İçinde as olan 5 harfli 165 kelime var. İçerisinde AS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında as olan kelimeler listesine ya da Sonu as ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KASIK
-
-
[isim]
Vücudun karın ile uyluk arasındaki bölümü
- "Tabancayı kılıfsız olarak kuşağının arasına, sol kasığının üstüne yerleştirdi" (Necati Cumalı)
-
[isim]
Vücudun karın ile uyluk arasındaki bölümü
- MASKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boyalı karton, kumaş veya plastikten yapılan ve başkalarınca tanınmamak için yüze geçirilerek kullanılan yapma yüz
- "Yüzlerinden yalancı maskeleri sıyırmak, hiçlikleri meydana çıkarmak Çalıkuşu'nun en büyük eğlencesiydi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Korunmak için özel olarak yapılıp yüze geçirilen şey
- "Gaz maskesi."
-
Yüz ve boyun güzelliği için cilde sürülen krem, macun vb. şeyler
-
Gerçek duyguları veya bir şeyin gerçek görünüşünü gizleyen aldatıcı görünüş, davranış
- "Hayırseverlik maskesiyle kendi çıkarını yürütüyor."
-
Kişinin oynadığı rol veya hem kendisine hem de çevresine karşı takındığı davranış
-
[isim]
Boyalı karton, kumaş veya plastikten yapılan ve başkalarınca tanınmamak için yüze geçirilerek kullanılan yapma yüz
- HASAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ürün kaldırma, ekin biçme işi
-
Bu yolla elde edilen ürün
-
[isim]
Ürün kaldırma, ekin biçme işi
- YASMA
-
-
[isim]
Yasmak işi
-
[isim]
Yasmak işi
- ORASI
-
-
[isim]
O yer, ora
- "Odam orası, dedi, sağ tarafa düşen kapı." (Refik Halit Karay)
-
O yönü
- "İşin orası önemli değil."
-
[isim]
O yer, ora
- ASENA
- ...
- OLASI
-
-
[sıfat]
Görünüşe göre olacağı sanılan, muhtemel, mümkün
-
[sıfat]
Görünüşe göre olacağı sanılan, muhtemel, mümkün
- ASKER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Orduda görev yapan erden generale kadar herkes
- "Babam askere alınıp Bağdat'a götürülmüş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Askerlik görevi veya ödevi
- "Askere gitmek. Askerden dönmek."
-
Er
-
[sıfat]
Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli
- "Asker adam."
-
[sıfat]
Yurdun korunması yolunda iyi dövüşmesini başaran
- "Asker millet."
-
[isim]
Orduda görev yapan erden generale kadar herkes
- PALAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Lüks otel veya gösterişli yapı
- "Tanınmaz, anonim bir insan olmanın zevkine vardığımız oteller, palaslar yoktu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Kolay, rahat
- "Yarınki derslerin hepsi palas."
-
[sıfat]
Kolaylık gösteren, hoşa giden (nesne, kimse, yer)
-
[isim]
Lüks otel veya gösterişli yapı
- BASEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Vücudun bel ile kalça arasındaki bölümü
-
Kıtasal uzantıdan okyanus ortası sırtlarına kadar devam eden ve 4000-5000 m derinliği olan deniz dibi
-
[isim]
Vücudun bel ile kalça arasındaki bölümü
- ASKLI
-
-
[sıfat]
Sporları ask denen torbalar içinde oluşan (mantar)
-
[sıfat]
Sporları ask denen torbalar içinde oluşan (mantar)
- ASABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sinirli
- "Bu sebepsiz ağrılar gibi onun her şeyi asabi mizacının belirtisi idi." (Tarık Buğra)
-
Sinirle ilgili, sinirsel
-
[sıfat]
Sinirli
- PASAK
-
-
[isim]
Kir
- "Başta yağlı bir fes, boyunda pasak içinde yakalık ve kravat." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Kir
- YASİN
- ...
- RASYO
- ...
- MASTI
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kulakları uzun ve düşük, bacakları kısa, bodur bir köpek cinsi
-
[isim]
Kulakları uzun ve düşük, bacakları kısa, bodur bir köpek cinsi
- MÜMAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dokunan, temas eden
-
[isim]
Teğet
-
[sıfat]
Dokunan, temas eden
- RASAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gözlem
- "Türkler Belgrat'a yaklaştıkları zaman evvelki keşif ve rasat merkezi olmak üzere Havale kalesini inşa etmişlerdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Gözlem
- DASİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kuvarslı diyorit birleşiminde olan bir sızıntı kütlesi
-
[isim]
Kuvarslı diyorit birleşiminde olan bir sızıntı kütlesi
- FASIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Allah'ın emirlerini tanımayan, sapkın, günah işleyen
-
Kötülük eden, fesatçı
-
[sıfat]
Allah'ın emirlerini tanımayan, sapkın, günah işleyen