İçinde kal olan 6 harfli 50 kelime var. İçerisinde KAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kal olan kelimeler listesine ya da Sonu kal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAL, LAK
2 Harfli Kelimeler
AK, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İTİKAL
- ...
- KALKMA
-
-
[isim]
Kalkmak işi
-
[isim]
Kalkmak işi
- SAKALI
-
-
[sıfat]
Saka hastalığına tutulmuş
- "İçlerinden biri sakalı bir at gibi fena fena öksürüyordu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Saka hastalığına tutulmuş
- MİSKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
4,810 g olan bir ağırlık ölçü birimi
- "Muhabbet kantarla, alışveriş miskalle."
-
[isim]
4,810 g olan bir ağırlık ölçü birimi
- KALKAN
-
-
[isim]
Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
-
Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık
-
Koruyucu
- "Akbabanın kanatlarından başka kalkanı yoktu galiba." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
- KALKER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kireç taşı
-
[isim]
Kireç taşı
- AŞKALE
- ...
- MAKALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete ve dergi yazısı
-
[isim]
Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete ve dergi yazısı
- KALEVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alkalik
-
[sıfat]
Alkalik
- SAYKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Maden, ayna vb. nesneleri parlatmak için kullanılan cila
-
Cilalamakta kullanılan araç
-
Bu cilayı yapan kimse
-
[isim]
Maden, ayna vb. nesneleri parlatmak için kullanılan cila
- KALABA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalabalık
-
[isim]
Kalabalık
- KALLEŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sözünde durmayıp bir işin yüzüstü kalmasına yol açan
- "Gene gülümsüyordu ama artık kalleş bir hınç vardı gülümseyişinde." (Tarık Buğra)
-
Birine gizlice kötülük eden
-
[sıfat]
Sözünde durmayıp bir işin yüzüstü kalmasına yol açan
- KALBUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tahıl ve başka iri taneli maddeleri elemek için kullanılan büyük delikli veya seyrek telli elek
-
[isim]
Tahıl ve başka iri taneli maddeleri elemek için kullanılan büyük delikli veya seyrek telli elek
- LAAKAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
En azından, hiç olmazsa
- "Büyük hanın altında sıra kahveler vardır ya; her birinde laakal iki, üç dava vekiline tesadüf edilir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
En azından, hiç olmazsa
- ARKALI
-
-
[sıfat]
Arkası olan
-
Koruyanı, koruyucusu, dayanağı olan
- "Kadronun dört yüzden yukarısı masa başında bile oturmayan arkalıların." (Rıfat Ilgaz)
-
[sıfat]
Arkası olan
- CAKALI
-
-
[sıfat]
Cakası olan, caka ile yapılan, gösterişli
- "Cakalı bir yürüyüş."
-
[sıfat]
Cakası olan, caka ile yapılan, gösterişli
- KALBEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
İçten, gönülden gelerek, yürekten
- "Kalben bana nasıl ahmak dediğine dikkat etmemek mümkün değildi." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
[zarf]
İçten, gönülden gelerek, yürekten
- TOKALI
-
-
[sıfat]
Tokası olan, toka takılmış olan
- "Başına, altın kaplama tokalı, yana sarkan çuha püsküllü bir şapka giymiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Tokası olan, toka takılmış olan
- ZEKALI
- ...
- KALPÇİ
-
-
[isim]
Kalp hastalıkları uzmanı
-
[isim]
Kalp hastalıkları uzmanı