyecek, içecek vb. maddeleri perakende olarak satan kimse
- "Arkadaşlarımızdan Ethem de gitti, babası gibi bakkal oldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu maddelerin satıldığı dükkân
-
[isim]
Yiyecek, içecek vb. maddeleri perakende olarak satan kimse
- KALKAN
-
-
[isim]
Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
-
Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık
-
Koruyucu
- "Akbabanın kanatlarından başka kalkanı yoktu galiba." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
- MİSKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
4,810 g olan bir ağırlık ölçü birimi
- "Muhabbet kantarla, alışveriş miskalle."
-
[isim]
4,810 g olan bir ağırlık ölçü birimi
- KALKER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kireç taşı
-
[isim]
Kireç taşı