İçinde ay olan 5 harfli 152 kelime var. İçerisinde AY bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ay olan kelimeler listesine ya da Sonu ay ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAYFA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üzerine yazı yazılan veya basılan bir kâğıt yaprağın iki yüzünden her biri, sahife
- "Sayfayı öyle sıkı bağlardı ki satırlar âdeta birbirine kenetlenirdi." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Gazete, dergi vb. yayınlarda özel bir alan için ayrılmış bölüm
- "Sanat sayfası."
-
Konu
-
[isim]
Üzerine yazı yazılan veya basılan bir kâğıt yaprağın iki yüzünden her biri, sahife
- SARAY
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hükümdarların veya devlet başkanlarının oturduğu büyük yapı
-
Kamu işlerinin yürütüldüğü büyük yapı
- "Emniyet Sarayı. Spor ve Sergi Sarayı."
-
Görkemli ve gösterişli yapı
- "Bu ev bir saray."
-
Devlet başkanı ve çevresi
- "Saraydan çağrılmış."
-
[isim]
Hükümdarların veya devlet başkanlarının oturduğu büyük yapı
- HAYIF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Haksızlık, insafsızlık
-
Acınma, üzülme
-
[ünlem]
"Vah, heyhat, yazık" anlamlarında kullanılan bir söz
-
[isim]
Haksızlık, insafsızlık
- KAYRA
-
-
[isim]
Yüksek tutulan veya sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan, atıfet, inayet
-
[isim]
Yüksek tutulan veya sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan, atıfet, inayet
- KAYŞA
-
-
[isim]
Toprak kayması
-
[isim]
Toprak kayması
- TAYIN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Asker azığı
-
Asker ekmeği
-
Savaş veya seferberlik dönemlerinde vatandaşlara karneyle dağıtılan ekmek
- "Çok defa kahvaltı tayınım olan bir dilim kuru ekmekle bir topak tulum peynirini bile tıkınmaya imkân bulamıyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Asker azığı
- ALBAY
-
-
[isim]
Rütbesi yarbay ile tuğgeneral arasında bulunan ve asıl görevi alay komutanlığı olan üstsubay, miralay
-
[isim]
Rütbesi yarbay ile tuğgeneral arasında bulunan ve asıl görevi alay komutanlığı olan üstsubay, miralay
- NANAY
-
-
[isim]
Yok
- "Bende para nanay."
-
[isim]
Yok
- GAYDA
-
-
[isim]
Kamıştan yapılmış çift düdük ve tulumdan oluşan, tiz sesli, nefesli, İskoçların millî çalgısı
- "Her taraftan gayda sesleri kopar, yollar köylülerle dolardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Kamıştan yapılmış çift düdük ve tulumdan oluşan, tiz sesli, nefesli, İskoçların millî çalgısı
- AYGIT
-
-
[isim]
Birçok parçadan yapılmış alet, cihaz
- "Telefon bir konuşma aygıtıdır."
-
Vücutta belirli bir görevi yerine getiren organ grubu
- "Sindirim aygıtı. Solunum aygıtı."
-
Birkaç aletin uygun biçimde eklenmesinden oluşturulan ve bazı belli deneylerin yapılmasına yarayan takım
-
[isim]
Birçok parçadan yapılmış alet, cihaz
- AYMAZ
-
-
[sıfat]
Çevresinde olup bitenlerin farkına varmayan, sezmeyen (kimse), gözü bağlı, gafil
-
[sıfat]
Çevresinde olup bitenlerin farkına varmayan, sezmeyen (kimse), gözü bağlı, gafil
- GİRAY
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Kırım hanlarına ve han ailesinden olan prenslere verilen unvan
-
[isim]
Kırım hanlarına ve han ailesinden olan prenslere verilen unvan
- KOBAY
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kobaygillerden, bilimsel araştırmalarda kullanılan bir deney hayvanı, Hint domuzu (Cavia porcellus)
-
Deney konusu
-
[isim]
Kobaygillerden, bilimsel araştırmalarda kullanılan bir deney hayvanı, Hint domuzu (Cavia porcellus)
- PAYEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Pagan
- "Avrupa kıtasında yaşayan milletlerden payen kalmış olanlar arasında Hristiyanlık IX. asır ile XI. asır arasında teessüs etti." (Falih Rıfkı Atay)
-
Pagan
- FAYDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yarar
- "Bunların faydasından geçtik, zararlarını görmeyelim." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler, kan aldılar ise de fayda etmedi." (Memduh Şevket Esendal)
- "Şimdiye kadar bana iki paralık faydan dokundu mu ki her gün alacaklı gibi gırtlağıma sarılıyorsun!" (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bunlar yazı ile anlatılacak, anlatılırsa bir faydası olacak şeyler değil." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Yarar
- PAYET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Giysi vb. işlemek için kullanılan küçük, pırıltılı pul
-
[isim]
Giysi vb. işlemek için kullanılan küçük, pırıltılı pul
- BAYRI
-
-
[sıfat]
Çok eski zamanda var olmuş veya eskiden beri var olan, kadim
-
[sıfat]
Çok eski zamanda var olmuş veya eskiden beri var olan, kadim
- AYRAN
-
-
[isim]
Süt veya yoğurt yayıkta çalkalanarak yağı alındıktan sonra kalan sulu bölüm
-
Yoğurdun sulandırılıp çalkalanmasıyla yapılan içecek
- "Sadrazamın ayranı kabarsın diye üç gün beklenildikten sonra ... gelini, alayla, eşinin konağına iletmişlerdir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Süt veya yoğurt yayıkta çalkalanarak yağı alındıktan sonra kalan sulu bölüm
- OLCAY
- ...
- KAYIK
-
-
[isim]
Kürek veya yelkenle yürütülen ufak tekne
- "Balıkçı kayığı."
-
[sıfat]
Bir yana kaymış
-
[isim]
Kürek veya yelkenle yürütülen ufak tekne