İçinde as olan 4 harfli 41 kelime var. İçerisinde AS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında as olan kelimeler listesine ya da Sonu as ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- VASİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta birinin malını yöneten kimse
- "Garson, para kıymeti bilmediğim için bana karşı bir vasi tavrı takınıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Ölen bir kimsenin vasiyetini yerine getirmekle yükümlü olan kimse
-
[isim]
Bir yetimin veya akılca zayıf, hasta birinin malını yöneten kimse
- ASLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Birincil
- "... kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür." (Anayasa)
-
[sıfat]
Birincil
- RAST
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Doğru, düzgün
- "Bu kadın kadar tamahkâr bir insana ömründe rast gelmedi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Üç kurşun attı, ikisini rast getirdi."
- "İşi rast gidiyor."
-
[isim]
Tesadüf
- "Kumaşın iyisi bana rast geldi."
- "Neşeli bir anında rast getirip dilediğimi söyledim, hemen kabul etti."
-
[isim]
Atılan şey hedefi vurma
- "Çok ev aradım ama hiçbir yerde rast gelmedi."
-
[sıfat]
Doğru, düzgün
- ASES
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından önceki güvenlik görevlisi
-
Gece bekçisi
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından önceki güvenlik görevlisi
- ASAN
- ...
- ASYA
- ...
- TASA
-
-
[isim]
Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam
- "Gazeteleriniz sürüm tasasına kapıldılar mı hemen İstanbul'un nabzını tutarlar." (Falih Rıfkı Atay)
- "Sonra, dedim, bunun tasası sana mı düştü?" (Memduh Şevket Esendal)
-
Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu
-
[isim]
Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam
- PASO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir kimsenin, herhangi bir ücretin bütününden veya bir bölümünden muaf tutulduğunu gösteren belge
-
[isim]
Bir kimsenin, herhangi bir ücretin bütününden veya bir bölümünden muaf tutulduğunu gösteren belge
- ASLI
- ...
- ASAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sinir
- "Bu büyük ıstırap asabına uyuşukluk getirdi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Sinir
- ASIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüzyıl
-
Çağ
-
[isim]
Yüzyıl
- ASIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı
- "Bir belgenin aslı."
- "Söylenenlerin aslı çıkarsa güç duruma düşecek."
- "Ömrü savaş içinde geçer insanın, aslına bakarsan, ekmeğini topraktan çıkarmak için." (Azra Erhat)
-
Kök, köken, kaynak
- "Yazının aslı resimdir."
-
Gerçeklik
- "Bu haberin aslı yok."
-
Soy, nesep
- "İnsan dedi, aslını unutmamalıdır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Gerçek, esas, hakikat
- "Genç kızın bıraktığı mektup asıl sebebi meydana çıkarmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Bir şeyin temelini oluşturan, ana
-
[sıfat]
Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan
- "Asıl sanat budur."
-
[sıfat]
Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı
- "Asıl jüri üyesi toplantıya gelmediğinden yedek üye çağrıldı."
-
(a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak
- "İşin asıl tuhaf tarafı. Kabahat asıl bundadır."
-
[isim]
Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı
- VASL
- ...
- KASA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap
- "Arkaya doğru bir adım atıp sırtını meyhanecinin kasasına dayadı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ticarethanelerde para alınıp verilen yer
-
Bazı oyunlarda oyunu yönetme veya para karşılığında fiş verme işi
- "Kasa kim?"
-
Vagon, kamyon veya traktörün yük taşımak için şasiye bağlanmış üst bölümünü oluşturan parça
-
Tahta veya sentetik maddelerden yapılmış, dört köşe, sağlam ambalaj parçası, sandık
- "Barın kapısı önünde bira kasaları yığılmıştı." (Atilla İlhan)
-
Basımcılıkta dizgi harflerinin konulduğu gözlerden oluşan tabla
-
Kapı ve pencerelerin sabit olarak tutturulduğu asıl çerçeve
-
Birbiri üzerine istif edilerek yüksekliği ayarlanabilen atlama aracı
-
[isim]
Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap
- MASK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle ölünün yüzüne uygulanarak elde edilen yüz kalıbı
-
[isim]
Genellikle ölünün yüzüne uygulanarak elde edilen yüz kalıbı
- SASI
-
-
[sıfat]
Küf ve çürük gibi kokan
-
Kokuşmuş
-
Tatsız
-
[sıfat]
Küf ve çürük gibi kokan
- LASO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kement
-
[isim]
Kement
- ASAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eserler
-
[isim]
Eserler
- ASİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Soylu
- "Hepsi de iyi yüzlü asil tavırlı aile çocuklarıydı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Yüce duygularla yapılan
- "Asil bir davranış."
-
[isim]
Bir görevin gerçek sahibi
-
[sıfat]
Soylu
- KASK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Başı darbelerden korumak için sertleştirilmiş sentetik maddelerden yapılmış sağlam başlık
-
[isim]
Başı darbelerden korumak için sertleştirilmiş sentetik maddelerden yapılmış sağlam başlık