İçinde as olan 9 harfli 293 kelime var. İçerisinde AS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında as olan kelimeler listesine ya da Sonu as ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ASAYİŞSİZ
- ...
- NATIKASIZ
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Natıkası olmayan
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Natıkası olmayan
                    
                    
- RASTLANMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Rastlanmak işi veya durumu
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Rastlanmak işi veya durumu
                    
                    
- ASLANIMSI
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Aslansı
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Aslansı
                    
                    
- GASTRONOM
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Damak zevki olan, ağzının tadını bilen, iyi yemekten anlayan kimse
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Damak zevki olan, ağzının tadını bilen, iyi yemekten anlayan kimse
                    
                    
- İHLASLICA
- ...
- FERASETLİ
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Anlayışlı
                    
                    - "Çok ferasetli valimiz de buna benzer öğütlerde bulunmuştur." (Kemal Bilbaşar)
 
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Anlayışlı
                    
                    
- VİBRASYON
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Titreşim
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Titreşim
                    
                    
- TASARLAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Tasarlamak işi
                    
                    - "Gök Korsan konusunu açtığımda, henüz tasarlama hâlindeyken yazdığım bazı sahneleri okumuştu." (Cahit Uçuk)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Tasarlamak işi
                    
                    
- KASELETME
- ...
- KASKOLAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Kaskolamak işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Kaskolamak işi
                    
                    
- TASARIMCI
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Tasarım yapan kimse, tasar çizimci
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Tasarım yapan kimse, tasar çizimci
                    
                    
- KIYASLAMA
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Kıyaslamak işi, mukayese
                    
                    - "Brüksel'de bir de Alman darlığı ile müttefiklerin ferahlığı ve rahatı arasında bir kıyaslama yapmaya fırsat buldum." (Falih Rıfkı Atay)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Kıyaslamak işi, mukayese
                    
                    
- OTOPLASTİ
- 
    Kelime Kökeni : Fransızca - 
                        [isim]
                    
                        Eksik bir organa, kişinin başka bir yerinden parça alıp eklemek yoluyla yapılan onarım
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Eksik bir organa, kişinin başka bir yerinden parça alıp eklemek yoluyla yapılan onarım
                    
                    
- PASPALLIK
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Bakımsızlık, dağınıklık
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Bakımsızlık, dağınıklık
                    
                    
- KARABASAN
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Sıkıntılı ve korkulu düş, kâbus
                    
                    
- 
                    
                        Bir kimsenin içinde bulunduğu karmakarışık, sıkıntılı ruh durumu
                    
                    - "Arada geçirdiğim emeklilik yılları âdeta bir karabasan oldu benim için." (Haldun Taner)
 
 
- 
                        [isim]
                    
                        Sıkıntılı ve korkulu düş, kâbus
                    
                    
- BASABİLME
- 
    - 
                        [isim]
                    
                        Basabilmek işi
                    
                    
 
- 
                        [isim]
                    
                        Basabilmek işi
                    
                    
- RABITASIZ
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Düzensiz, birbirini tutmaz
                    
                    - "Rabıtasız, saçma sözlerinden ruhbana düşman olduğu anlaşılan bu güzel ve garip kadın..." (Ömer Seyfettin)
 
- 
                    
                        Ağırbaşlı olmayan, tutarsız
                    
                    - "Rabıtasız adam."
 
- 
                    
                        Bağlantısız
                    
                    
- 
                        [zarf]
                    
                        Birbirine bağlı veya tutarlı olmadan
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Düzensiz, birbirini tutmaz
                    
                    
- FALAKASIZ
- 
    - 
                        [sıfat]
                    
                        Falakası olmayan
                    
                    
 
- 
                        [sıfat]
                    
                        Falakası olmayan
                    
                    
- SALATASIZ
- ...
