İçinde ram olan 7 harfli 43 kelime var. İçerisinde RAM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ram olan kelimeler listesine ya da Sonu ram ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
RAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AR, MA, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KRAMPON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Futbol ayakkabılarının altındaki, çimende rahat hareket etmeyi sağlayan, deri veya sentetik kabara, tutmalık
-
İki parçayı sıkıca tutup sıkmaya yarayan metal parçası
-
Tuğla bacaların sağlamca durması için çevresine sarılan kuşak
-
[isim]
Futbol ayakkabılarının altındaki, çimende rahat hareket etmeyi sağlayan, deri veya sentetik kabara, tutmalık
- KIVRAMA
-
-
[isim]
Kıvramak işi veya durumu
-
[isim]
Kıvramak işi veya durumu
- VOLFRAM
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Atom numarası 74, atom ağırlığı 183,85, yoğunluğu 19,3 olan, sert, 3482 °C'de eriyebilen bir element, tungsten (simgesi W)
-
[isim]
Atom numarası 74, atom ağırlığı 183,85, yoğunluğu 19,3 olan, sert, 3482 °C'de eriyebilen bir element, tungsten (simgesi W)
- TRAMVAY
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şehirlerde yol üzerinde döşenmiş özel raylarda hareket eden yolcu taşıtı
- "Sarı tenekeden bir tramvay arabası titreyerek, sarsılarak geçti." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Şehirlerde yol üzerinde döşenmiş özel raylarda hareket eden yolcu taşıtı
- KURAMCI
-
-
[isim]
Kuram ortaya koyan kimse, kurama bağlı olan kimse, teorisyen
-
[isim]
Kuram ortaya koyan kimse, kurama bağlı olan kimse, teorisyen
- TORAMAN
-
-
[sıfat]
İri yapılı (genç)
-
[sıfat]
İri yapılı (genç)
- KAVRAMA
-
-
[isim]
Kavramak işi, anlama, algılama
-
Ağaç kuşak
-
Otomobilde motor ile vites kutusunu birbirine bağlayıp ayırma, motordan gelen hareketi sarsıntısız olarak öteki aktarma ögelerine iletme
-
Küçük orak
-
[isim]
Kavramak işi, anlama, algılama
- KARAMAK
-
-
[-i]
Hor görmek
- "Merhametin çoktur beni karama / Beni görüp mah yüzünü bürüme." (Karacaoğlan)
-
Karalamak, kara çalmak, lekelemek
-
Kötülemek, yermek
-
[-i]
Hor görmek
- BAYRAMİ
- ...
- DOĞRAMA
-
-
[isim]
Doğramak işi
-
Bir yapının kapı, pencere, dolap, raf vb. ağaç, metal veya plastik bölmeleri
-
[isim]
Doğramak işi
- KIPRAMA
-
-
[isim]
Kıpırdama, kıpramak işi
-
[isim]
Kıpırdama, kıpramak işi
- YARAMAK
-
-
[-e]
Bir şey yararlı olmak, yarar sağlamak
- "Kuru lafın işe yarayacağına hiç aklı ermedi." (Ömer Seyfettin)
- "Ona iyilik yaramaz."
-
Bir iş için uygun olmak, kullanılır olmak
-
[-e]
Bir şey yararlı olmak, yarar sağlamak
- İKRAMCI
-
-
[isim]
İkramda bulunmayı seven kimse, mükrim
- "Buna rağmen pek misafirperver ve ikramcı idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
İkramda bulunmayı seven kimse, mükrim
- YARAMAZ
-
-
[sıfat]
Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan
-
Söz dinlemeyen, uslu durmayan, yasaklanan şeyleri yapmakta ayak direyen, haşarı (çocuk), uslu karşıtı
- "Annesine bakabilmek için akşama kadar elliye yakın yaramazın kahrını çekiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çapkın
-
[sıfat]
Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan
- UĞRAMAK
-
-
[-e]
Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak
- "Üç günde yalnız üç vapur iskeleye uğradı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir yerin yanından, yakınından, içinden geçmek
- "Ona kapıdan şöyle bir uğramak isterdim." (Haldun Taner)
-
Fırlayarak çıkmak, dışarı çıkmak
- "Zelzele çığlığıyla beraber hepsi evden dışarı uğradılar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kötü duruma konu olmak
- "Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye harbe girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye uğramadıkça harp bir cinayettir." (Atatürk)
-
Yaklaşmak
- "Erkek misafir geldiği zaman Despina'dan başka kimse salona, kapının yanına uğramayacaktı." (Ömer Seyfettin)
-
Karşılaşmak, maruz kalmak
- "Millî Mücadele'nin başından o güne kadar Atatürk'ün en hafif bir sitemine uğramamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Cin, peri çarpmak
-
[-e]
Yola devam etmek üzere, bir yerde kısa bir süre kalmak
- KARAMAN
-
-
[isim]
Orta Anadolu'da yetiştirilen, kuyruğu iri ve yağlı bir tür koyun
-
[isim]
Orta Anadolu'da yetiştirilen, kuyruğu iri ve yağlı bir tür koyun
- SIÇRAMA
-
-
[isim]
Sıçramak işi
-
Ayaklarla, birdenbire yeri teperek kısa süre havaya yükselme
-
[isim]
Sıçramak işi
- TRAMPET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki değnek ile çalınan küçük davul
-
[isim]
İki değnek ile çalınan küçük davul
- KARAMEL
- ...
- PİRAMİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tepeleri ortak bir noktada birleşen, tabanları da herhangi bir çokgenin birer kenarı olan birtakım üçgenlerden oluşmuş cisim, ehram
-
Gösteri jimnastiklerinde, jimnastikçilerin, araçlı veya araçsız olarak birbirlerinin omuzlarında, dizlerinde oluşturdukları gösterişli ve düzenli biçimler
-
Mısır firavunlarının mezarı, ehram
-
[isim]
Tepeleri ortak bir noktada birleşen, tabanları da herhangi bir çokgenin birer kenarı olan birtakım üçgenlerden oluşmuş cisim, ehram