Başında ge olan 6 harfli 50 kelime var. Ge ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ge olan kelimeler listesine ya da sonu ge ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ge bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GELGİT
-
-
[isim]
Boşuna gidip gelme
- "Bu gelgitten bıktım artık iş bir türlü yürümüyor."
-
Ay ve güneşin yer yuvarlağı üzerindeki çekim güçleri sebebiyle deniz yüzünde, özellikle ana denizlerde su düzeyinin alçalması, kabarması olayı, medcezir
-
[isim]
Boşuna gidip gelme
- GELMİÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İri balıklarda kılçık durumunda olan kemik
-
[isim]
İri balıklarda kılçık durumunda olan kemik
- GEMLİK
- ...
- GEVREK
-
-
[sıfat]
Kolayca kırılıp ufalanan
- "Bazı taşlar çok gevrek olur."
- "Diğer dükkânların satılmayan mallarını ben sanki ne yapayım diye gevrek gevrek gülerek kendi kendine hak verirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Şen, neşeli (gülüş)
- "Faik'in şişkin ağzından gevrek bir kahkaha boşaldı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Ağzın içinde kolayca parçalanıp dağılacak biçimde hazırlanmış bir tür çörek
-
[sıfat]
Kolayca kırılıp ufalanan
- GERİCİ
-
-
[sıfat]
Toplumda çağdaş değerlere ve yeniliklere önem vermeyen, her yönüyle eskiyi özleyen veya eski düzeni getirmeye çalışan (kimse veya görüş), ilerici karşıtı, mürteci
-
[sıfat]
Toplumda çağdaş değerlere ve yeniliklere önem vermeyen, her yönüyle eskiyi özleyen veya eski düzeni getirmeye çalışan (kimse veya görüş), ilerici karşıtı, mürteci
- GEVHER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Cevher
-
[isim]
Cevher
- GEÇMEZ
-
-
[sıfat]
Kullanımı olmayan
-
Değerini yitirmiş
-
[sıfat]
Kullanımı olmayan
- GEZLİK
-
-
[isim]
Eğri kılıçların ağız bölümü
-
[isim]
Eğri kılıçların ağız bölümü
- GEZMEN
-
-
[sıfat]
Gezgin
- "Doğrusu tarihçiler, ... özellikle de İstanbul'a gelen gezmenler, Uludağ'ın İstanbul'dan kolayca görüldüğüne inanmışlardır." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Gezgin
- GEĞREK
-
-
[isim]
Kaburganın alt yanında bulunan boşluklardan her biri
- "Kendi aralarında, bir hiç yüzünden, kıkır da kıkır gülerler. Gülmekten de geğrekleri ağrır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Kaburganın alt yanında bulunan boşluklardan her biri
- GEÇELİ
-
-
[sıfat]
Geçesi (II) olan
- "Balat kapısından girdim içeri / Boliçeler oturmuş iki geçeli." (Halk türküsü)
-
[sıfat]
Geçesi (II) olan
- GEREDE
- ...
- GELEME
-
-
[isim]
İki yıl sürülmeyen, boş tarla
-
[isim]
İki yıl sürülmeyen, boş tarla
- GENZEK
-
-
[sıfat]
Genizden konuşan
-
[sıfat]
Genizden konuşan
- GELGEL
-
-
[isim]
Albeni, alım, çekicilik
-
Başa takılan elmas veya altın iğne
-
[isim]
Albeni, alım, çekicilik
- GEVŞEK
-
-
[sıfat]
Sıkı veya gergin olmayan, gevşemiş olan
- "Bizim dost, gevşek kravatıyla, çözük yakasını şöyle bir okşadı." (Çetin Altan)
-
Cansız, hareketsiz, iradesiz
-
[zarf]
İlgisiz, kayıtsız bir biçimde
- "Bu konuda gevşek davranırsanız periler diyarına akla gelmeyecek sevimsiz bir yoldan gitmek de var." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[sıfat]
Sıkı veya gergin olmayan, gevşemiş olan
- GEVEZE
-
-
[sıfat]
Çok konuşan, çenesi düşük, lafçı, lafazan, zevzek, lakırtı ebesi, ağız kavafı, lakırtı kavafı
- "Öyle geveze ki ben sormadan anlatmaya başladı." (Haldun Taner)
-
Sır saklamayan, boşboğaz
- "Haydi çocuklar ... şu gevezenin yalanını ortaya vurmak için çıkalım." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Çok konuşan, çenesi düşük, lafçı, lafazan, zevzek, lakırtı ebesi, ağız kavafı, lakırtı kavafı
- GERGEF
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzerine kumaş gerilerek nakış işlemeye yarar, çoğu dikdörtgen biçiminde olan çerçeve
-
[isim]
Üzerine kumaş gerilerek nakış işlemeye yarar, çoğu dikdörtgen biçiminde olan çerçeve
- GEÇMİŞ
-
-
[sıfat]
Geçme işini yapmış
- "Geçmiş olsun ağabey, ne oldu sana böyle?" (Osman Cemal Kaygılı)
-
Zaman bakımından geride kalmış
- "Bu eski sesler içinde geçmiş zamanlar uyuyor, uyanıyor, geriniyor, yaşıyor gibidir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Çürümeye yüz tutmuş
-
[isim]
Bugüne göre geride kalmış olan zaman, mazi
- "Onlar bu davranışlarıyla geçmişte sadece huzursuzluk yarattı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Arkada kalan hayat, mazi
- "Perde perde örtülü olan eski bir geçmişten kulaklarına garip bir fısıltı gelmişti." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Birinin ölmüş ana, baba ve yakınları
- "Senin de yedi göbek geçmişine rahmet okusun ha?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Geçme işini yapmış
- GEZGİN
-
-
Gezmek, tanımak, görmek, dinlenmek amacıyla geziye çıkan (kimse), gezici, gezmen, seyyah
-
Gezmek, tanımak, görmek, dinlenmek amacıyla geziye çıkan (kimse), gezici, gezmen, seyyah