Başında ge olan 6 harfli 50 kelime var. Ge ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ge olan kelimeler listesine ya da sonu ge ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ge bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GEVHER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Cevher
-
[isim]
Cevher
- GELMİÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İri balıklarda kılçık durumunda olan kemik
-
[isim]
İri balıklarda kılçık durumunda olan kemik
- GEZLİK
-
-
[isim]
Eğri kılıçların ağız bölümü
-
[isim]
Eğri kılıçların ağız bölümü
- GELGEÇ
-
-
[sıfat]
Geçici
- "Bugün varsa yarın yok... Gelgeç bir misafir." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Hercai
-
[sıfat]
Geçici
- GENZEL
-
-
[sıfat]
Genizsil
-
[sıfat]
Genizsil
- GEZMEK
-
-
[nsz]
Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek
- "Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Seher hep Bayram'ın sinirine dokunanlarla gezip tozdu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir yerde dolaşmak, yürümek
- "Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Gitmek, başvurmak
-
Bulunmak
- "Şapkam burada ne geziyor?"
-
[-i]
Bir yeri görüp incelemek
-
Hasta ayağa kalkmak
- "Oğlum iyileşti, yavaş yavaş gezmeye başladı."
-
Herhangi bir biçimde gezinmek
- "Bu giysiyle gezemem."
-
[-i]
Bir yerde gezi yapmak
- "Geçen yaz Batı Anadolu'yu gezdik."
-
[nsz]
Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek
- GERZEK
-
-
[sıfat]
Geri zekâlı
-
[sıfat]
Geri zekâlı
- GEREDE
- ...
- GELGEL
-
-
[isim]
Albeni, alım, çekicilik
-
Başa takılan elmas veya altın iğne
-
[isim]
Albeni, alım, çekicilik
- GELEME
-
-
[isim]
İki yıl sürülmeyen, boş tarla
-
[isim]
İki yıl sürülmeyen, boş tarla
- GERGEF
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzerine kumaş gerilerek nakış işlemeye yarar, çoğu dikdörtgen biçiminde olan çerçeve
-
[isim]
Üzerine kumaş gerilerek nakış işlemeye yarar, çoğu dikdörtgen biçiminde olan çerçeve
- GERGİN
-
-
[sıfat]
Gerilmiş durumda olan
- "Gergin tel. Gergin kiriş."
-
Buruşuğu, kırışığı olmayan (cilt)
- "Siyah jarse elbisesi içinde, hâlâ diri, gergin vücuduyla güzel ve ihtişamlıydı." (Peyami Safa)
-
Bozulacak duruma gelmiş olan (ilişki)
- "Arkadaşımın kocasıyla arası gergin."
-
Huzursuz, sinirli
-
[sıfat]
Gerilmiş durumda olan
- GEVEZE
-
-
[sıfat]
Çok konuşan, çenesi düşük, lafçı, lafazan, zevzek, lakırtı ebesi, ağız kavafı, lakırtı kavafı
- "Öyle geveze ki ben sormadan anlatmaya başladı." (Haldun Taner)
-
Sır saklamayan, boşboğaz
- "Haydi çocuklar ... şu gevezenin yalanını ortaya vurmak için çıkalım." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Çok konuşan, çenesi düşük, lafçı, lafazan, zevzek, lakırtı ebesi, ağız kavafı, lakırtı kavafı
- GEVREK
-
-
[sıfat]
Kolayca kırılıp ufalanan
- "Bazı taşlar çok gevrek olur."
- "Diğer dükkânların satılmayan mallarını ben sanki ne yapayım diye gevrek gevrek gülerek kendi kendine hak verirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Şen, neşeli (gülüş)
- "Faik'in şişkin ağzından gevrek bir kahkaha boşaldı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Ağzın içinde kolayca parçalanıp dağılacak biçimde hazırlanmış bir tür çörek
-
[sıfat]
Kolayca kırılıp ufalanan
- GEHGEH
-
-
[isim]
Bu söz "nöbetli bir hastalığa yakalanmak" anlamında kullanılan gehgeh tutmak deyiminde geçen bir söz
- "(şeftali) O da ateşli hastalıklara birebir ama gehgeh tutana yani nöbetli hastalığa yakalananlara nice yüz kez bin bela getirir." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Bu söz "nöbetli bir hastalığa yakalanmak" anlamında kullanılan gehgeh tutmak deyiminde geçen bir söz
- GELENİ
-
-
[isim]
Tarla faresi, büyük fare
-
[isim]
Tarla faresi, büyük fare
- GEÇELİ
-
-
[sıfat]
Geçesi (II) olan
- "Balat kapısından girdim içeri / Boliçeler oturmuş iki geçeli." (Halk türküsü)
-
[sıfat]
Geçesi (II) olan
- GETİRİ
-
-
[isim]
Faiz
- "Yıllık getiri."
-
Kazanç
-
Yarar
- "Bu çalışmanın bana getirisi çok oldu."
-
[isim]
Faiz
- GECECİ
-
-
[isim]
Çalışma sırası geceye rastlayan görevli
-
Gündüz erken saatlerde kendini yorgun, çalışmaktan bitkin hisseden kimse
- "Sabahları erken kalkmayı sevmeyen, gece geç yatan gececi kişilerdensiniz." (Tomris Uyar)
-
[isim]
Çalışma sırası geceye rastlayan görevli
- GEVŞEK
-
-
[sıfat]
Sıkı veya gergin olmayan, gevşemiş olan
- "Bizim dost, gevşek kravatıyla, çözük yakasını şöyle bir okşadı." (Çetin Altan)
-
Cansız, hareketsiz, iradesiz
-
[zarf]
İlgisiz, kayıtsız bir biçimde
- "Bu konuda gevşek davranırsanız periler diyarına akla gelmeyecek sevimsiz bir yoldan gitmek de var." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[sıfat]
Sıkı veya gergin olmayan, gevşemiş olan