İçinde as olan 6 harfli 190 kelime var. İçerisinde AS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında as olan kelimeler listesine ya da Sonu as ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HASTEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Daha ziyade gençlerin ve araştırmacıların konaklaması için yapılmış ve belirli kurallara göre yönetilen ucuz tesisler
-
[isim]
Daha ziyade gençlerin ve araştırmacıların konaklaması için yapılmış ve belirli kurallara göre yönetilen ucuz tesisler
- TASHİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düzeltme, düzelti
- "Ancak bir ehemmiyetsiz noktayı tashihe lüzum görüyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Yüzünü, hâl ve tavırlarını aynadan bakarak tashih etmeye çalışırdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Düzeltme, düzelti
- YASAMA
-
-
[isim]
Yasa koyma, yasa yapma, teşri
-
Genel, soyut, objektif ve sürekli nitelikte kurallar koyma
-
[isim]
Yasa koyma, yasa yapma, teşri
- PASATA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir tür kumar oyunu
-
[isim]
Bir tür kumar oyunu
- SİYASA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Politika
- "Güdümlü siyasanın kurbanı olmuş kimi değerli yazarların ivecen yargısı rol oynamıştır." (Selim İleri)
-
[isim]
Politika
- KASACI
-
-
[isim]
Veznedar, vezneci
-
[isim]
Veznedar, vezneci
- KASMAK
-
-
Kasları gergin duruma getirmek
- "Karaköy civarını kasıp kavuran iki serseri çocuğu enselerinden yakalayıp huzuruna getirmiştim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-i]
Kısaltmak
- "Derhâl asabi, ince, deli sesi çınlamaya başlar, etrafı kasıp kavurur ve kıyametleri koparırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Daraltmak
- "Dışarıda ortalığı kasıp kavuran bir ayaz vardı." (Cahit Uçuk)
-
Baskısı altında tutmak
-
Kasları gergin duruma getirmek
- PASTİL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle boğaz enfeksiyonlarına karşı ağızda emilerek kullanılan ilaç
-
[isim]
Genellikle boğaz enfeksiyonlarına karşı ağızda emilerek kullanılan ilaç
- BAYPAS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Damar aktarma
-
Devre dışı bırakma
-
[isim]
Damar aktarma
- BURASI
-
-
[isim]
Bu yer, bura
- "Burası Şakir Mustafa Bey'in yalısı değil mi, efendim?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bu yer, bura
- ÖRTBAS
-
-
[isim]
Bir durumun duyulmamasını, yayılmamasını sağlayan önlemler alma
- "Onlar da rezaleti örtbas etmek için kızı Bursa'ya kaçırdılar." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Her türlü ayıbın örtbas olacağını sandığı bir uzak diyara alıp götürmüştür." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir durumun duyulmamasını, yayılmamasını sağlayan önlemler alma
- ASBEST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tremolitin bozulmasından oluşan, lifli, kırılmadan bükülebilen ve ateşte niteliği değişmeyen bir mineral, taş pamuğu, kaya lifi
-
[isim]
Tremolitin bozulmasından oluşan, lifli, kırılmadan bükülebilen ve ateşte niteliği değişmeyen bir mineral, taş pamuğu, kaya lifi
- MAHLAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Takma ad
-
[isim]
Takma ad
- MASKOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Uğur getireceğine inanılan şey
-
Uğurluk
-
[isim]
Uğur getireceğine inanılan şey
- MASTAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Fiilin -mak / -mek veya -ma / -me ekleri alan ve ad gibi kullanılan biçimi, eylemlik: al-mak, üşü-mek, gör-me, bul-ma vb
-
[isim]
Fiilin -mak / -mek veya -ma / -me ekleri alan ve ad gibi kullanılan biçimi, eylemlik: al-mak, üşü-mek, gör-me, bul-ma vb
- BALAST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Demir yollarında traverslerin altına, şoselerde düzeltilmiş toprak üzerine döşenen taş kırıkları
-
Safra
-
[isim]
Demir yollarında traverslerin altına, şoselerde düzeltilmiş toprak üzerine döşenen taş kırıkları
- KASSIZ
-
-
[sıfat]
Kasları gelişmemiş olan, adalesiz
-
[sıfat]
Kasları gelişmemiş olan, adalesiz
- ANANAS
-
-
[isim]
Ananasgillerden, sıcak ülkelerde yetişen bir ağaç (Ananas sativus)
-
Bu ağacın tadı, kokusu çok beğenilen meyvesi
- "Elinde bir kutu ananas konservesi vardı."
-
[isim]
Ananasgillerden, sıcak ülkelerde yetişen bir ağaç (Ananas sativus)
- NASSAU
- ...
- ESASLI
-
-
[sıfat]
Köklü, geniş ölçüde etkili, güzel, doğru
- "... gövdesini kuş tüyü yastıkların içine daha esaslı bir tarzda yerleştirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zarf]
Köklü, etkili, güzel bir biçimde, doğru olarak
- "Konuyu esaslı öğrendi mi?"
-
[sıfat]
Köklü, geniş ölçüde etkili, güzel, doğru