İçinde kal olan 5 harfli 28 kelime var. İçerisinde KAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kal olan kelimeler listesine ya da Sonu kal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAL, LAK

2 Harfli Kelimeler

AK, AL, LA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KALAK

  1. [isim] Burun, burun ucu
  2. Gelin tacı
  3. Tezek yığını

KALIK

  1. Kalmış, artmış
  2. Eskimiş
  3. Evlenme çağı geçmiş, evde kalmış (kız)
  4. Eksik, noksan

SAKAL

  1. [isim] Yetişkin erkeklerde yanak ve alt çenede çıkan kılların tümü
    • "Sakalı kır, yaşı elliyi aşkın fakat dinçti." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Yaşıtlarının hemen hepsi sakal koyuverdi." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Yumuşak durmak, yalvarmak, sakalı ele vermek demektir, sonra artık evin idaresi ne olacak?" (Memduh Şevket Esendal)
    • "Sakalına göre tarak vurdum. Oğlunun çok selamı var dedim. Tarla icarlarını toplar, kendi elleriyle verir dedim." (Orhan Kemal)
  2. Bazı hayvanlarda çene altında bulunan kılların tümü
  3. Gemi karinasında oluşan yosun, yapışan midye vb. yabancı madde

ÇOKAL

  1. [isim] Savaşlarda giyilen zırh

KALIN

  1. [sıfat] Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı
    • "Alt katta her tarafın pencereleri kalın, sık demir parmaklıklarla örtülüydü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Enli ve gür (kaş)
  3. Yoğun, akıcılığı az olan
    • "Kalın bir sis tabakası."
  4. Etli, dolgun
    • "Dudakları kalın, yüzü ergenlik içinde..." (Memduh Şevket Esendal)
  5. Pes (ses)
    • "Aileyi geçindiren babaya bu kalın sesli, kalın kaşlı, yumuşak bakışlı adama saygı ile, biraz da korku ile bağlanmışızdır." (Haldun Taner)

KALIM

  1. [isim] Kalma işi

VOKAL

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Sesle ilgili
  2. [isim] İyi işlenmiş, düzenlenmiş ses

AKALA

  1. [isim] Amerikan tohumundan yurdumuzda üretilen bir pamuk türü

KALAY

  1. [isim] Atom numarası 50, atom ağırlığı 118,7, yoğunluğu 7,29 olan, 232 °C'de eriyen, gümüş beyazlığında, kolay işlenebilen, yumuşak bir element (simgesi Sn)
    • "Basıyorlar kalayı bize, değil mi?" (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Kalaylanmış bir kabın üzerindeki alaşım tabakası
    • "Pencereye, elinde yeni kalaydan çıkmış bir bakır sahanla orta yaşlı kadın geldi." (Osman Cemal Kaygılı)
  3. Aldatıcı görünüş
  4. Sövme, küfür

KALEM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç
    • "Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Namık Kemal'in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar, fıkra yazarları, sanat eleştiricileri yetişir." (Necati Cumalı)
    • "Söylediklerinin içinde kaleme gelir bir lakırtı yoktu." (Haldun Taner)
    • "Hemen kaleme sarıldı. Bir hafta her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi." (Halide Edip Adıvar)
  2. Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer
    • "Bütün bizim kalem böyle, geçen gün de Sıtkı Efendi o kör herifin istifasını kaybetti." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Kaleminden kan damlayan kavgacı yazarları sevmiyordu." (Tarık Buğra)
  3. Yontma işlerinde kullanılan ucu sivri veya keskin araç
    • "Taşçı kalemi."
    • "Oymacı kalemi."
  4. Çeşit, tür
    • "Üç kalem erzak."
    • "Beş kalem ilaç."
  5. Bazı deyimlerde yazı
    • "Kaleme almak."
    • "Kaleme gelmemek."
  6. Yazar
    • "Edebiyatımızın usta kalemlerinden..."

SKALA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Genellikle ölçü aletlerinde gösterge çizelgesi
    • "Ampermetrenin skalası."
  2. Bir bestede kullanılabilecek aynı türden sesler kümesi
  3. Gam

KALCI

  1. [isim] Kal işi yapan kimse

KALBİ
...
KALIT

  1. [isim] Miras
  2. Kalıtım yoluyla geçmiş olan şey
  3. Görenekler yoluyla yerleşmiş olan tutum veya davranış biçimi

KALMA

  1. [isim] Kalmak işi
  2. [sıfat] Herhangi bir kimseden veya bir dönemden kalmış olan
    • "Eskiden kalma bir anıt."

KALYA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sadeyağ ile pişirilen bir çeşit kabak veya patlıcan yemeği

KALAS

  1. [isim] Kalın biçilmiş uzun tahta
  2. Ahşap yapılarda kiriş olarak kullanılan kalın biçilmiş uzun tahta
  3. [sıfat] Kaba, anlayışsız kimse, kereste
    • "Önümüze geçen pahalı bir Alman arabasıydı, direksiyonundaki de bir başka kalas." (Sulhi Dölek)

EŞKAL
...
KALAN

  1. [sıfat] Kalma işini yapan
  2. Artan, mütebaki
    • "Kalan on lirayı Aliş'e verdim." (Halikarnas Balıkçısı)
  3. [isim] Bir çıkarmanın sonucu
  4. [isim] Bölme işleminde bölünenden artan sayı

ÇAKAL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Etoburlardan, sürü hâlinde yaşayan, kurttan küçük bir yaban hayvanı (Canis aureus)
  2. Kurnaz, yalancı, düzenci, aşağılık kimse
  3. [sıfat] Titiz, huysuz, görgüsüz

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü