İçinde ay olan 8 harfli 330 kelime var. İçerisinde AY bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ay olan kelimeler listesine ya da Sonu ay ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇAYIRSIZ
-
-
[sıfat]
Çayırı olmayan
-
[sıfat]
Çayırı olmayan
- SAYLAMAK
-
-
[-i]
Seçmek
-
[-i]
Seçmek
- TAYLORCU
- ...
- YAYILMAK
-
-
[nsz]
Yayma işine konu olmak veya yayma işi yapılmak
-
Hastalık, pek çok kimseye geçmek veya bulaşmak
-
Genelleşmek
- "O zamanlarda saz, halkın bütün sınıfları arasında iyice yayılmıştı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Genişlemek, büyümek
- "... bu Buket'in şöhreti de arkadaşları arasında derhâl yayılmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Serilmek, döşenmek
- "Odaya bir kilim yayıldı."
-
Koyun, inek vb. otlamak
-
Rahat bir biçimde, sere serpe oturmak
-
Ayrıntıya girmek, açılmak
- "Türlü yönlerden ele alınabilecek olan bu konuda şimdilik pek yayılmak istemiyorum." (Orhan Veli Kanık)
-
[nsz]
Yayma işine konu olmak veya yayma işi yapılmak
- KAYNAMAK
-
-
[nsz]
Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak
- "Su, 100 °C'de kaynar."
-
Yiyecek, içecek pişmek, haşlanmak
- "Doktorun sade kaynamış kahvesini söylemesini bekledi ve garson gider gitmez konuştu." (Tarık Buğra)
-
Yerden çıkmak
- "Paşaoluk yaylasının her bucağından bir pınar kaynar." (Falih Rıfkı Atay)
-
Kırık, çatlak kemik veya metal parçalar eski durumunu almak, birbirine yapışmak
-
Yara kapanmak, iyileşmek
-
Mayalı bir şey kabarıp köpürmek
- "Şıra kaynamış."
-
Mide ekşimek
-
Çalkantı durumunda olmak, dalgalanmak
- "Deniz kaynıyor."
-
Çok miktarda bulunmak
- "Burada karıncalar kaynıyor."
-
Gizli bir iş çevirmek, için için hazırlanmak
- "Burada bir iş kaynıyor."
-
Gerektiği gibi yapılamamak
- "Lafa daldık, ders kaynadı."
-
Artmak, çoğalmak, yoğunlaşmak
- "Gittikçe kaynayıp kabaran bir hiddet, taşmak raddesine gelmiş kelimelerle dudaklarına kadar çıkıp titriyordu." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Coşmak, heyecanlanmak
-
Bir yerde huzursuzluk, tedirginlik olmak
-
Arada kaybolmak
- "Değerli bir çalışma kaynadı gibi geliyor bana." (Selim İleri)
-
[nsz]
Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak
- KARAYAZI
- ...
- FAYTONCU
-
-
[isim]
Fayton süren kimse
-
[isim]
Fayton süren kimse
- HAYSİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değer, saygınlık, itibar
- "Kendinden dinlediğine göre, çekilmenin sebebi bir haysiyet meselesi idi." (Falih Rıfkı Atay)
- "Bu söz haysiyetine dokundu."
-
Öz saygı
-
[isim]
Değer, saygınlık, itibar
- HAYVANSI
-
-
[sıfat]
Hayvanı andıran, hayvana benzeyen, hayvan gibi, hayvanımsı
-
[sıfat]
Hayvanı andıran, hayvana benzeyen, hayvan gibi, hayvanımsı
- KAPLAYIŞ
-
-
[isim]
Kaplama işi veya biçimi
-
[isim]
Kaplama işi veya biçimi
- KAYPAKÇA
-
-
[sıfat]
Biraz kaypak
-
[zarf]
Sözünde durmayarak, döneklik ederek
-
[sıfat]
Biraz kaypak
- FAYDASIZ
-
-
[sıfat]
Yararsız
- "Bir aralık evden savuşmak da aklına geldi ama faydasız buldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Yararsız
- ALAYİŞLİ
-
-
[sıfat]
Gösterişli
-
[sıfat]
Gösterişli
- AYDINCIK
- ...
- KAYNAKÇI
-
-
[isim]
Kaynak yapan kimse
-
[isim]
Kaynak yapan kimse
- SUNUŞTAY
- ...
- TÜNAYDIN
-
-
[ünlem]
Genellikle öğleden akşama kadar söylenen selamlama sözü
-
[ünlem]
Genellikle öğleden akşama kadar söylenen selamlama sözü
- KAYŞAMAK
-
-
[nsz]
Kaya, toprak vb. yerinden koparak aşağıya kaymak
-
[nsz]
Kaya, toprak vb. yerinden koparak aşağıya kaymak
- MALAYANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Boş ve yararsız, saçma
- "Malayani sözler."
-
[sıfat]
Boş ve yararsız, saçma
- AYRILMAK
-
-
[-e]
Ayırma işine konu olmak
- "Geçen hafta, Akşehir'de Nasrettin Hoca törenine ayrılmıştı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-den]
Bir yerden, bir kimseden, bir şeyden uzaklaşmak
- "... rahat bir tavırla yanındaki adamdan ayrıldı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Boşanmak
- "Artık senden saklamaya sebep kalmıyor. Ben, Remzi Bey'den ayrılıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-e]
Ayırma işine konu olmak