İçinde kal olan 6 harfli 50 kelime var. İçerisinde KAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kal olan kelimeler listesine ya da Sonu kal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KALPAK
-
-
[isim]
Kesik koni biçiminde deri, kürk veya kumaştan yapılmış başlık
- "Hanımı, onun kalpağını otomobile dar yetiştirebilmişti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Kesik koni biçiminde deri, kürk veya kumaştan yapılmış başlık
- LAAKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
En azından, hiç olmazsa
- "Büyük hanın altında sıra kahveler vardır ya; her birinde laakal iki, üç dava vekiline tesadüf edilir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
En azından, hiç olmazsa
- MISKAL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Her biri başka perdede bir sıra kamış boğumundan yapılmış düdük, musikar
-
[isim]
Her biri başka perdede bir sıra kamış boğumundan yapılmış düdük, musikar
- ALKALİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Alkali metallerin hidroksitleriyle amonyum hidroksitin genel adı
-
[isim]
Alkali metallerin hidroksitleriyle amonyum hidroksitin genel adı
- MAKALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete ve dergi yazısı
-
[isim]
Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete ve dergi yazısı
- KALPLİ
-
-
[sıfat]
Kalp hastalığı olan
-
[sıfat]
Kalp hastalığı olan
- KALPÇİ
-
-
[isim]
Kalp hastalıkları uzmanı
-
[isim]
Kalp hastalıkları uzmanı
- BAKKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yiyecek, içecek vb. maddeleri perakende olarak satan kimse
- "Arkadaşlarımızdan Ethem de gitti, babası gibi bakkal oldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bu maddelerin satıldığı dükkân
-
[isim]
Yiyecek, içecek vb. maddeleri perakende olarak satan kimse
- POTKAL
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Kaza veya başka bir olayı karadakilere bildirmek için gemilerden denize salınan, içinde mektup olan şişe
-
[isim]
Kaza veya başka bir olayı karadakilere bildirmek için gemilerden denize salınan, içinde mektup olan şişe
- TIKALI
-
-
[sıfat]
Kapanmış, herhangi bir şeyin geçmesine imkân vermeyen, tıkanmış
-
[sıfat]
Kapanmış, herhangi bir şeyin geçmesine imkân vermeyen, tıkanmış
- KALKMA
-
-
[isim]
Kalkmak işi
-
[isim]
Kalkmak işi
- KALOMA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Demir atmış bir geminin zincirinin su içindeki bölümü
-
[isim]
Demir atmış bir geminin zincirinin su içindeki bölümü
- KALICI
-
-
[sıfat]
Sürekli, geçici karşıtı
-
Her zaman geçerliğini sürdürecek olan
-
Bir süre için belli bir yerde kalan, konuk, gidici karşıtı
-
[sıfat]
Sürekli, geçici karşıtı
- MİSKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
4,810 g olan bir ağırlık ölçü birimi
- "Muhabbet kantarla, alışveriş miskalle."
-
[isim]
4,810 g olan bir ağırlık ölçü birimi
- TOKALI
-
-
[sıfat]
Tokası olan, toka takılmış olan
- "Başına, altın kaplama tokalı, yana sarkan çuha püsküllü bir şapka giymiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Tokası olan, toka takılmış olan
- ŞAKALI
- ...
- KALGAY
- ...
- OKKALI
-
-
[sıfat]
Kiloca fazla olan, ağır çeken
- "... ablak yüzlü, okkalı bir adamdı nazır hazretleri." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Çok, fazla
- "Müfettiş Bey, öncekilerden çok daha okkalı bir yudum içti." (Tarık Buğra)
-
Ağır
- "Önce Bekir'in omzuna okkalı bir sille indirdi." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Kiloca fazla olan, ağır çeken
- AŞKALE
- ...
- SAKALI
-
-
[sıfat]
Saka hastalığına tutulmuş
- "İçlerinden biri sakalı bir at gibi fena fena öksürüyordu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Saka hastalığına tutulmuş