İçinde as olan 5 harfli 165 kelime var. İçerisinde AS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında as olan kelimeler listesine ya da Sonu as ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KASKO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Taşıtların uğrayacakları kazadan doğacak zararların tamamının karşılanması için yapılan sigorta türü

RASAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gözlem
    • "Türkler Belgrat'a yaklaştıkları zaman evvelki keşif ve rasat merkezi olmak üzere Havale kalesini inşa etmişlerdi." (Falih Rıfkı Atay)

RASIT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gözlemci

ELMAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yerin derinliklerinde bulunan, billurlaşmış arı karbon
    • "Elmas gibi kalbi var. Elmas gibi bir çocuk."
  2. Mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş
    • "Eline geçen elması eve taşıyor, içi kasalı aynalı dolaba kutu kutu istif ediyormuş." (Refik Halit Karay)
  3. [sıfat] Bu taşlarla yapılmış
    • "Elmas küpe."
  4. Elmastıraş

SASON
...
ÇASAR

Kelime Kökeni : Macarca

  1. [isim] Viyana'da oturan Alman imparatoruna verilen unvan

HASSA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Özgülük, özellik, hasiyet
    • "Geçmişi incelerken de eleştiri hassamızı uyanık tutalım." (Haldun Taner)

İHSAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üstü kapalı anlatma, sezdirme, ima
    • "Bunların hepsini bana beş on kelimeyle ihsas etti." (Halide Edip Adıvar)
  2. Duyum

YASMA

  1. [isim] Yasmak işi

BARAS
...
ATLAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yüzü parlak, sık dokunmuş bir tür ipekli kumaş, saten

KASLI

  1. [sıfat] Kasları sıkı, gelişmiş, adaleli

YASİN
...
ASMAK

  1. [-i] Bir şeyi aşağıya sarkacak biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak
    • "Lambayı tam pencerenin karşısına astı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Üzerine takınmak, kuşanmak
  3. [-i] Bir kimseyi boğazından ip vb. geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek
  4. Gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz gitmemek
    • "... güzel havada mektebi asamamış bir ilkokul öğrencisi somurtkanlığı ile kafileye katıldım." (Haldun Taner)
  5. Görevi olan bir işi özürsüz yapmamak

BASIK

  1. [sıfat] Basılmış, yassılaşmış
    • "Başına, arkası basık, önü yüksek, çuha püsküllü bir şapka giymiş." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Çok yüksek olmayan, alçak
    • "Arka sokağa bakan, dar, basık tavanlı, ışıksız bir yerdi." (Peyami Safa)
  3. Kısık
    • "Onun sesi de aynı şekilde basıktı." (Tarık Buğra)

HASAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ürün kaldırma, ekin biçme işi
  2. Bu yolla elde edilen ürün

ASKER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Orduda görev yapan erden generale kadar herkes
    • "Babam askere alınıp Bağdat'a götürülmüş." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Askerlik görevi veya ödevi
    • "Askere gitmek. Askerden dönmek."
  3. Er
  4. [sıfat] Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli
    • "Asker adam."
  5. [sıfat] Yurdun korunması yolunda iyi dövüşmesini başaran
    • "Asker millet."

BASTI

  1. [isim] Kıyma ile pişirilmiş sebze
    • "Kabak bastısı. Patlıcan bastısı."

HASIR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Saz, kabuk, yaprak vb. bir bitki maddesiyle örülmüş taban veya tavan örtüsü
  2. [sıfat] Tamamı veya bir bölümü böyle bir örgüden yapılmış olan
    • "Kuş tüyü yastıklı hasır sandalyelere oturdular." (Refik Halit Karay)

NASİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Birinin payına düşen şey
    • "Acaba İstanbul'u bir daha görmek nasip olacak mı?" (Halide Edip Adıvar)
    • "Herkes ondan haz veya hüzün, kendi nasibini alırdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bir kimsenin elde edebildiği, sahip olabildiği şey
    • "Türk'e ve Türk vatanına bir kurtuluş nasip ise onu gene Mehmetçiklerden beklemeliyiz." (Aka Gündüz)
    • "Konaktaki hamamlardan halayıklar, hizmetçiler de nasiplerini alırmış." (Salâh Birsel)
    • "Allah bana o rezaletle gelmeyi nasip etmesin, ölmek daha iyi." (Halide Edip Adıvar)
    • "Hiçbir erkeğe nasip olmadığını iddia edeceğim hayat, hep kaçamaklarla dolu idi." (Refik Halit Karay)
  3. Kısmet, talih, baht
    • "Tembellerin nasibi aç kalmaktır."
  4. Günlük kazanç

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü