İçinde as olan 4 harfli 41 kelime var. İçerisinde AS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında as olan kelimeler listesine ya da Sonu as ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ESAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel
  2. Bir iş veya sözde doğru biçim
    • "Bu işin esası böyle değil."
  3. [sıfat] Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi
    • "Esas düşünce. Esas görev."

VASL
...
ASAP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sinir
    • "Bu büyük ıstırap asabına uyuşukluk getirdi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

PASO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Bir kimsenin, herhangi bir ücretin bütününden veya bir bölümünden muaf tutulduğunu gösteren belge

ASUR
...
MASK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Genellikle ölünün yüzüne uygulanarak elde edilen yüz kalıbı

ASAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eserler

GASP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir malı sahibinin izni ve haberi olmadan zorla alma

ASRİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çağdaş

ASES

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Osmanlı İmparatorluğu'nda Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından önceki güvenlik görevlisi
  2. Gece bekçisi

MASA

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Ayaklar veya bir destek üzerine oturtulmuş tabladan oluşan mobilya
    • "Çoğunlukla akşam yemeğinden sonra, sofra kaldırılınca yemek masasında yazardım o öyküleri." (Necati Cumalı)
  2. Bu mobilya etrafında oturanların tümü
  3. Dairelerde, kurumlarda belli konularla ilgili işlerin görüldüğü bölüm
    • "Kaçakçılık masası. Kıbrıs masası."
  4. Düz duruşlu yer, düzlek yapı
  5. İç içe geçme ayaklarıyla yüksekliği ayarlanabilen masa biçiminde atlama aracı

ASIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yüzyıl
  2. Çağ

HASA

  1. [isim] Patiska

RAST

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Doğru, düzgün
    • "Bu kadın kadar tamahkâr bir insana ömründe rast gelmedi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Üç kurşun attı, ikisini rast getirdi."
    • "İşi rast gidiyor."
  2. [isim] Tesadüf
    • "Kumaşın iyisi bana rast geldi."
    • "Neşeli bir anında rast getirip dilediğimi söyledim, hemen kabul etti."
  3. [isim] Atılan şey hedefi vurma
    • "Çok ev aradım ama hiçbir yerde rast gelmedi."

LASO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kement

ASKI

  1. [isim] Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne
    • "Giysi askısı."
  2. Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ
  3. Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması
  4. Hastanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç
  5. Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener
  6. Saklanmak için tavana asılmış dizi veya hevenk
    • "Üzüm askısı. Ayva askısı."
  7. Yeni yapılan yapıların çatısına, ev sahibi tarafından usta için veya düğün arabalarına düğün sahibi tarafından arabacı için armağan olarak asılan kumaş
  8. Gelinin oturacağı yerin üstüne asılan süsler
    • "Askı ... kalpakçılar başındaki hususi dükkânlardan ariyet kaldırılan ve düğün odasının münasip bir köşesine kurulan bir nevi dekor." (Refik Halit Karay)
  9. Kadınların kullandığı altın dizisi veya zincirli mücevherat
  10. Düğünlerde geline yakınları tarafından takılan hediye
  11. İpek böceğinin kozasını sarması için yanına konulan çalı çırpı
  12. Saz şairleri arasında yapılan deyiş yarışında üstün gelene verilmek için duvara asılan kumaş, tabanca vb. ödül

SASI

  1. [sıfat] Küf ve çürük gibi kokan
  2. Kokuşmuş
  3. Tatsız

TRAS

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Volkanik tüf

ASİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Soylu
    • "Hepsi de iyi yüzlü asil tavırlı aile çocuklarıydı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Yüce duygularla yapılan
    • "Asil bir davranış."
  3. [isim] Bir görevin gerçek sahibi

ASIL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı
    • "Bir belgenin aslı."
    • "Söylenenlerin aslı çıkarsa güç duruma düşecek."
    • "Ömrü savaş içinde geçer insanın, aslına bakarsan, ekmeğini topraktan çıkarmak için." (Azra Erhat)
  2. Kök, köken, kaynak
    • "Yazının aslı resimdir."
  3. Gerçeklik
    • "Bu haberin aslı yok."
  4. Soy, nesep
    • "İnsan dedi, aslını unutmamalıdır." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. [sıfat] Gerçek, esas, hakikat
    • "Genç kızın bıraktığı mektup asıl sebebi meydana çıkarmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
  6. [sıfat] Bir şeyin temelini oluşturan, ana
  7. [sıfat] Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan
    • "Asıl sanat budur."
  8. [sıfat] Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı
    • "Asıl jüri üyesi toplantıya gelmediğinden yedek üye çağrıldı."
  9. (a'sıl) Gerçekten, gerçek olarak
    • "İşin asıl tuhaf tarafı. Kabahat asıl bundadır."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü