İçinde ay olan 5 harfli 152 kelime var. İçerisinde AY bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ay olan kelimeler listesine ya da Sonu ay ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AY, YA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ŞAYAK
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kaba dokunmuş, dayanıklı bir çeşit yün kumaş
-
Bu kumaştan yapılmış elbise
- "Beyaz şayaklar giymiş, kuvvetli, güzel, genç bir âşık." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Kaba dokunmuş, dayanıklı bir çeşit yün kumaş
- HAYIF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Haksızlık, insafsızlık
-
Acınma, üzülme
-
[ünlem]
"Vah, heyhat, yazık" anlamlarında kullanılan bir söz
-
[isim]
Haksızlık, insafsızlık
- AYSAR
-
-
[sıfat]
Ayın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan (kimse)
-
Değişken huylu, kararsız (kimse)
-
[sıfat]
Ayın etkisiyle huyunun değiştiği sanılan (kimse)
- KAYAR
-
-
[isim]
Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi
-
Pay
- "Bir temiz ağzının kayarını verdim."
-
[isim]
Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi
- PAYDA
-
-
[isim]
Bayağı kesirlerde birimin kaç eşit parçaya bölünmüş olduğunu gösteren sayı, mahreç
- "1/2 kesrinin paydası 2 sayısıdır."
-
[isim]
Bayağı kesirlerde birimin kaç eşit parçaya bölünmüş olduğunu gösteren sayı, mahreç
- HALAY
-
-
[isim]
Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde genellikle davul ve zurna eşliğinde toplu olarak oynanan bir halk oyunu
- "Davullar dövüldü, zurnalar halay havaları üfürdü, düğün dernek kutlandı." (Nezihe Araz)
- "Erkekler dışarıda halay çekip tabanca atarken kadınlar Zekiye'yi getirip ortaya oturttular." (Lâtife Tekin)
-
[isim]
Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde genellikle davul ve zurna eşliğinde toplu olarak oynanan bir halk oyunu
- PAYAS
- ...
- TAYİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayıplama, kınama
-
[isim]
Ayıplama, kınama
- İLBAY
-
-
[isim]
Vali
-
[isim]
Vali
- OLCAY
- ...
- YAYIŞ
-
-
[isim]
Yayma işi veya biçimi
- "Gazete ve kitabın az okunması yayış ve satış işinin bozuk olmasından ileri geliyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yayma işi veya biçimi
- TAYİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ne olduğunu anlama, gösterme, belirtme, kararlaştırma
- "Yola devam edilmesini tayin için sordu." (Refik Halit Karay)
- "Necmi Efendi palas pandıras Çorlu'ya tayin edildi." (Haldun Taner)
-
Atama
-
[isim]
Ne olduğunu anlama, gösterme, belirtme, kararlaştırma
- AYYUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Göğün en yüksek yeri
-
Göğün kuzey yarım küresinde bulunan bir takımyıldızın en parlak yıldızı
- "İktisadi bunalım ayyuka çıktı maşallah." (Haldun Taner)
-
[isim]
Göğün en yüksek yeri
- AYEVİ
-
-
[isim]
Ayla
-
[isim]
Ayla
- BAYMA
-
-
[isim]
Baymak işi
-
[isim]
Baymak işi
- GAYRİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Gayrı
- "Sık sık görüşürüz gayri." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[zarf]
Gayrı
- HAYAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, imge, hülya
- "Mustafa Kemal hayallerin değil, hakikatlerin adamı idi." (Falih Rıfkı Atay)
- "... yarınki Türk operasını hayal eder, bize yepyeni, bambaşka ufuklar açardı." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Dudaklarının kenarından hayal gibi beyaz bir dil geçti." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Yalnız hayalle geçiniyorum, ben yalnız hayal kuruyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Belli belirsiz görülen şey, gölge
-
Görüntü
- "İnsanın aynadaki hayali."
-
İmge
-
Aydınlatılan bir perde arkasında deri veya kartondan yapılmış, hareket edebilen resimler ve bunlarla oynatılan oyun
- "Hayal yani Karagöz oynatan bir sanatkârmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, imge, hülya
- AYMAK
-
-
[nsz]
Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak
- "... bırak gece yarısı hoşbeşi Allah aşkına, aydım artık gidip yatayım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Gerçeği anlamak
-
[nsz]
Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak
- DADAY
- ...
- KAYAK
-
-
[isim]
Kar, su veya çim üzerinde kaymak için ayağa takılan araç
-
Bu aracı kullanarak yapılan spor
-
[isim]
Kar, su veya çim üzerinde kaymak için ayağa takılan araç